Ayaklarım sonunda yere degebilmisti. Güneş bütün kavurucu sıcaklığı ile beni hedef alıyordu. Umrumda mıydı? Hayır.
Yavaş yavaş adımlarımı sıklaştırıyordum. İlk kez sokağa çıkmıştım. Muhteşem bir duyguydu. Hiçbir zaman eve donmek istemiyordum. Dakikalar saniyeleri kovalıyordu fakat ben hala çıplak ayaklarimin toprakla bütünleşmesini izliyordum. Bir yandan kahkaha atıyor, bir yandan etrafı kolaçan ediyordum. Tam bu sırada arkamdan gelen ses irkilmeme sebep oldu. "Seni küçük yılan"
Koşmaya başlamıştım. Ayaklarım ilk defa toprağın üzerinde akıl almaz bir biçimde yol alıyordu. Kadını geride bırakmanın mutluluguyla kendimi kaldırım taşının uzerine bıraktım. Kadını düşündüm. Hem de saatlerce. En sonuna bu kadini babamin yolladigi firini aklimla bütünleştirdim. Annemi bugün mezar taşının sogukluguyla yalnız bırakmıştık. Nasıl yeni bir kadini evimize getirebiliyordu. Bu adamın vicdanının yerinde başka şeyler olduguna emindim.
Tam bu düşüncelerin arasında bogulurken bir ses irkilmeme sebep oldu. Yanıma bir çocuk oturmuştu. Çok yakışıklıydı. Eliyle yaşlı gözlerimi sildi. Yavaşça kafamı kaldırdım. O anda çocuğun yeşil gözleri mavi gözlerim ile buluştu. Sonrası tahmin edilemeyecek kadar muhteşemdi. Sanırım aşık olmuştum.
Umarım beğenirsiniz. Bu wattpadde ilk hikayem desteklerinizi bekliyorum.