Karantina görevlileri binası, günümüz
Jimin
Alışmaya çalışıyordum. Tüm bu baskıya, ilaçlara, benliğimin elimden alınmasına... Karşı çıkacak gücüm ve cesaretimin olmaması boyun eğmeme yetiyordu fakat günden güne artan boşluk hissi yanında korku da getiriyordu. Çocukluğuma dair güzel anılar ve aileme verdiğim söz yaşamak için tek motive kaynağımken sabrediyordum. Kabullenmekten başka çarem olmadığının farkındaydım.
Günler hep aynıydı son iki senedir. İlk ayları hariç.
Eskiden ben de bir dışlanmıştım. Daha doğrusu gay demeliyim. Cinsel yönelimim kendimi bildim bileli böyleyken değişen sistemle ölüm korkusuyla burun buruna kalmak yaşadığım en kötü şeylerden biriydi. Hakkımda komşularımın yaptığı ihbar sonucu evime gece yarısını geçik saatlerde yapılan baskınla başıma silah dayanması bir olmuştu. Yüzlerinde maskelerle tekmeleyerek yerde sürünmeme sebep olan adamların toplayıcı olduğunu üzerime mide bulandıracak derecede beyaz kıyafetleri geçirip biten bir sigaraymışçasına parmaklıklar ardına fırlatılırken öğrenmiştim.
İktidar, oy toplama sırasında yobaz insanlarla dolu olan bu ülkedeki AIDS vakalarının sadece eşcinsel bireylerden çoğaldığını ve eğer durdurulmazsa sonunun kara veba gibi olacağını aşılarken oldu olası bu anlayışa sahip olanlar etraflarındaki son kişilerin fikirlerini de değiştirmiş, böylece sonucun günümüzdeki cehennem olmasını sağlamışlardı.
Kısa sürede şehir merkezlerine uzak noktalarda kurulan karantina tesisleri ve çalışan yurtları doldurulmuş, bunun için yeni bir departman bile açılmıştı. Sayısız silahlı ve maskeli toplayıcı işe alınırken sonradan öğrenmiştim ki kısa süreli bir eğitime de tabii tutuluyorlardı. Vücutlarındaki yağ yüzdelerini azaltırken aynı zamanda savunma ve saldırı dersleri alıyorlar, insanlığa karşı tek bir duygu kırıntısı göstermeyecek kişiliklere büründürülüyorlardı.
Parmakların ardına ilk konulduğum dakikalarda sadece 20 yaşındaydım. Ailemin ölü bedenleriyle karşılaştığımda attığım çığlıklar sonucu getirdikleri araca ağzımda bir bez parçasıyla tıkıldığımda gözlerimden akan yaşlar o an kurumuş ve topak topak olmuştu. Kirpiklerim birbirine yapışıyor hala yaşadığım şeyi anlamlandıramıyordum. O sırada karşımda beni gülerek izleyen beyaz önlüklü birini görmüş ve kendimi zorla da olsa öne atmıştım.
Etrafındaki toplayıcılardan güven alırcasına kafasını demir parmaklıklara yaslamış ve bana o an bu cehennemde yanacağımı söylemişti. Öyle de oldu. Kendime ait her şeyi orada bırakmış ailemin acısını çekemeden ilk denekleri olduğum bu projede aynı zamanda ilk başarılarından biriydim.
Çabalamanın hiçbir faydası kalmamıştı bir süre sonra. İlk ay her gün üç kere iğne ile aldığım ilaçlar bir süre sonra hap olarak verilmeye başlanmıştı. Bu süre zarfında da hem toplayıcı sayısı artıyor hem de buraya getirilen eşcinsellerin varlığı çoğalıyordu. Onca kez yediğim tekmelerin onlara atılmasını izlemek artık hiçbir şey hissettirmezken burada öleceğime emindim ama aileme 20 yaşına girerken verdiğim söz itaat edip yaşamım için savaşmama sebep olmuştu.
İkinci ayı düzenli aldığım haplarla geçirirken yeni bir durum oluşmuştu. Buraya getirilen bir kesim artık istedikleri halde olduğunda karantina binasına çeşitli şekilde çalışan olarak görevlendirilecekti. İlk seçilen olmuş ve son adım için görevlendirilmiştim.
Son adıma ulaşan kesimlerin işlemini yapan cerrahlara hemşirelik yapacak, her seferinde kusmama neden olacak manzaraya şahit olacaktım. Tüm planları böyle başlamıştı.
Geri gelen hatıralarımla uykumdan uyandığımda yine ağzıma gelen iğrenç ekşilik yüzünden yüzümü buruşturmuş ve yatağımı toplayıp odamın kapısına bırakılan bize kahvaltı diye sunulan ekmek ve elmaya bakmış, aynı anda karşımda kapısını açan Taehyung'un bana benzer buruşmuş suratıyla karşılaşmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the outsiders ✺☾ km
FanfictionPembe Panterler ulusun en büyük kabusu olarak görülürken sadece kendilerine yaşama hakkı verecek bir dünya yaratma peşindelerdi. 18 yaş ve üstü cr: we are animals kısa filmi