11:

1.9K 212 113
                                    

...

"Ben demiştim, Chanın şüphelendiği bir şey varsa doğrudur demiştim!"

Sabahın ilk saatleri ve 5'linin okula acayip erken gelişi...

Felix bütün eminliği ile seungmine söylenirken seungmin sadece göz devirmişti ona karşı

"Eh peki, o ikiside peri bu hayatımızdan bir şey değiştirmedi" seungminin omuz silkmesine felix onun omzuna sert diye nitelendirdiği bir yumruk geçirmişti.

İkili birbileriyle uğrasırken geriye kalan 3'lü sadece ikiliyi düşünüyordu

Chan arkadaşlarını unutmasını hala atlatamamıştı. Hyunjin ve Minho ikilisi ile jisung un tatlığını düşünüyordu

Bunlar bir yana yavaştan sınıfa başka kişilerde gelmeye başlamıştı. Sınıf yavaştan doluyordu ve bu gelen kişiler arasına dersin başlamasına son 5 dakika kalan ikilide eklenmişti

Jisung her zamanki gibi kenara geçmişti. Changbin ise günlük dozu olarak bakışlarını chan ile birleştirmişti

Chan ise biraz daha bakınmış ve sınıfa giren hocanın ardına önüne dönmüştü

Onunla teneffüste konuşmak daha yararlı olucak gibiydi...

💌💌💌

Zil çalması ile chan hızla kendisini ikilinin bir önündeki sıraya atmış ve onlara dönmüştü

Jisung, şaşkınlık ve korku karışımı barındırdıgı duygu ile chana bakınırken, changbin net bir nefret duygusuyla chana bakınmaya başlamıştı

"Ne diye oturdun" changbin dişleri arasından konuşmasına chan sadece iç çekti.

Arkadaşı cidden çok değişmiş gibiydi, dediği gibi tek ilgi ve zayıf noktası jisung olmuş gibiydi

"Changbinnie ile mi konuşuyorum?" chan, eskiden jisungun changbine takındığı bir ifadeyle ona seslenmişti ve evet changbin sadece anlamayacak kaşlarını kaldırmıştı. Chan ise hızla jisunga bakınmıştı

"Jisung, cidden channieyi unuttun mu?" jisung changbine bakındı, changbinde aynı şekilde jisunga

Chan kendisini net açıklayamaması üzerine cebinden çıkardığı bilekliği masaya koydu

"Avustralyaya gitmeden önce size vermiştim, ilkokul sonuncu sınıftı. Sizi bırakıp gittim ve üstüne üstlük sizi burada tanıyamadım. Üzgünüm"

Changbin hala algılamak istercesine bilekliğe bakınırken jisungun yüzünde büyük bir tebessüm oluşmuştu

"Channie?" ve chan başıyla onayladı. Jisung ise şaşkıncs bilekliğini kaldırdı

"Bilekliğimden anladın mı?!"

"Biraz geç görmüş olabilirim ama evet. Dün fark ettim" jisung mutlulukla changbine döndü ama changbin hala transtaydı

Sonuçta eskiden hoşlandığı çocugu şimdi görüyordu... Ve onu nefretle bakmaya başladığı çocuk olarak görüyordu.

Chan, changbinden tepki bekler gibi ona bakındı. Changbin sessizliğini koruyacağını anladığında konuşma kararı aldı

"Jisung... Senin aksine birileri beni cidden siklemiyormuş. Bunu fark ettim" ve şimdi changbin ona bakınmıştı

Ne diyebilirdi ki? Evet, bilekliği takmıyordu ama bu saklamadıgım anlamınada gelmezdim diyicrkti

Tabikide hayır...

"Bileklik takmayı sevmiyorum" chan omuz silkti ve elini uzattı changbine hitaben

"Peki, okulun başından beri bana kinli bakıyorsun bunu bir kenara itip eskisi gibi olmaya ne dersin?"

Changbin önpne uzatılan ele bakındı ve kaşını kaldırdı. Ardından hissettiği bakışlar ile yan sırada kendisine bakınanlara bakındı

"Peki kabul ama... Şu iki çift benden ve hele ki jisungtsn uzak dursun"

"Hey! Biz ne alaka! Sen tamamda niye yanındaki sincaptan uzak durmak zorundayız" minhonun sözüne Hyunjin de aynı şekilde destekler şekilde çıkışmıştı

"Evet dostum, kısmetimizi kapama!"

Ve changbin ikisinede siniriyle karışık bir gülümseme attı. Bu gülümseme pekte masum değildi. Gülümsemenin altında 'Bir daha söyleyin' veyahut 'Tekrar etsenize' diye bir sitem yatıyordu. Kızgınlık barındıran bir sitem...

" Ah hahaha, şey sen onları boşver ya. O ikisi anca bir kafa ediyorda"

Changbin göz devirdi ve elinin tuttugu chanın elini bıraktı ve jisunga bakındı

Jisung ise kafasını duvara çevirmişti ama yanakları kızarıktı belliydi.

"Her neyse... Şu arkadaşların şeyi biliyor mu?" changbin bakışlarını tekrar chan ile buluştururken, chan bir müddet changbini anlamaya çalışmış sonra ise bir aydınlanış yaşamıştı

"Evet, biliyorlar. Hatta tanıştırayım sizle-"

"Çok konuştun sus be ya" Felix sitemle chana bakındı. Chan ise sadece sırıtmıştı

"Bu Felix, avustralyada tanıştım. Sonra buraya gelince seungminle tanıştım. Oda bizi Minho ve Hyunjinle tanıştırdı"

"Keşke tanıştırmasaymış.."

"Seni duyduk, cüce" ve changbin bakışlarını bunu kendisine diyen hyunjine çevirmişti

Evet, Hyunjin şimdi bitmişti işte...

"Ne dedin sen, ne dedin?" ve changbin yerinden kalktı.

Chan ne olucagını biliyordu ama karışmamaya karar vermişti. Bu esnada changbin de Hyunjinin yanına ilerliyordu

"Ağağağağa, Minho! Kurtar beni"

"Kıpırdayım deme senide silkerim"

Minho sadece alayla 'hah' lamış ve hızla changbinin sırasına oturarak bir elini jisung un saçına koyacakmış gibi kaldırmıştı

"Pişt cüce, eğer sevgilimi bırakmazsan masumluk gider"

Ve bundan sonrası tam bir kaos ortamı...

Changbin, minhonun üzerine zıplamıştı. Chan ise jisung arada çiğnenmesin diye ensesinden tuttugu gibi biraz sıranın üzerinde ızdırap çektirip yanına çekmişti. Hyunjin ise sevgilisinin üzerine zıplayan changbini kolundan tutup çekmeye çalışıyordu

Eh, onlardan normal olmalarını bekleyende yoktu zaten...


~~~~~~~~~~~~~~~~

Kaos ama gomik
Ne yazıcam cidden zerre fikrim yok, sizce ben bu üçünü harbi nasıl bir araya getiririm. Fikirlerinizi sunarsanız eyw

Kendinize iyi bakın, oy ve yorum teşekkürler~

FairyTale ×Hyunhosung×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin