Adile Naşit, 1950'de kendisi gibi tiyatrocu olan Ziya Keskiner ile evlendi. 1952 yılında çiftin bir çocukları oldu. Bu bebeğin sağ yanağında bir ben vardı ve çok da güzel gözlü bir bebekti. Adını Ahmet koydular. Ahmet ilkokul 2.sınıfa geldiğinde rahatsızlandı. Kalbinin doğuştan delik olduğu anlaşıldı. Uzun yıllar okula gidemedi bu sebepten. İlkokul bitirme sınavlarını dışarıdan verdi. Orta okul bitirme sınavlarına hazırlandığı dönemde kalp ameliyatına girdi. 1966 yılının 16 Haziran günü yapılan operasyon çok başarılı geçti, ama sonrasında Ahmet fenalaşarak komaya girdi. Bir daha da uyanamadı. Adile Naşit o gün, Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü tiyatrosu'yla İzmir'de turnedeydi. Bu haberi aldıktan sonra bağrına taş bastı ve sahneye çıktı. Salondaki izleyicileri kahkahaya boğdu, kendi içi cayır cayır yanarken. Üstelik oğlunu kaybettiği gün, kendisinin de doğum günüydü. Adile Naşit, bu dramı yıllarca evinin baş köşesine astığı Ahmet'in resmiyle her gün yeniden yaşadı.Ancak tek çocuğunu kaybeden Adile Naşit, yıllar sonra milyonlarca çocuğun, koca bir neslin değil birden çok neslin sevgisini kazandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anlamlı sözler
Randomkaderini seçemezsin. aşık olacağın insanı da. mesela çayına tek şeker atmayı seçebilirsin ama çayına üç şeker atan bir kadına aşık olmayı seçemezsin. sahi ne kadar tanıyoruz birbirimizi?mavi bir kazaktan hoşlanacağını bildiğin bir adamı, yeterice ta...