"Kamer?" Victoire dersin başından beri aynı noktaya bakan Kamer'e fısıldadı. Bitkibilimi dinlemeyen Kamer bir kıyamet alametiydi."Bayan Weasley, dersi dinliyor muyuz?" Profesör Longbottom, Kamer'e bakan Victoire'a seslendi. Victoire kafasını kendi önüne çevirip kitabına baktı. "Pardon profesör."
Profesör Longbottom başını tatmin olmuşçasına hafifçe aşağı yukarı salladı ve kaldığı yerden dersine devam etti.
Önünde sıralı duran mucizevi otların kullanımlarından ve yararlarından bahsederken öğrencilerine bakmayı, dersten kopar gibi olanları bir şekilde kendine çekmeyi her defasında başarıyordu.
Yalnızca bir kişi hariç.
Kamer, sınıfın en uzak köşesinde oturuyor, ders başından beri ağzını bile açmıyordu. Profesör, normalde kendi içinden "Bitkibilimin Hermoine'si" diye nitelendirdiği Kamer'in dersten bu kadar uzak olmasını normal bulmamıştı. Yine de öğrencisinin üzerine gitmedi. Keyfi olmadığı suratından belli oluyordu zaten.
Zil çalıp da Profesör kendini kaptırdığı dersten uyanınca öğrenciler koştura koştura dışarı çıktılar. Ne de olsa bugün "Sahlep Salı"ydı ve ne hikmetse konu sıcak içecek olduğu zaman herkes Büyük Salonun sonsuz deposunu unutuyordu.
Victoire eşyalarını toplarken Kamer'i yeniden dürtmüş ve Kamer ancak kendine gelmişti.
"Ne oluyor sana ya?" Kamer omuzlarını silkti. "Uykusuzum."
"Uykusuzsan uyursun Kamer, transa girmiş gibi duvarı izledin."
"Çok ilgi çekici geldi." Victoire gözlerini devirirken Kamer güldü. "İyiyim Vic ya, bir şeyim yok."
"Bayan Taşer." Profesör seslendi. "Bekler misiniz biraz?" Victoire koluyla Kamer'i dürttü.
"Aynı yalanları satarsın şimdi Profesöre."
"Aynen, o yokken arkasından Nevvy Amca dediğini anlatırım." Victoire gözlerini belertip Kamer'e bakarken Kamer güldü. Beraber öğretmenler masasının önüne kadar yürüdüler ve Victoire arkadaşını profesörle bırakıp sınıftan ayrıldı.
Akın akın Büyük Salona göçen öğrenciler arasından sıyrılarak binaya çıkmış, ortak salonda Teddy'i görünce şaşırmıştı.
"Senin ne işin var burada?" Teddy gözlerini devirdi. "Her zamanki kibarlığın üstünde." Yerinden kalkıp Victoire'ın yanına gitti. "Senle konuşalım mı biraz?" Sesi normal eğlenceli tavrından çok daha ciddi çıkmıştı, Victoire endişenin vücudunu kaplamasına engel olamadı.
Ne de olsa Teddy'di bu, bisiklet sürerken yere düşüp dizini parçaladığında ona kurtlu yara bandı alan Teddy.
"Olur, kitapları bırakayım geliyorum." Victoire koştura koştura yukarı çıkmış, kitaplarını yatağına fırlatmıştı. Tam aşağı inecekken dönüp odasına girmiş, valizinin altına sakladığı paketi alıp yeniden koşarak Teddy kendini daha ateşin önüne atmadan geri inmişti.
"Özel bir şeyse başka bir yere gidelim istiyorsan, burası doluşur şimdi."
"Sahlep Salı bugün, hiçbir şey olmaz." Victoire ve Teddy, ateşin tam karşısındaki üçlü koltuğun iki ucuna geçip dizlerini çektiler. Victoire elindeki paketi Teddy'e uzattı.
"Dökül bakalım Lupin." Teddy yaldızlı kağıda sarılmış çikolatayı görünce güldü, açtı ve ilk ısırığını aldı. "Mm, farklı bi tadı var."
"Kamer getirmişti yazın bunu, evdekilerden saklayacağım diye öldüm." Teddy güldü.
İkili çikolata üzerinden biraz daha takılıp asıl konuya hazırlık yaparken kapı bir kez daha açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kopya
FanfictionVictoire Weasley beşinci yılını arkadaşları ve kuzenlerinden oluşan kalabalık bir ekiple geçirirken gençliğin getirdiği inişli çıkışlı sosyal hayat herkesi etkiler. 04.05.22