"he's looking at you."

491 39 62
                                    

"hey, bin, biyoloji hocası sana bakıyor."

arkadaşının fısıldamasıyla gözlerini öğretmen masasına çıkardı bin. göz göze geldiği yeni biyoloji hocası ona küçük bir gülümseme sundu ve sınıfın kalanına göz gezdirmeye başladı.

"kitaplarınızın 112. sayfasını açar mısınız?"

duyduğu nazik sesten sonra sayfaları çevirmeye başladı changbin. arkadan duyduğu sesle tekrar kapattı kitabı.

"iki dakika kaldı hocam."

aşırı çekici biyoloji öğretmeni kafasıyla onayladı. "biyoloji projesi için herkesi ikişerli gruplara ayırdım, isterseniz şimdi grupları okuyabilirim?"

"olur hocam." birkaç kişiden aynı anda çıkan sesle masanın üzerindeki kağıdı açtı öğretmen.

"seonghwa ve san. yeonjun ve soobin. yeji ve ryujin. jisu ve yuna. mingi ve hongjoong. yunho ve jongho. wooyoung ve yeosang. sunwoo ve changbin. juyeon ve minho. kai ve beomgyu. jay ve niki. jungwon ve sunoo. jake ve sunghoon. son olarak heeseung ve taehyun."

changbin kafasını sıraya koydu. kim sunwoo mu, cidden mi? hayatı boyunca o çocukla bir kere bile konuşmamıştı. ayrıca ikisi çok farklılardı, changbin inekti, o ise serserinin teki.

ayrıca okula biyoloji öğretmeni ile gidip geliyordu. oğlu mu acaba diye düşünmeden edemedi changbin. ancak sonra bu kadar genç yaşta çocuk sahibi olmasının saçma olduğunu düşündü. soyadları da aynı değildi. belki de evlatlıktı?

bunları düşünmenin projesine ya da hayatına bir katkısı olmadığını fark edince düşünmeyi kesti. çalan zille ayağa kalktı ve minho'nun yanına gitti.

"tanrım, tam da adama kanım ısınıyor diye düşünmüştüm. lee juyeon mu? dalga mı geçiyor benimle?"

güldü changbin. "bana da sunwoo'yu verdi. bak ben şikayet ediyor muyum?"

üstünü düzeltti minho, ardından yumuşacık turuncu saçlarını karıştırdı. "çünkü geçen sene sunwoo'dan hoşlanıyordun."

"hey!" uyarırcasına bağırdı arkadaşına changbin. ardından onu bir süzdü. "çok güzel olmuşsun."

bacak bacak üstüne attı ve eteğini düzeltti. "biliyorum hayatım. sen de fena değilsin. şu lanet siyah pantolonu giymesen daha da iyi olabilirdin."

göz devirdi changbin. "pantolonumu seviyorum."

"umarım pantolonun seni sevmiyordur." diye mırıldandı ve ayağa kalktı. changbin'in koluna girdi ve onu sürüklemeye başladı. "haydi kantine gidelim."

changbin her zamanki gibi çikolatalı süt ve bitter çikolota aldı. minho ise çilekli lolipop ve su.

boş bir masaya oturdular ve konuşmaya başladılar. "eğer son senem olmasaydı kesinlikle juyeon ile proje yapmazdım. emin ol hiçbir sik yapmayacak, bütün iş benim üzerime kalacak."

"keşke ikimiz takım olsaydık."

changbin'i kafasıyla onayladı minho. "bak ne diyeceğim, bu gece bizde kalır mısın? yeni etekler aldım ve denemeni istiyorum."

kaşlarını çattı changbin. "şaka mı yapıyorsun? hayatımda asla etek giymem."

"geçen sene jisu'nun doğum günü partisinde giymiştin?"

"sunwoo gelecek demiştin ama gelmemişti!"

"davet edildiği bir yere gelmemesi benim suçum mu!" ağzında lolipop olduğu için sesi değişik çıkmıştı ve bu changbin'i güldürmüştü.

o sırada yanlarındaki boş sandalyelerin çekilme sesini duyup o tarafa döndüler. changbin'in sütü boğazında kaldığı için öksürmeye başlarken minho ağzındaki lolipopu kucağına düşürmüştü.

"selam. biyoloji projesinde eş olmuşuz." sunwoo'nun melekimsi gülümsemesiyle sarf ettiği bu sözcükler changbin'i ufaktan gülümsetmişti. ardından hemen toparlandı.

minho'dan duyduğu 'hah' sesiyle o tarafa döndü. juyeon, minho'nun lolipopunu eline almıştı ve havada tutarak minho'dan uzaklaştırıyordu.

"juyeon lütfen bebeklik yapma da ver şu şekerimi!"

"bana bebek diyene bakın, çilekli lolipop yiyor."

minho ayağa kalktı ve zıplayarak lolipopu almaya çalışmaya başladı. o sırada içeri giren resim öğretmeni hızlı adımlarla yanlarına geldi ve minho'yu belinden tutup durdurdu. juyeon'un elindeki lolipopu aldı ve minho'ya verdi. ardından uyarırcasına juyeon'a baktı. minho'nun yanından geçerken ise kulağına eğilip fısıldadı. "eteğine dikkat etmelisin küçük."

juyeon eğilip özür diledikten sonra minho'nun elini tutup koşarak kantinden çıktı. changbin az önce olanları şaşkınlıkla izliyordu ve gözü onlar çıktıktan sonra sıkıca yumruğunu sıkan hocasında kalmıştı.

hoca gittikten sonra sunwoo'nun kahkahasıyla kendine geldi. "çok komikti."

"proje için mi konuşmaya gelmiştin?" konuyu değiştirmek amaçlı sorduğu sorunun işe yaramasını umdu.

"aslında, evet. bir an önce başlayalım diye düşündüm. okul çıkışı ya da akşama doğru bize gel. hemen başlayalım ve bitirelim."

bunu diyen kişinin sunwoo olması changbin'i bir hayli şaşırtmıştı. kim sunwoo, derslerini sikine bile takmayan bir öğrenciyken, bu proje için neden bir an evvel başlamak istemişti? işte bu soru sanırım changbin'in kafasında dönem sonuna kadar bir soru işareti olarak kalacaktı.

"pekala, bu akşam saat 19:00'de gelsem uygun olur mu?"

gülümsedi sunwoo. "olur."

♡♡

AYLAR SONRA BOLUM ATTIM ALIRIM BIR ALKIS

ya da yorum.

iyi gecislerr

teacher's pet ↬ chanchangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin