five

79 6 18
                                    

Yoongi yalvarmalarıma rağmen beni dinlememiş ve sadece onun evinde kaldığım yakın arkadaş gibi davranacağına beni ikna etmişti.

Az sonra kapının vurulmasıyla Yoongi somurtarak kapıyı açmaya gitmişti. Ben de yavaş adımlarla peşinden gitmiştim.

Kapının açılmasıyla Chaeyoung Yoongi'nin boynuna atlamıştı. "Oppa! Seni ne kadar özledim bilemezsin!" İnce sesiyle neşeli bir şekilde konuşmuştu.

Yoongi ilk önce afallamış sonra suratına memnun bir ifade takınıp Chaeyoung'un sırtını patpatlamıştı.

Ben ise onları izliyordum. Chaeyoung'un asil kızıl saçları beline kadar uzanıyordu. Giydiği beyaz bluzu ve siyah renkte eteği ile hakikaten çok güzeldi.

Chaeyoung'u inceledikten sonra üzerime giydiğim mor eşofman takımına ve beyaz çoraplarıma baktım. Felakettim. Chaeyoung gibi alımlı bir kadının yanında sönük duruyordum.

İkisi sonunda sarılmayı bitirince Chaeyoung beni yeni görüyormuş gibi şaşkınlıkla bana döndü. "Seungwan, senin burada ne işin var?"

Yüzüme gelen saç tutamımı kulağımın arkasına koydum ve göz ucuyla Yoongi'ye baktım. Beni izliyordu. "Sana da merhaba Chaeyoung." Dedim.

Chaeyoung cevabıma afallamış bir şekilde kendi kendine patavatsızlığına sızlandı. "Çok afedersin Seungwan, seni burada görmeyi beklemiyordum. Merhaba tekrardan." Elini utançla bana uzattı.

Elini sıktım ve gülümsedim. "Önemli değil tatlım, sen neden buradaysan ben de o yüzden buradayım."

Yoongi bıyık altından gülümsediğinde bunu sadece ben görmüştüm. Chaeyoung afalladı. "Anlayamadım?"

"Ah demek istediğim burada kalacakmışsın, ben de burada kalıyorum. Yoongi benim çok yakın arkadaşım da." Dedim onu inandırmak istercesine Yoongi'nin koluna vurarak.

Chaeyoung gülümsedi. "Öyle mi? Bilmiyordum. Çok mu yakınsınız?"

Yoongi'ye baktım, o da bana bakıyordu. Chaeyoung'a döndüm ve dişlerimi göstererek gülümsedim. "Hem de nasıl, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez, değil mi Yoongi?" Diyerek topu Yoongi'ye attım.

Yoongi bıyık altından bana sırıtırken Chaeyoung ona döndüğünde hızlıca suratına içten bir gülümseme yerleştirmiş ve kolumu okşamıştı. "Evet, aynen öyle."

Birlikte sohbet, yemek derken saat akşam olmuştu. Fakat ben saat geçtikçe Chaeyoung'a daha fazla sinir olmuştum. Yoongi'ye yılışık yılışık davranıyordu.

Bunun üstüne asıl beni sinir eden şey ise Yoongi'nin Chaeyoung'u hiç bozmamasıydı.

İnsan bir engel olurdu ya da ne bileyim kaçma girişiminde bulunurdu ama beyefendi Chaeyoung'un ona olan bu ilgisinden çok memnundu.

Karşımdaki koltukta resmen Chaeyoung Yoongi'ye sarkıyordu. Yoongi ise hiçbir şey yapmıyordu. Chaeyoung'a bakıyor ve ona ettiği iltifatlar için teşekkür ediyordu.

Daha fazla bu görüntüye katlanamayacağımı anladım ve aniden ayağa dikildim. İkisi de bana bakmıştı. "Benim çok uykum geldi, size iyi eğlenceler." Dedim yorgun gibi gözükmeye çalışarak.

Chaeyoung iyi geceler diledi fakat Yoongi bir şey demedi. Yavaşça yukarı çıktım odama girdim ve yatağıma uzandım.

Tam bir rezildim. Yoongi'yi sevmediğimi düşünüyordum ama az önce aşağıda girdiğim kıskançlık krizleri de neydi öyle?

Şu an ikisinin aşağıda başbaşa olma düşüncesi bile beni yiyip bitiriyordu.

Bunun sadece Yoongi'nin sürekli benimle ilgilendiğini bildiğim için başka bir kızla ilgilendiğini gördüğümden sinirlenmiş olabileceğimi düşündüm ama hayır değildi.

until your next birthday | wengaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin