First Touch

26 5 0
                                    

Yavaşça kulaklığımı çıkardım ve yanımdaki masaya koydum. Tam 20 gündür okula gitmiyordum. Eğer biraz daha gitmemeye devam edersem sınıfta kalacaktım. Evet yanlış duymadınız sınıfta kalacaktım. Şimdi ise jimin'in ısrarlarıyla üniformamı giyiyordum. Sadece birkaç dersi uyuyarak geçirecektim ve yok yazılmayacaktım. Bu yüzden fazla kafaya takmıyordum. Çantamı ve kulaklığımı aldım.

Şimdi okulun önündeydim ve herkes bana bakıyormuş gibi hissediyordum. Okula girmeye çalıştığımda jimin gülerek kapının önünden çıktı ve birden üzerime atladı. "Taehyung-shi görmeyeli bayağı yaşlanmışsın. Yakında hyung yerine aggushii (amca) demek zorunda kalacağım !" gülüp saçını karıştırdım ve yavaşça omzuna vurdum.

"En azından senin gibi boyum kısa değil." dedim. Onunla uğraşmayı gerçekten seviyordum. Küsermiş gibi yaptı ve beni sınıfa doğru sürüklemeye başladı.

Sanırım sadece jimin'le birlikte kendimi rahat hissediyordum. O tıpkı bir çocuk gibiydi asla kötü düşünmezdi. Bazen onu kıskandığımı itiraf ediyorum. Her şeyi mükemmeldi ;sosyaldi, herkesle iyi anlaşırdı ,ailesi ona destek oluyordu. Yürümeye devam edip düşüncelerimi bir kenara bıraktım.

Sınıfın önüne geldiğimde hiçbir kimse beni görmedi.

Zaten ben okula gelsem bile hep görünmezdim. Asla kimseyle konuşmazdım. Bu yüzden beni hatırlamıyor bile olabilirlerdi asla şaşırmazdım.

Yavaşça sırama oturdum. Yanımda kimse oturmuyordu. Bu yüzden derslerde rahat rahat uyuyabiliyordum. "Benim kendi sınıfımda gitmem gerekiyor teneffüste yanına geleceğim."
Kafamla onu onayladım ve kulaklığımı taktım.

Müzik dinlediğimde kendimi bir klibin içinde gibi hissediyordum

Bazen de kendimi şarkıcının yerine koyuyordum. Gözlerimi kapayıp yavaşça şarkıyı mırıldanmaya başladım.

Birlikte güldük birlikte ağladık. Bunlar basit şeylerdi ama benim için her şey demekti.. Ne zaman olacak bilmiyorum ama seni gördüğümde gözlerine bakıp "seni özledim" diyeceğim.

Birden kalın bir ses benimle birlikte şarkıya eşlik etmeye başlayınca gözümü açıp yanıma oturan kişiye baktım. Hafif sırıtarak elini uzattı.

"Ben Kim Taehyung sınıfa yeni geldim sanırım sen de yeni gelmiş olmalısın seni hiç görmedim burası benim sıram"

Burası okul ilk açıldığından beri benim sıramdı, üstelik kimseyi de yanıma oturtamazdım. Elini tutup hafifçe sıktım. Ve dişlerimin arasından:

"Ben de Jeon Jungkook. Tanıştığımıza memnun oldum ama burası sizin sıranız değil. Ben sene başından beri burada oturuyorum. "

Parlak göz bebekleri dahada büyüdü ve sırıtması yerini kare tatlı bir gülüşe bıraktı. İtiraf etmeliyim o gerçekten yakışıklıydı. Hatta Jimin'in bile geçebilirdi. Sanırım hayat bir tek benim yüzüme gülmemişti.

" O zaman birlikte oturabiliriz Tete"

Kafami ileri geri yaparak onu onayladım. O samimi gibiydi. Yanıma kimsenin oturmasını istemiyordum ama şu an onun kalkmasını isteyecek kadar enerjim de yoktu. Bir şey demedim. Birbirimize hafifçe tebessüm ettik. Oh tanrım o cidden çok tatlıydı.

Öğretmenin gelmesiyle gözlerimizi birbirimizden ayırmıştık. Sanırım hoca sözlü yapacaktı.. Benim için pek önemli değildi çünkü zaten babamın zoruyla okuyordum. Elimde olsa asla okulu ağzıma bile almazdım. Benim hayalim bir müzisyen olmaktı. Babam şarkıcılara asla saygı duymazdı. Sıra bana gelene kadar uyuyormuş gibi yapıp Taehyung'u izledim sanırım gerçekten zekiydi.

Arada kafasını geriye yatırıyor hafifçe gerinip yüzünü buruşturuyor ve sonra ders çalışmaya devam ediyordu. Sıra bana geldiğinde hocaya bakıp ayağa kalktım.

"Söyle bakalım Jeon, Türkiye'nin başkenti neresidir?"

"Ankara" dedim ve yerime oturdum. Bana bilerek kolay soruyordu çünkü derslerle alakam olmadığını o da biliyordu - bunu bütün okul bilir-. Sanırım tek başarılı olduğum ders coğrafya olabilir. Taehyung bana döndü ve şaşırır bir ifadeyle;

"Sen gerçekten zekiymişsin ben coğrafyada çok kötüyümdür"

Gülümseyerek elimi enseme attım ve "Aslında pek iyi değilimdir. Orayı seyahat ettiğim için biliyorum." dedim.

"Woahh.. Ben de yurt dışına çıkmak istiyorum. Ama pek gideceğimi sanmıyorum."

"Bence gidebilirsin imkansız diye bir şey yoktur Jeongguk"

"umarım" dedi ve sessizce önüne döndü. Ben ise kulaklığımı takıp tekrar camın kenarında düşünmeye başladım.


Acaba sevgilisi var mıydı?

Reason for Living || TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin