01 • hayranlık

646 61 108
                                    

     Jennie:
tanrım.
karşımdaki kızı görmeniz gerekiyor
bu bu bu bu bu bu bu
normal değil
nasjl bir inan by kadqr guzel gulwbilir??!?!?!?
üç buçuk saat oldu
hala arkadaşlarıyla oturuyor
ve ben de sırf onu izleyebilmek için 3. siparşimi veriyorum.

Denise:
oha
Jennie
sen iyi misin
sen? sonunda? birini? mi? beğendin?

Jennie:
tatlı biri tamam mı tatlı insanları herkes sever

Denise:
etraf tatlı oğlan dolu Jen
zaten tatlı olan 3 kızla aynı evi paylaşıyorsun
etrafın tatlı bir sürü insanla çevrili
ve sen durmuş karşı masadaki kıza mı takıldım diyorsun :D?
kız kim merak ettim

Jennie:
ben sizi fark etmiyorum bile
bu kız çok farklı gözüküyor
adını bilmiyorum
bilmem lazım
tamam mı
bu çok önemli
benim bu kızı bulmam lazım.
görüceksin
üç buçuk saattir karşı masada kıkırdıyor
benim kalbim bunu kaldıramıyor
sarı saçları var pembe bir bere takmış
üstünde i love cats not you yazıyor
bu cok tatliiiii
tatlılık komasına giricem galiba

Denise:
cidden şu an şaşkınlığımı ifade edemem Jen
senin biri hakkında bunları yazacağını asla tahmin edemezdim
vay aq

Tamsin:
eve geçiyoruz biz kızlarla
Jennie sen neredesin
siz de gitseniz iyi olucak
hava kararıyor

Jennie:
bu kız kalkana kadar ben bir yerden ayrılmıyorum

Tamsin:
kızın fotoğrafını atsana
belki tanıyoruzdur

Denise:
evet çok merak ettim amına koyayim

Billie:
heyyyyy
ne konuşuyorsunuz millet
yetiştim mi
...
oha Jennie
sen aşık mı oldun kızım
oha oha oha oha minik kurabiyem
ne çabuk büyüdü elimizde

Jennie:
*fotoğraf

Billie:
bu hatun cidden-
cidden iyiymiş

Denise:
lan tanıdık geliyor

Tamsin:
orda daha fazla sapık gibi durmamalısın dostum bu ürkütücü
kızı dikizlemeyi bırak
sana onu bulucam söz veriyorum

Jennie:
CİDDEN Mİ !!?
CİDDEN
ÇOK MUTLU OLDUM
KALKIYORUM
GELİYORUM HEMENCECİK EVE

Denise:
neden bu kadar heyecanlısın

~

sevinçten zıplayarak asansörden indim. anahtarımı montumun kartımı çıkartıp kapıyı açtım. içimde sebepsiz bir mutluluk vardı.

o sarışın kız bir sonraki tuvalimin konusu.

cidden.

vücudu, figürü, oturuşu daha önce çizdiğim kara kalem kadın figürleri gibi. tamamen önümde sanat eseri gibi oturmuştu. resim yaptıktan sonra eserine bakmış sanatçı tatminliğiyle bakmıştım ona üç buçuk saat boyunca. o bunu fark bile etmemişti. o kadar neşeli bir hali vardı ki arkadaşlarıyla konuşurken heyecanlı konuşmaları fazla tatlıydı.

vücudu ve giydiği bol tişörtün üstünden bile belli olan atletik fiziği nefesimi kesmişti. bunu kesinlikle çizmeliydim. onu detaylıca inceleyecek bol vaktim olmuştu. öyle süzmüştüm ki onu gözlerimi her kapattığımda onu net bir şekilde görebiliyordum şu an.

bunu amaçlamıştım zaten. ona o kadar bakmıştım ki bu gece rüyama girecekti. evet. bu gece onu çizecektim, sonra da rüyama girecekti!

yüzümde sevinçli gülümsemeyle fazla vakit kaybetmeden kapıyı açtım ve içeri geçtim.
yatağımın yanındaki masamda yarım kalan önceki çizimlerim vardı. başlamıştım ama bitirememiştim.

onları buruşturup çöpe attım. artık çizecek başka şeyim vardı.

ilham perisi.

o kadar mutluydum ki aylardır beklediğim ilham perimi sonunda bulmuştum. bu anı çok beklemiştim. içimdeki bu şevk defter sayfalarını çevirdikçe artıyordu.

Denise, Tamsin ve Billie yan odadan çıkardığım sesleri duyup geldiler. beni soru yağmuruna tuttular. nasıl geldin? nerede kaldın? yağmurda ıslandın mı? falan filan. ama konumuz bu değildi. şu an meşguliyetim daha önemliydi. hayatımda ilk defa birine bakarken bu denli
heyecanlanmıştım.

kızları yataklarına kovdum ve gece lambamı açtım. kalemleri tıraş ettim ve ilk çizimime başladım. bu onun bugünkü gördüğüm hali olacaktı. ilk sayfaya onu çizecektim. çünkü bu andı benim için önemli olan.

bu resim defterimi o sarı saçlı kıza adayacaktım. onun gülüşü ve naif suratını tüm sayfalara çizecektim.

Let It Be (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin