hyunjin - felix
hyunjin:
felix
göremiyorum seni
nerdesin?felix:
geldin mi
bir saniye
(13.34)gördüm seni
geliyorum
(13.38)
✓✓✿
Hyunjin kafasını telefondan kaldırdığında kendisine doğru hafif hızlı adımlara yürüyen minik bedeni görmüştü. Her iki elinde de tuttuğu dondurmaları dikkatle taşıyordu. Onu görmesiyle refleks olarak ayağa kalkmış ve yanına doğru yürümüştü.
" Selam!" dedi Felix elindeki dondurmalardan birini Hyunjin'e uzatırken. " Erimesinler diye hızlıca getirmeye çalıştım." alnından akan terlere ve nefes nefese kalmış olmasına rağmen doğruldu ve karşısında onu hayretle izleyen bedene sıcak bir gülümseme sundu. Bu tatlı görüntü çoktan Hyunjin'in hafızasına kazınmıştı.
" Selam, " diye cevap verdi. " Teşekkür ederim ama keşke kendini yormasaydın." hafifçe kıkırdamasıyla gözleri kısıldı ve sarı yumuşak saçlarda ellerini gezdirdi bir kaç saniye.
Saçında hissettiği parmaklar Felix'i gıdıklarken kafasını hafifçe kaldırıp gözlerini ondan biraz daha uzun olan bedene dikti. " Yorulmadım ki." dedi. Yüzündeki gülümseme biraz daha büyümüştü.
Dondurmalarını yerken bir banka oturdular. Hyunjin ne yapacaklarını bilmiyordu pek. Felix hiçbir şeyi düşünmemesini ve her şeyi kendinin ayarlayacağını söylemişti. Uzun süre sonra Ari'nin dediğine karşı çıkıp kendi istediği bir şeyi yapmak ona iyi hissettirmişti.
" Neyli seversin bilemedim o yüzden benimkiyle aynı aldım. Sevdin mi?" dedi Felix. Sesindeki endişeyi farkeden Hyunjin gülümseyip zevkle dondurmasından biraz daha yedi ve " Sevdim." dedi.
Felix'in içi rahatlarken önüne döndü ve etrafı izlemeye başladı. İlk defa kendi arkadaşları haricinde birisiyle dışarı çıkıyordu bu yüzden biraz heyecanlıydı. Daha önce de Hyunjin ile buluşmuşlardı fakat o zaman sadece ödev yapmak içindi.
Hyunjin de onunla beraber etrafa bakarken gözlerini yavaşça yanında oturan bedene çevirdi. Üstünde toz pembe bir sweat, altında ise dizlerinin biraz üstünde biten beyaz bir şort vardı. Sarı civciv gibi olan saçlarını da kurdele şeklindeki beyaz bir bandanayla süslemişti. Hyunjin ona biraz daha yaklaştığında şeker kokulu parfümü ciğerlerine dolmuş, hoşuna giden kokuyla gözlerini yummuştu bir süre.
Üzerindeki bakışlar Felix'i daha da çok heyecanlandırıyordu. Sanki kafasını çevirse Hyunjin ile burun buruna geleceklermiş gibiydi. Ardından Hyunjin'in " Neden bana bakmıyorsun?" demesiyle gözleri büyümüş ve telaşla kafasını ters yöne çevirmişti. " Dalmışım." demişti fakat tam da tahmin ettiği gibi Hyunjin çok yakınındaydı.
Karşısındaki miniğin gerginliğini fark eden Hyunjin onu biraz sakinleştirmek amacıyla bir kolunu Felix'in omzuna attı ve biraz daha yaklaştı. Bir kaç günün aksine, sessiz ve utangaç bir çocukla karşılaşmayı beklemiyordu. Bu hareketi Felix'i daha da şaşırtmış, aniden elindeki dondurmanın dudaklarına bulaşmasına neden olmuştu.
Hyunjin kahkaha attı ve " Ah, Yongbok-ah! Çocuk gibisin.." diyerek bir parmağını dondurma bulaşmış dudaklara götürüp güzelce temizledi.
Artık sınırına ulaşmış Felix birden ayaklanıp sakinleşmeye çalıştı ve " Gidelim mi artık?" diyerek yürümeye başladı. Arkasından gelen adım sesleriyle sessizce gülerken adımlarını biraz daha hızlandırdı ve koşmaya başladı. Hyunjin 'Cidden mi?' diye fısıldayıp " Pekala! Oyun istiyorsan oynarız Yongbok!" diyerek seslendi önünde tıpkı küçük bir çocuk gibi kendisinden kaçan bedene.
_______
ilk defa bir ficim hyunlix'te #1 olmus agliyorumm
cok icime sinmedi bu bolum ama tatli oldularr 🥺
<3
bu fanartlar kalbime iyi gelmiyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moment, hyunlix
FanfictionFelix ve Hyunjin sadece bir ödev için tesadüfen eşleşmiş sınıf arkadaşlarıydı. | texting & düzyazı | ⚑ hyunlix #1 [14.07.22]