Her bodrumun demirliğinin yanından geçen gözden kayboluyordu.
(Asil'in Gözünden )
Etrafımızda uçsuz bucaksız bir karanlık vardı sanki... Fakat bu o kadar değişik bir karanlıktı ki birbirimizi görebiliyorduk. Belki de şaşırmamız gerekiyordu fakat şaşırmıyorduk belki de şaşırmıyorduk ya da daha olayları idrak edememiştik veya farklı bir şey bekliyorduk ve o tabloyu görememenin verdiği şokla susmuştuk, ifadesizdik. Düşüncelerimden koptuğumda ayak bileğime kadar su olduğunu fark ettim.Tahminimce siyah bir suydu bu su işimize yarayacak gibi görünüyordu.
Biz olayın şokunu üzerimizden atmaya çalışırken birden önümüzde kalın bir ip belirdi.
"Ne oluyor" Esila gibi birinden böyle bir ses çıkıyorsa durumumuz vahimdi. Sesindeki titreme nedense tüylerimi diken diken etmişti. Birkaç saniye boyunca kalın ipten gözümü ayırmadık, ayıramadık. Fakat herşeyin başı olan o çığlık yine duyulduğunda işler değişti...Kalın iplere sıkıca bağlanmış durumda Gül Soydan karşımızdaydı. Bitkin bir hale düşmüştü yüzünden asla eksik olmayan aptal sırıtışından eser yoktu. Yorgundu.
İkra çığlık çığlığa bağırmaya başladı yine birinin ona herhangi bir çığlığın bize yardım etmeyeceğini aksine düşünmemizi engelleyeceğini söylemesi gerekiyordu. Bu kız her zaman bu kadar aptal olmak zorunda mı !?Kalın ipler hareket etmeye başladı. İpler hareket ettikçe bir deri bir kemik kalmış kız da hareket ediyordu .
İpler de Gül de aniden kaskatı kesildi. Gül'ün bir eli yukarı da vücudunun geriye kalanı aşağıdaydı. Gül'ün bağırışları uçsuz bucaksız karanlıkta yankılanıyordu.(İkra'nin Gözünden)
Gül'ü o halde görünce içim acıyordu. Kollarında ve omuzlarında ki kabuk tutmuş derin ve geniş kesiklerin kabukları yavaş yavaş çatlıyordu. Bu görüntüyü görmeye devam edemeyecek kadar midem bulanmaya başlamıştı. Kandan nefret ederdim, midemi bulandırırdı ve şimdi ise en yakın arkadaşlarımdan birinin kollarından fazla ama yavaşça kanların aktığını görmek midemi altüst etmişti. Hızlıca arkamı döndüm ve sınıftakilerin yanından ayrıldım koşabildiğim kadar hızlı koşmaya başladım oldukça uzak bir yere çömeldim ve kusmaya başladım. Ensemde ki gözleri hissedebiliyordum...(Esila'nın Gözünden)
İkra'nın kana karşı hep bir öfkesi olmuştur. Belki geçmişinden dolayı kana karşı bir hassasiyeti vardı. Hayatımda tanıdığım en güçlü insanlardan olan Gül ve İkra'yı bu şekilde görünce bile içim sızlıyordu. O an aklıma Gül'ün gelmesiyle başımı ona doğru çevirdim. Belki benim ani hareketim sonucu diğerleri de içinde olduğumuz durumu hatırlayıp bakışlarını Gül'e doğru çevirdi. Kolunda ki yaraların dışında omzudan da kan geliyordu. Bu pozisyonu koruyarak ipler usulca aşağı doğru inmeye başladı. O an içimden bir ses Gül'e doğru koşup onu kurtarmamı söyledi. Fakat ayaklarım hareket etmemek için oldukça direniyordu. İçimden daha gür bir ses ise Gül'ü suçladı. Onu suçu değil mi zaten !? Niye böyle bir yerde şuan, sonuçta bizim nedenimiz belli Gül burada bu durumda olduğu içinBenim ayaklarım hareket etmeye deli gibi direnip beynim Gül'ü suçlarken İkra koşarak yanımdan geçti, onu durdurmak istedim onun aptallık yaptığını düşündüm niye Gül gibi işe yaramaz biri için bu kadar uğraşıyordu. Sonra sanki biri bana bunları düşündüğüm için kızıyor gibi hissettim "Onun işe yaramaz olması onun işkence çekmesi için bir neden mi" Hayır değil. Kalbim sızladı, sanki vicdanımı rahatlatmak istermiş gibi Gül'e doğru koştum. Önümde olan İkra ise sanki sertçe cama çarpmış gibi yere düştü durdum, tam İkra'nın yanına geldim ve elimle birşey varmı diye yokladım, bir noktadan sonra sanki arada cam bir duvar varmış gibi elim daha ileriye gitmedi. Ama emindim ki bu biraz önce ki hareket etmeyen bacaklarım gibi bir durum değildi. Gül ise kendi çığlıkları arasında yukarı doğru çekildi...
