26 Kasım 2011 tarihinde fırlatılan ve 253 gün sonra Mars'a ulaşan Curiosity isimli insan yapımı bir robot yaklaşık olarak 2 yıldır Mars'ta toprak örneklerini analiz etmektedir. Bir araba büyüklüğünde olan bu robot Mars yüzeyinin kimyasal, izotopik ve mineralojik bileşimlerini incelemekte ve Mars'taki organik bileşiklerin doğasını ve miktarını saptamaya çalışmaktadır.
Bunun yanında Hollandalı bir girişimci olan Bas Lansdorp'ın önderliğinde başlatılan "Mars 1" isimli farklı bir proje 2025 yılına kadar Mars'ta kalıcı bir insan kolonisi kurmayı amaçlamaktadır. İlerleyen yıllarda Mars'ın elverişli bir bölgesinde 2 yaşam ünitesi, 2 yaşam destek ünitesi ve 1 besin ünitesi kurulduktan sonra fiziksel ve psikolojik testler gibi birçok testi başarılı bir şekilde geçen en iyi 40 kişi Dünya'ya bir daha asla geri dönmemek üzere Mars'a gönderilecek ve bu insanlar aylar süren uzun bir yolculuktan sonra artık Mars insanları olarak hayatlarına yeni bir sayfa açarak ömürlerinin sonuna kadar Mars'ta yaşayacaklar. (Bu insanlar ileride Mars'ta çocuk sahibi olmaları planlanıyor)
İnsanoğlu son 25 yıldır yaptığı uzay araştırmaları neticesinde Dünya'dan kat trilyonlarca uzakta olan ve Dünya'ya benzediği düşünülen Kepler 186F, Kepler-62f ve Kepler-22b gibi bir takım gezegenlerin varlığını keşfetti. Bazılarının büyüklüğü dünyanınkinden birkaç kat daha fazla olan bu gezegenlerle alakalı yapılan uç tahminler bu gezegenlerdeki ortalama yüzey sıcaklığının -10 ile +40 santigrat derece arasında olduğunu göstermektedir.
Peki güneş sistemimizden trilyonlarca kilometre uzakta olan bu gezegenleri tıpkı Mars'ta olabildiği gibi robotlar veya astronotlar göndererek keşfetmemiz mümkün mü?
Öncelikle bu gezegenlere ulaşmakta hız faktörüdür çok önemlidir. Şu ana kadar yapılmış en hızlı uzayaracı olan Helios2'nin maksimum hızı saniyede yaklaşık olarak 70 km'ydi. Ve Helios2'nin hızında giden bir uzay gemisinin bile bize Güneş'ten sonra en yakın yıldız olan Proxima Centauri'ye ve onun etrafındaki gezegenlere ulaşması yaklaşık olarak 19.000 yıl sürerdi.
Saniyede yaklaşık olarak 300.000 km yol kat edebilen ve Dünya'yı 1 saniyede 7 defa turlayabilen ışığın ise bu bölgelere ulaşması 4 yıldan biraz fazla sürer. Fakat bir insanın ışık hızında seyahat etmesi şu an için imkansız gibi gözükmektedir.
Öyle ki yakın bir tarihte NASA "Kötü haber şu ki; bugüne kadar defalarca yaptığımız bilimsel araştırmalar ışık hızından daha hızlı bir yolculuğun şu an için imkansız olduğunu göstermektedir" diye bir belirtide bulunmuştu.
Belki ileride teknoloji gelişmekte olduğu için füzyon roketleri alanında yapılan keşiflerin sonucunda ışık hızının %1'i kadar hızlı gidebilen yani saniyede 3000 kilometre yol kat edebilen uzaygemileri üretebiliriz.
Bu uzaygemilerinin içini dondurulmuş binlerce insan embriyosuyla ve bu embriyolarla ilgilenecek olan üstün yapay zekaya sahip akıllı robotlarla doldurup Dünya'ya benzer bir gezegene doğru fırlatırsak belki yüzlerce yıl sonra bu uzaygemisi hedefine varabilir ve akıllı robotların yardımıyla farklı bir insanlık medeniyeti kurulabilir. Ancak yüzlerce yıl sürebilecek olan bu yolculuk sırasında Dünya'da teknoloji daha da geliştirilebileceği için erken bir tarihte yeni bir medeniyet kurmak için Güneş sisteminin dışına bir uzay mekiği fırlatmak bugün mantıksız ve lüzumsuz gözükmektedir.
Tüm bunlara rağmen Andrew Kennedy uzay teknolojisinin ve dünya ekonomisinin gelişimini dikkate alarak insanoğlunun Barnard Yıldızının yakınlarına ulaşabilmesinin günümüzden 1103 yıl sonra olacağını tahmin etmişti. Bu, o zamana kadar virüs salgınları veya meteor kazaları gibi afetlerin insanoğlunu etkilemeyeceğini varsayan oldukça iyimser ve uç bir tahmindir.
Yapılan daha iyimser ve uç bir tahmin ise insanoğlunun eğer nesli tükenmezse ve teknolojik bir gerileme yaşamazsa 50.000 yıl içinde Samanyolu Galaksisinin tamamına yayılabileceğini ve nüfusunun 500 trilyondan daha fazla olabileceğini ileri sürmektedir.
![](https://img.wattpad.com/cover/38145010-288-k176323.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLLUMİNATİ VE HERSEY
Mystery / ThrillerARKADASLAR HAZİR KİTABA GOZ ATMİSKEN YORUM ATARMİSİNİZ? VE KİTABİMA OY VERİRMİSİNİZ?