''Siktir, çok darsın,'' diye inledi Louis. ''Oh, gerçekten mi? Bunu daha önce hiç yapmadığımı göz önünde bulundurduğumuzda kolay olacağını düşünmüştüm,'' diye nefes nefese geri cevap verdi Harry. ''Siktiğimin moronu.''
''Çeneni kapatıp seni sikmeme izin verecek misin?'' diye çıkıştı Louis. Yer soğuktu ama Harry'nin vücudu her yerden ısı yayıyordu, ve bu Louis'yi daha da çok öfkelendiriyordu.
''Lütfen, devam et.'' diye göz devirdi Harry, ama Louis kalçalarındaki tutuşunu serleştirdiğinde ve bedenini ona ittiğinde sert bakışları çekingenliğe dönüştü ve ağzının kenarındaki sinir olmuş sırıtış kaybolup küçük bir ''o'' şeklini aldı. ''Sikeyim.'' diye titredi, ve eli Louis'nin pazılarına tutundu ve Louis bileğinin üzerine yaslanarak aşağı doğru hareket etti.
''Bana bunun acıttığını söyleme, canım,'' dedi Louis. ''Dizlerinin üstüne çökmemek için ısrar eden sendin.''
''Oh, affedersin beni- ahh.'' Harry'nin tırnakları Louis'nin pazılarına battı.
''Orospu çocuğu.'' diye küfretti Louis ve anında Harry'nin elini sertçe çekti.
''Diyene bak,'' diye tısladı Harry, alt bacağı Louis'nin baldırını kavradı. ''Neyse-'' Louis'nin çekilip kendini içine geri itmesiyle nefesi kesildi. Harry dayanılmayacak derecede dardı, ve etrafındaki bütün ısı Louis'nin neredeyse başını döndürecekti. El bileğinin üzerine uzandı ve ağır şekilde nefes aldı, parmakları Harry'nin kalçasına yapıştı.
''En azından beni uyarabilirdin, seni pislik,'' diye nefes verdi Harry.
''Üzgünüm,'' diye söylendi Louis dişlerinin arasından, daha çok yavaşça içeri girip çıkmaya odaklanmış durumda. ''Şimdi, sen ne diyordun?'' diye sordu olabildiğince çirkinleşmeye çalışarak.
''Hmm, evet.'' Sertçe dudaklarını ısırdı ve Louis kendine hakim olamayarak bayağı memnun olmuş hissetti. Ölümcül düşmanını dili tutulmuş hale getirmişti ne de olsa. ''Diyordum ki affedersin eğer beni ilk siken kişinin yüzünü görmek istediysem.''
''Evet,'' diye nefes verdi Louis, olabildiğince gözlerini devirdi şey yaparken, bilirsiniz, birini sikerken. ''Çünkü bana sırılsıklam aşıksın.''
Harry tam anlamıyla güldü, ve bu bedenlerinde bir dalgalanmaya sebep oldu, Louis'nin omurgasında bir sızı (kesinlikle kıvılcımlar değil) belirdi. Harry'nin boynunda kesik kesik nefes verdi.
''Gülmeyi kes.'' diye emretti.
''Neden? Bu hayatımda duyduğum en komik şakaydı.''
''Seni sikerken siktiğim çeneni kapalı tutacak mısın?'' diye yakındı Louis, içine kendini sertçe itti. Bilerek sertçe yapmıştı ve Harry'nin vücudu yerde birkaç santim kaydı. Nefes nefese kaldı, Louis'nin boynuna tısladı.
''Teşekkürler.'' İğneleyici.
''Rica.''
Kendini içine itti, ve zaman geçtikçe Harry'nin vücudunun daha az sert olduğunu ve daha hevesli ve istekli hale geldiğini hissedebiliyordu.
''Böyle iyi mi?'' diye sordu Louis yumuşakça, çünkü o tam bir canavar değildi.
''Mm-hmm,'' tek dediği şeydi, ama bacaklarını Louis'nin uyluklarının arkasında birleştirdi, o yüzden Louis bunun yeterli bir cevap olduğuna karar verdi.
Başka bir şey söylemedi ve Louis memnuniyetle hızını buldu. Parmakları Harry'nin uyluklarına tutundu, uzun zamandır üstünde uzandığı için diğer kolu biraz uyuşmaya başlamıştı. Harry onun beline tutundu. Bu, Louis'nin nefesinin kesilmesine ve tutuşunu kaybedip göğsünün Harry'ninkine çarpmasına neden oldu. Boynuna doğru inledi, terli cildini yanağında hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNBELIEVERS -Türkçe çeviri-
FanfictionBirebir çeviri değildir. Türkçe'ye uyarlanarak çevrildi. Elimden geldiği kadar:)