O gece her zamankinden daha soğuktu.Güneş erkenden yorulmuş, sıcağını yeryüzünden, ışığını gökyüzünden hızla çekmişti.Hava soğuk olduğu kadar karanlık, karanlık olduğu kadar ıssızdı.Sayılamayacak kadar yıldız adeta dans ediyorlarmış gibi gökyüzüne dizilmişlerdi.Sokağı aydınlatan lambalardan sadece birkaç tanesinin yanması, zaten ıssız olan sokağı daha da gizemli hale getiriyordu.
Kadın saatine baktı.
Vakit yaklaşmıştı.Adımlarını hızlandırdı, caddenin sonunda ki ışığı hiç sönmeyen bankamatiğe doğru yol aldı.Yanına vardığında tekrar saate baktı, tam saatinde orda olduğunu fark etti.Gözleri, bu kadar karanlık bir gece bakışları acıtacak derecede aydınlık olan ekrana sabitlendi.Tek yapması gereken bir süre kameraya görünmek ve sonrasında işine bakmaktı.Hatırı sayılır bir miktar para çekti, emin olmak istermişcesine paraları iki üç defa sayarak oyalandı.Araların iki yüzlük bir bankotu çıkardı diğerlerini cebine koydu. İki yüzlük bankota bir hat sanatçısının dahi yarışamayacağı kadar güzel yazısıyla bir not bıraktı.
"Siyahın aslında siyah olmadığı gibi beyazında aslında beyaz olmadığını bilenlerdensin.Sen aslında renklerin olmadığını, gördüğün şeyin şeffafın üzerine karalanmış kelimelerden ibaret olduğunu bilecek kadar yaşlandın."
Kalemi cebine koydu ve yazılı olan bankotu tuşların üzerine bıraktı.Arkasına dönüp boş sokakta birkaç adım yürüdü.Saat bire yaklaşırken beklenen an gelip çatmıştı.Sokağın başında iki silüet belirdi.Birbirine sarılmış sarsakça hareketlerinden sarhoş oldukları anlaşılan çift gittikçe yaklaşıyordu.
Kadın nefesini tuttu.
Çift yanından onu görmezden gelerek geçerken gözlerini üzerlerinden ayırmamakta ısrarcıydı.Sessiz olma kaygısı taşımadan boğazını temizledi.
"Hey!"
Sesi beklediğinden farklı çıkınca şaşırdı.Kolunu kızın omzuna atmış olan adam dengesizce arkasını döndü, dönerken neredeyse düşüyordu.
"Bize mi seslendin." Dedi , kelimeleri ağzında yuvarlayarak.
"Sokakta sizden başkasını görebiliyor musun ahmak?"
Kadın tehtidkardı.
Adam dalga geçer gibi güldü. "Hey, hey.Gecenin bu saatinde kadın başına seni bana hakaret etmen için cesaretlendiren şeyin ne olduğunu çok merak ettim doğrusu." Derken yanında ki kızın omzundan kolunu çekmiş, birazdan olacaklardan habersiz kadına doğru ilerledi sarhoş adam.Kafasının güzelliğine karşın kurduğu bu uzun ve tutarlı cümle hala bir nebze olsa da kendinde olduğunun sinyallerini veriyordu.İyice yaklaşmasına izin verdi kadın.
"Sen,"dedi, "kurallara uymuyorsun."
"Ne kuralından bahsediyorsun be, kafamı bozma benim canına mı susadın?"
Kadın adamın kendini tehdit etmesine daha da izin vermeden aniden harekete geçti.Hızla ve zorlanmadan adamın suratına yumruğunu indirdi.Adamın zaten kaybettiği dengesi biraz daha bozulunca arkasına geçti ve kollarını sıkıca boynuna doladı.Diğer yandan bacağına attığı tekmeyle tek dizinin üzerine düşen adam, kadının kollarından kurtulmak istercesine elleriyle gevşetmeye çalışıyordu.Fakat yararı yoktu, çünkü kadın bırakmaya niyetli değildi.Adam kollarının arasında can verirken kadın acı ya da merhamet duymadı.
O sırada ölen adamın yanındaki kız şaşırıp kalmış, ne yapacağını bilemez halde etrafına bakınıp yardım isteyecek birilerini bulmaya çalışıyordu.Nafile olduğunu anlaması çok vaktini almadı, kadın her şeyi kusursuz ayarlamıştı.
"Ne istiyorsun." Dedi.Sesinin çatlamasına engel olamamıştı.
Az önce öldürdüğü adamın cansız bedenini yere bırakmış, onu duymamazlıktan gelerek köşedeki bankamatiğe doğru ilerleyen kadın birkaç dakika önce bırakmış olduğu notu alıp yönünü sarhoş kıza çevirdi.
"Telefonunu çıkart."dedi duygusuz,soğuk bir sesle.
Kız elinin titremesine engel olamadı fakat söyleneni yaptı.Montunun cebinden telefonunu çıkarırken kadın yanına varmıştı.
"Polisi ara." Diye emretti kadın.Sesi duygusuzluğundan bir şey kaybetmemişti.
Kız beklemeden itaat etti ve 155i tuşladı.
"Bir ihbarda bulunacağını, çok korktuğunu ve hızlı olmaları gerektiğini söyle.Adresi biliyor musun?"
Kız korkuyla kafasını evet der gibi salladı.
"İyi,ara." Dedi kadın.Kız telefonun açıldığı anda ona söylenen her şeyi yaptı.Telefonu kapatınca kadın elinde ki notu kıza uzattı.
"Bunu ilk gördüğün polise vereceksin, anladın mı?"
"Evet" dedi kız korkuyla.
Kadın elini kızın omzuna koydu.Bir şeyler anlamak ister gibi gözlerini kızın gözlerine sabitledi.Ne anlamalıydı, ne görmeliydi bilmiyordu.Gördüğü tek şey iri iri açılmış gözler, anladığı tek şey ise korku oldu.
"Onlar gelene kadar burada bekle, o notu gördüğün ilk polise ver."
Arkasını döndü ve ne kaçıyormuş gibi hızlı, ne de yakalanmayı bekliyormuş gibi yavaş yürüdü kadın, adımları ancak bir katilin ki kadar tutarlıydı.Başka bir caddeye saptığında kapüşonunu çıkardı ve derin bir nefes aldı.
Mutlu muydu? Hayır.
Üzgün müydü? Hayır.
Pişman mıydı? Hayır.
Peki ya doygun muydu?
Katil kadın karanlıkta gözden kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADIN
Mystery / ThrillerSiyahın aslında siyah olmadığı gibi, beyazın da aslında beyaz olmadığını bilen insanlardansın.Sen aslında renklerin olmadığını, gördüğün şeyin şeffafın üzerine karalanmış kelimelerden ibaret olduğunu bilecek kadar yaşlandın...