SIRRIN GERÇEĞİ

Asla bir insanı tam anlamıyla tanıyamayız. Adınız kadar emin bir şekilde tanıyamazsınız her ne kadar inkar etsenizde. Bunu ne kadar erken kabul ederseniz o kadar az zarar alırsınız.

***

-2 Hafta Önce-

"Aşkım ya" dudaklarımı büzerek ve kelimeleri ağzımda yayarak konuşmuştum. Bunu bilerek yapmıştım çünkü karşımdaki kişinin vereceği tepkiden adım kadar emindim. Ve onun tepkisi benim hoşuma gidiyordu. Tahmin ettiğim gibi bir tepki geldi. Önce o muhteşem benim hayran kaldığım sesiyle dediğime kahkaha attı. Ardından işaret ve orta parmağıyla dudaklarımı kavrayıp sıktı. Canımı yakmamıştı fakat hafifçe inledim. Canımın yandığını zannedip hemen parmaklarını çekti dudaklarımdan ve yerine minik bir öpücük kondurdu. Ah evet bu ödülü alacaksam sürekli canımı bile yakabilirdi. İlla ki öpmesi gerekmezdi sarılması bile yeterdi bana veya çikolata kahvesi sıcaklığındaki gözleriyle bakması.

"Seni tanımasam şımarık, süslü kokonalardan biri zannederdim aşkım." dedikleriyle transa geçmiş gibi ona bakmaktan kendimi kurtardım. Dediğini düşünmemiştim o sırada onun o harika kişiliğini ve yüzünü düşünüyordum. O olmasa ne yapardım kim bilir nasıl yaşardım veya eski halime mi dönerdim bunlar merak konusuydu.

Karşımızda ki koltuğa oturan Buse ve Serhat'ı görmemle Uluçtan zorda olsa bakışlarımı çektim ve dikkatimi Buse'nin dediklerine verdim.

"Uluç ile nasıl tanıştınız?" Buse, Serhat'ın yeni sevgilisiydi ve tatlı bir kızdı. Ayrıca Serhat ile ilişkileri ciddi gibi gözüküyordu.

"Sen anlatmaya ne dersin canım?" diye topu Uluç'a devrettim. Ve Uluç kafasını sallayıp başladı anlatmaya.

"Onunla ilk defa yasa dışı araba yarışlarında karşılaşmıştım. Biliyorsunuz yarışlara ve özellikle yarışmaya ayrı bir tutkum var. Erva'yı ilk gördüğümde yarış çizgisinde bulunan arabasına doğru ilerliyordu. Savrulan kahverengi saçları üstündeki simsiyah kıyafetleri ve etrafa bulaşırsan yakarım bakışları beni çok etkilemişti. Kendimi o sırada ona doğru çekiliyor gibi hissediyordum. O sırada ne oldu biliyor musunuz? Göz göze geldik. Ben ona öyle etkilenmişcesine bakarken onun gözleri zorlasan iki saniye anca gözlerimde kalmıştır. Bu duruma sinirlendim. Benim ondan etkilenipte onun benden etkilenmemesine. O sırada baya hırs yaptım. Onu bu piste gömecektim. Zaten dört kişi yarışacaktık ve ben çok hırslanmıştım."

Heyecanla atıldı Buse "Sonra ne oldu? Sonra ne oldu ay çatlayacağım." Uluç ise benim güleceğim Buse'nin ise ağzının bir karış açılacağı cevabı verdi.

"Yenildim."

Buseden "Ne?" diye bir şok nidası yükseldi. Uluç ise buraları anlatmaya pek hevesi olmadığı için konuyu hızlıca anlatmaya başladı. Yediremiyordu işte bir kıza yenilmeyi. Sevgilisi olan bir kıza.

"Sonra işte ben uhm yenilince sinirlendim ve yarış bittiğinde Erva'mın yanına gittim. Sinirliydim ve yedirememiştim yenilmeyi. Erva'ya bağırıp küfür etmiştim durduk yere."

"Erva ne yaptı?" diye yine lafa atladı Buse.

"Bana yumruk attı ve gitti. Daha sonra aynı üniversiteden çıktık ve arada sözlü kavgalarımız oldu. Onunla yarıştıktan iki ay sonra çıkmaya başladık. Çıkalım diye resmen yalvarmıştım Erva'ya çünkü amacım intikam'dı. Daha sonra ise birlikte vakit geçirdik ve fark ettik birbirimizin yanında kendimiz gibi davranabiliyoruz, eğlenebiliyoruz. Yavaş yavaşta aşık olduk birbirimize. Ve ben Erva'yı değiştirdim. İki yıldır çıkıyoruz. Şuan mezun ve işsiziz ama olsun mutluyuz ya o yeter."