(Mine'nin Gözünden)
Ben, Akın, Enes ve kuzenim Ozan yaklaşık 15 dakikadır bodrum demirinin yanından geçenlere şokla bakıyorduk sanırım arkalarından gitmeyen bir biz kalmıştık fakat kaç kere demirliğin yanından geçsek de yine aynı yere geliyorduk şokla birlikte kendi sınıfımıza çıktık ve oturduk. Öğle arasındaydık ve ders zamanı gelince ne yapacağımızı düşünüyorduk ve yine mantıklı fikir benden çıktı "Gidip bir öğretmene haber vereceğim" deyip ayağa kalktı Enes ise herşeye katılma zorunluluğu hissettiği için o da kalktı ve koridorun
sonunda ki öğretmenin yanına gittik gitmemize Enes'in konuşmaya başlaması bir oldu "Hocam kusura bakmayın bizim sınıf arkadaşlarımızdan -ben yanımda ki ve iki arkadaşımız dışında- diğer arkadaşlarımız bir portaldan geçip kayboldu da yardım eder misi- AHHH" Dirseğimle karnına vurdum inleyerek bana döndü "ÖYLE Mİ SÖYLENİR O GERİ KAFALI" bakışı attım ama o zekayla anladığını düşünmüyorumdum, öğretmene döndüm ve olayı absürt detayları atlayarak anlatmaya - ki olay tamamen absürt olduğu için bir işe yaramadı- çalıştım öğretmen ise lafımı kesim gülmeye başladı "Dua edin iyi günümdeyim bu şakaya karşı bir tutanak tutmayacağim fakat şimdi gitmazsaniz fikrimi değiştirebilirim" Tabi bu lafla birlikte Enes'i kolundan tuttum ve topukladık. Enes biz koşarken bile karnını tutup önlediği için insanlar bize bakıyordu Dirseğime kadar düşmüş hırkamı umursamadan kızlar tuvaletine girdim. Nedeni ise biz koşarken aklıma gelen fikirdi. Enes tam ağzını açacakken ona sus işareti yaptım ve kimsenin kullanmadığı tek klozetli tuvalete girdim kapıyı kapatmadan önce Enes'e hiçbir yere gitmemesini söyledim. Kızlar ise alayla Enes'i süzüyorlardı. Domatese dönmüş Enes'e son kez tehdit edercesine baktım. Ve tuvalete girip kapıyı kapattım ardından kapının arkasındaki anahtarı aldım. Bu okulun ana kapısının anahtarıydı. Bu bilgiyi ise okulumda görevli olarak çalışan teyzemden öğrenmiştim o kapının arkasında ne olur ne olmaz diye hep yedek bir anahtar olurmuş ve kimse o anahtarı kullanmazmış. O anahtarı cebime attım ve hızlıca tuvaletten çıktım. Enes'i kolundan çekerek tuvaletten çıkardım, hızla bizim sınıfa doğru ilerleyip sınıfa girdim. Kimsenin soru sormasına izin vermeyerek konuya girdim
-Hoca izin vermedi zorlaşan tutanak tutacaktı uğraşmadı-
Enes araya girdi
-Bu nedenle beni kolumdan çekip kızlar tuvaletine soktu
-Enes araya girme. Neyse Enes'in dediği gibi oldu kızlar tuvaletinde ki klozetli tuvaletin arkasında hep bu okulun ana kapısının anahtarı takılı olur -nereden bildiğimi sormayın ama doğru bilgi- onu aldım-
Enes yine araya girip
-Bende diyorum ki bu kız niye tuvaletini hemen yapıp ellerini yıkamadı
Onu umursamamış gibi davransamda sözleri nedeniyle yüzüme bir gülümseme oturmuştu, bundan emindim
-Plan şu zaten son iki dersimiz beden öğle arasının bitmesine yaklaşık 5 dakika kald-
Bu sefer hızla kapı açıldı ve içeriye bizimle yaşıt her sınıfa haber yayan baykuş Simge geldi
-Bu ders öğretmenler toplantısı olacak kimse sınıftan cikmicak beden dersi olanlar hariç
Hızla çıktı
-Fırsat bu fırsat bu ders fendi ve o da iptal oldu son iki ders bedene de bedenci hiç girmez zaten bu ders okuldan kaçarız sonrasını bana bırakın
Dedim çantalarımızı aldım ve sınıfta ki öğretmenler masasının altındaki büyük kutu gibi bir yere koydum. Sadece kendi telefonumu aldım ve paramı onların da aynı şeyi yapmasını istedim, onlarda yaptı...EVETTT SONUNDA BOLÜM ATTIM Bilin bakalım kim bölümleri yazıp atmayı unuttu
tatile gitmiştik internetsiz bir yere sonra orada bütün taslakları yazdım internete bağlanınca taslaklar silindi
Sorularrrrr 💋💓😆😘💄Favori kız karakter
Favori erkek karekter sormicam çünkü sadece Enes hakkında yazdım neden böyle oldu bilmiyorum ama erkek karakterlere yer vermeyi unutmuske
Neyyyyseee umarım bölümü beğenmişsinizdir bir sonraki bölümü yazmaya hemen baslicam ne zaman
7 OKUMA 2 OY 1 YORUM
olursa bölüm o zaman gelecek
İtraf ediyorum kendi bölümlerine oy veriyorum bazen yorum yapıyorum bu nedenle benimkiler sayilmicakkk
Mutlu ve huzurlu kalinizzzz İyi günler/akşamlar 💋💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTA Kİ KARALTI
Science FictionPeki ya biz ne olacaktık...Ona karşı gelebilecek kadar güçlü müyüz ? Tekrar bir çığlık başladı.Sanırım onu kızdırmak Güle'e zarar verecekti bir sonraki adımımızı düşünemeyecek kadar yıpranmışken... ~Ne basarabilirdik ki...~