one

123 5 10
                                    

"siktir git!"

kollarından tutup ara sokağa ittiğimde irkildi, gözlerinde anlamadığını belirten bir ifade oluşurken ona bakmayı sürdürdüm. yüzüme baktı, kaşlarını çattı.

"ne yapıyorsun, Taehyung? aptal falan mısın?"

"falanım, geri zekâlı. yeter artık. yeter, yeter, Jeongguk. sikerim, yeter!"

sinirden deliye dönmüş ifademi ve nefes nefese kalmış hâlimi inceledi, anlamaya çalıştı.

"ne var, ne oldu? anlamıyorum."

"aptal sarışın sevgilinle el ele gezip gülüşüyorsun, sorun bu. delireceğim sinirden. tüm sorun bu. yüzüme bile bakmıyorsun Jeongguk."

"sevgilim o benim, Taehyung. ne yapmam gerekirdi?"

"sevgilin olduğu fikrini bu kadar kabullendiysen o gece benimle sevişmemen gerekirdi mesela."

saçlarımı çekiştirirken sinirden inlememe engel olamadım.

"gerçekten, beyinsizin tekisin."

kaşları hâlâ çatıkken ağzını saçma şeyler söylemek için açtığında ve en nihayetinde söylediğinde, buna şaşırmadım bile.

"sevgilim olduğunu bile bile kucağıma çıkan sensin."

"lan! devam ettirmeseydin. sarhoş olan bendim. hâlâ ne söylüyorsun ya?!"

"Taehyung, bu yüzden miydi az önceki çıldırmış tavırların yani?"

sorusunun ardından omuzlarımı düşürdüm. bir anda öfke topuna dönmüş, bir anda dinginleşmiştim; Jeongguk etkisi, sanırım.

tek kaşını kaldırmış olmasına derince soluklandım. keskin bakışlarıyla beni süzüyor, dudaklarını yalıyordu. çevresine bakındı. kalabalığın oldukça gerisinde olduğumuzu fark etti ve usulca bana yaklaştı. nasıl olduğunu anlayamadığım şekilde duvara yakın olan artık bendim. az önce onu duvarla arama almış yüzüne yüzüne haykırıyordum oysaki.

sinirden delirmek belli ki kötü bir fikirdi ve sikik Jeongguk bana o kadar yavaş yaklaşıyordu ki; gerginlikten, olduğum yerde nefes nefese kalmıştım bile. az evvelki tüm sakinliğim uçup gitmişti o kısacık anda.

geriledim. yaklaşmaya devam etti. beni duvarla arasına sıkıştırana kadar durmadı ve nefeslerini yüzümde hissettim. sol elini başımın yanına yasladı ve sağ eli birden belime yerleşti. irileşmiş gözlerim yüzünü turluyor ve aldığım nefesler yüzünden tüm bedenim sarsılırken bir sonraki hamlesini bekliyordum. aramızdaki çekim nasıl bu hâle geldi bilmiyordum bile ama buna şaşıramadım o an.

yan gülüşüyle yüzümü inceledi. yavaşça sağ kulağıma yaklaştı ve nefesleri vücudumu titretirken fısıldadı. bana da, gözlerimi sıkıca yummaktan başka çare bırakmadı.

"bebeğim, yeniden istersen; tekrarlarız ama bu anlaşmanın içinde beni sevgilimden kıskanman yok, bilesin."

söylemek istediğini anladığımda gözlerim irice açıldı, havalanan kaşlarımı hissettim ve başımı geriye attım; yüzüyle karşı karşıyaydım.

"ne?!"

sesimi kontrol edemeden bağırdığımda sakinleşmek için kendime süre verdim.

hâlâ yan gülüşü dudaklarında yerini koruyordu ve korkusuzca gözlerimin içine bakıyordu. irislerinde inanılmaz yavşak bir ifade hakimdi ve yüzüne yumruğumu geçirmek istedim bir an için.

"ne teklif ettiğinin farkında mısın sen be?"

"hmhm, fazlasıyla."

elini belimde hareket ettirdiğini hissettim; yine ve yeniden, ellerinin altında titremekten başka bir şey yapamadım. ellerim pazılarını kavradı.

deal// taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin