Sehrin disinda yesillikler icinde bir yerdi burasi. Yol boyu kimseden ses cikmamis olsada annemin beni evden cikaris zaferine yakisir gulusunu hayal edebiliyordum. Babam arabayi hizli kullanmis olacak ki cabuk gelmistik.Kapisindan girdigim anda kendimi iyi hissetmistim. Burasi buyuk bir at ciftligiydi. Annemgilin beni odadan surukleyerek cikarmalarinin iyi bir nedeni oldugunu dusunmeye baslamistim. Arabadan indigimde karsimizda duran o buyuk parkurda bir kac kisinin antreman yaptigini gordum. Bizimkiler kayit islemlerini yapacaklarini ve uzun kaybolma nasihatlerinden sonra parkurun citlerinin arkasindan onlari seyretmeye basladim. Parkurdakilerin birde antronorleri vardi , oda benim gibi parkurun arkasindan komutlar vererek sure tutuyordu. Sert bakisli olmasi beni tedirgin etmemisti sempatik birine benziyordu. Disiplinli oldugu verdigi konutlardan anlasiliyordu , en fazla kirkinda olan bu sempatik antronorumuz eliyle kahverengi ati suren siyah sacli, genis omuzlu ,ozellikle de gamzeleri olan o tatli cocuga isaret vererek baslamasini soylemis ve ayni anda kronometresini baslatmisti. At gercekten cok hizliydi. Antronor kronometreyi durdugunda fazlasiyla sasirmis ve yuzundeki carpik gulumsemeyle ogrencisiyle gurur duydudugu anlasiliyordu.