çok değil...

481 35 19
                                    

Yorumlarınız hem benim hem de kitap için önemli.

Yıldıza basmayı unutmayın lütfen.

İyi okumalar 💞


Aybike, anne ve babasının boşanma sürecinde kendini çok yalnız hissediyordu. Üstüne abisi Oğulcan'ın bile onu anlamıyor olması, ne kadar üzüldüğünü fark etmemesi yetmezmiş gibi abisini, babasının çalıştığı lokantanın sahibi kadına sarılmış halde görmesi, daha sonra babasının bu manzaraya güler halde baktığını fark etmesi gözlerinden damla damla yaşlar akmasına neden oldu.

"Ne kadar mutlulur... kimsenin Aybike'yi düşündüğü yok. Ben kimim ki zaten? Aybike'yi kim düşünsün?"

Aybike biraz kadar baktı camdan içeri "mutlu" tabloya. Bir süre öncesine kadar o "mutlu" tabloda o kadın yerine annesi ve kendi de vardı.

Göz yaşını sildi.

İç çekti.

"Çok değil ya... çok değil... bir yıl öncesine kadar bizim evimizin görüntüsüydü bu. Ben anneme sarılıyordum. Oğulcan kıskandığı için gelip söyleniyordu. O sırada babam bize gülerek bakıyordu. Sonra annem Oğulcan'a da sarılmıştı. Babam gelip üçümüzün resmini çekmişti."

Geldiğini fark eden olmadığı gibi gittiğini de kimse fark etmemişti. Yürümek istedi. Sadece yürüdü. Ayaklarının götürdüğü yere gitti. Esen rüzgar saçlarını savurdu. Şu an hissettiği derin üzüntü, birine anlatsa azalacaktı belki... istediği tek şey biraz olsun anlaşılmak idi... kendi de kestiremiyordu kaç duyguyu birden yaşadığını. Hayal kırıklığı? Üzüntü? Anlayanın olmamasının verdiği yalnızlık hissi?

Ağladı... sustu... sadece etrafı izledi...

Birden duyduğu ses irkilmesine sebep oldu. Annesi arıyordu. Ama açmadı. Açmak istemedi. Arama kaydına baktı 15 yeni cevapsız arama vardı. 8'i annesinden, 7'si Berk'ten di.

Telefonu tamamen kapatacağı sırada Berk'in mesaj attığını gördü.

"Tatlım aradım ama ulaşamıyorum. Merak ediyorum nasıl olduğunu. İyi misin?"

Cevabını bilmediği soruydu.. iyi miydi? Hayır... Gerçekten ne hissediyordu? Yalnız ve kırılmış. Bir kişi bile olsa onu anlıyor muydu? Hayır. Berk hariç kimse bu süreçte aybike'yle iletişim kurmamıştı.

Ne biri iyi olup olmadığını soruyordu ne de onu anlayan vardı. Bahaneye sığınanlardan başka çarem yoktu cevabını alıyordu her seferinde. 

Ekrana buruk tebessümle baktı Aybike. Annesi sadece kendine derdine düşmüş, abisi sadece kuzenlerine hak vermekten başka bir şey yapmamış, babası ise eve uğramadığı gibi çocuklarını unutmuş halde olunca bir tek sevgilisinden destek görmek onu üzüyor hem de sevindiriyordu.

Cevap yazmadı. Hem ne yazacaktı ki? İyiyim? Yalan söylemiş olacaktı öyleyse.

Boşanma günü gelmişti. Anne babası tek celsede boşanacaktı. Aybike son bir umut vazgeçerler diye bekledi. Hiç istemese de o soruyu sordu.

"Hala istiyor musunuz boşanmayı?"

Şengül, Aybike'nin gözlerinin dolduğunu fark etti. Hemen sarıldı kızına.

"Prensesim üzülme n'olur.."

"Mother'ım biz de gelelim mi?"

"Nereye?"

"Nereye olucak davaya"

"Hayır çocuğum gerek yok siz okulunuza gidin mahkeme zaten tek seferde bitirecek bu işi."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 06, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Anla Halimden ▪︎ ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin