Güneşin Sarısı

26 5 0
                                    


Sapsarı ışıklar aydınlatıyordu şehri, şehrimizi.

İnsanların adım sesleri arabaların rahatsız edici korna seslerine karışıyordu. Herkesin düşünceleri farklı yönlerde aynı yollara ilerliyordu. Kimisi gelecek sabaha kimisi de geçirdikleri bu geceye bırakıyordu dertlerini. Birbirleriyle benzer tek tük binalar donatıyordu caddeyi.

 Toprak insanların bıraktığı gözyaşları içinde yüzerken ışıklar sıra sıra dizilmiş zavallı olan bu ırkın pişmanlıklarını aydınlatıyordu. 

Kalabalığın karmaşık uğultusunu keskin bir ses böldü.

 Ses neredeyse fısıldarmışçasına çıkmıştı ama yine de insanları susturmaya yetmişti. Kim bilir belki de susan tek şey sesler değil zamandı. Yavaşça süzülmeye başlamış kar havada öylece asılı kalmıştı. Keskin soğuk bile kendi sahnesinde rolünü bırakmıştı. Kiminin dilinden kimininse adımlarından çıkan karışık seslerin melodisi ara vermişti.

Keskin adımlarla biri göründü şehrin göbeğinde. 

Tavırları aceleci değildi aksine biraz daha zaman geçirmek istermişçesine hasret bağlamıştı yere ayakları. Sanki bir bir notayı devam ettirmek istiyordu, adımlarını birbirine uygun bir ritimle atarak. Siyah karışık saçlarının ardından gülümsüyordu.

 Caddenin hemen kenarındaki sokak lambası sarı ışığını, bu siyahlara bürünmüş bedene yansıttı. Sarı harelerinin bu ışıkla ahenk içinde olduğunu fark etmeden gözünün kamaşmasıyla ayakları hızlandı. 

Sonunda bulmuştu. Gayet gösterişli bir binanın önünde duraksadı. İşlemeli kapıya uzanıp yavaşça tokmağı çevirdi. Merdivenleri seri halde çıksa da gözle görülür bir telaş toplanmıştı üzerinde. Sorun yoktu. Sonuçta bu zamanda onu gören hiç kimse ona bakamazdı. Evin içerisinde yabancı bir sıcaklık geliyordu. Şömineden geliyor olmalıydı. Dar koridordan geçerken gözleri avını bulmuş bir avcı edasıyla bir şey üzerine odaklandı. Telaşı biraz olsun yok olmuş keskin yüz hatlarına bir tebessüm yayılmıştı. 

Giderek yaklaştığı beşiğin içine baktı kısaca. Süt beyazı teni pencereden yansıyan ayın ışığına biraz olsun alışmış görünüyordu. Gözlerini insandan sakınmış gibi kapalıydı. Bedenine göre fazlaca uzun kirpikleri yanağına gölge yapmıştı. Seyrek saçları belli ki yeni uzamaya başlamıştı. Avını bulan bulanık sima elinden ince sarı ışık huzmesinin bebeğe ulaşmasına izin verdi. Gerçekten de parlayan sarı ışıklar bu gölgenin elinden ince düzensiz şeritler halinde her şeyden habersiz bebeğe ulaşıyordu. Bu sırada doğmaya başlayan güneş ışıklara eşlik ediyordu sanki. Başını yavaşça kaldırıp pencereden kendisine sırıtan güneşe baktı. Gözleri...

Gözleri gecenin karanlığından kurtulmuştu. Günün samimiyetsiz ışığı sapsarı parlayan gözlerini ortaya çıkartmıştı.

 Günün samimiyetsiz ışığı sapsarı parlayan gözlerini ortaya çıkartmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 12, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ONSRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin