Jisung, Chan'i yatırdıktan sonra Minho'nun odasına gitti ama bir terslik vardı. Minho ağlıyordu. Jisung kabus gördüğünü düşünüp onu sakinleştirmek adına sarılıp yatmıştı.
Minho artık biraz daha sakinleşmişdi. Ağlaması dinmişti. Ama ter içindeydi. Hemen yanındaki masadan önceden gördüğü peçeteyi alıp alnını sildi. Üstüne giydiği tişörtte ıslak olduğu için Minho'nun dolabından ona bir tane tişört almıştı. Karanlık olduğu için önündekini görmemiş ve yere düşmüştü. Biraz ses çıkmıştı ama Minho yine de uyanmamıştı. Takıldığı şeye biraz daha dikkatli bakınca okul çantası olduğunu gördü.
Minho biraz dağınık bir çocuktu. Jisung onun aksine temiz ve topluydu. Yavaş bir şekilde Minho'nun yanına oturdu. Üstündeki tişörtü çıkartmıştı. Elindeki ıslak tişört ile Minho'nun sırtını sildi. ( Çok saçma oldu buraaa ) Saate baktığında saat 04:30'u da geçmişti. Elindeki temiz tişörtü yavaşça giydirdi. Kirli tişörtü yatağın kenarına bıraktı. Sonra Minho'ya sarılıp uyaya kalmıştı.
İlk gözlerini açan Minnho'ydu. Direkt saate baktığında saat 10:21'di. Ardından Jisung'a baktığında o hala uyuyordu. Yavaşça Jisung'un yanından kalktı. Ama kalktığı gibi Jisung uyanmıştı. Jisung uykulu sesiyle
''Nereye Minho?''
Minho: Aşağıdaki vampirlere bakmaya çoktan birbirlerini ısırmaya başlamıştır.
Minho kapıya yöneldi ve aşağı inen merdivenlerden aşağı indi. Hepsi salonda koltukta oturuyorlardı. Seungmin Minho'yu gördüğü an
''Minho Jisung nerde? O iyi değil mi?''
Minho: Odamda ve o iyi şuan yatakta yatıyor ama uyanık.
Hyunjin: Peki bütün gece sen neredeydin?
Minho biraz sinirlenmişti. Sanane yaa ne yapcan.
"Jisung'la beraberdim. Sorun mu var?
Herkes Minho'nun çabuk sinirlendiğini bildiği için gülmüşlerdi.
Hyunjin: Ne Jisung'la mı yattın?
Minho: Evet HYUNJİN.
Sonunda biraz daha fazla sinirlenmişti.
Changbin: Ben biliyordum.
Felix: Neyi?
Changbin: Tabii ki bunların sevgili olacağını.
Minho: Yaa yok öyle bir şey. Ben Jisung'u çağırıp geliyorum.
Minho şuanlık yalan söylemeyi tercih etti. Çünkü Jisung'a sormadan bunu söylemek istememişti.
Chan: Yaa bırak çocuğu dinlensin dünden sonra uyumayı hak ediyor. Ama bence Felix anneni çağırsaydın ya doktor hani bir şey söylerdi en azından bir şeyi var diye korkuyorum.
Felix: Zaten ben düşündüm ama ne bilim o an ne yapıcağımı bilemedim tekrar olursa çağırırız artık yapacak bir şey yok iş işten geçti.
Minho: Tamam ben gıdım Jisung'u çağırayım. Sıkılmasın.
Minho odaya gittiğinde uyuyan Jisung'u gördü. Odadan içeri girip Jisung'un yanına uzandı. Ona bakarken çok mutluydu. Kısa bir süre sonra ona bakarken uyuya kaldı.
Minho bir süre gelmeyince arkadaşları merak edip Felix'i yollamışlardı. Birbirlerine sarılarak uyuyan Jisung ve Minho'nun fotoğrafını çekip koşarak aşağı inerken son bir yada iki basamak kala Felix'in telefonu düştü ama Felix düşmemişti. Çünkü Hyunjin onun tutmuştu.
Aslında ikisi birbirlerine sırılsıklam aşıklardı. Ama birbirlerine söylemeye cesaretleri yoktu.
Hyunjin : Felix dikkat et her zaman senin yanında olmayacam. Neyse iyi misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our End ~ MinSung
FanfictionHer şey bir lisede başlamıştı. Fakat orada da bitmişti. Ama olayların böyle bir şekilde ilerleyeceğini hiç kimse düşünmemişti. -Angst-