mango ve ananas

898 90 81
                                    


on birinci bölüm.

İki grup tam vaktinde buluşmuş demeyi çok isterdim fakat elbette öyle bir şey olmadı ve Hyunjinler 14:05 gibi, Changbinler ise 14:45 gibi gelmişlerdi.

Koskoca 40 dakika boyunca ne yaptınız beylerr?
Biz orasını bilmiyoruz ama yakında çıkar kokusu diyerek devam ediyorum.. öhm

Hyunjin, onların kendilerini ektiklerini söylese bile Jisung tam tersine inanarak onları orada tutmayı başardı.
Nerede mi?
Ee elbette deniz kenarında!

Gençlerin başına öyle bir güneş geçmişti ki..
Yazık valla üzüldüm. 1 dakika falan 😭

Neyse işte bunlar beklerken birazcık sıcakladıkları için Chan beyciğim içecek bir şeyler almayı teklif etmişti. Sıcak zaten canlarına tak ettiği için hemen kabul etmişlerdi.

Mango ve ananas aromalı ice-tea, ohh mis.

Chancığım hemen bi' koşu gidip almıştı içecekleri.
Fakat Chan gelene kadar diğer beyler gelmiş ve ellerinde ise bir sürü içeceklerle oturuyorlardı.
Chan yaa hak diyerek yanlarına kadar koşmuştu fakat bir anda ayağının kaymasıyla düşüşü bir olmuştu.

Nereye mi düştü?
Jeongin'in kucağına kafası lak diye yapıştı.

Diğer gençler bunu hiç beklemediği için hemen oraya döndü ve anırmaya başladı.
DUR Ğ2ĞSWLZLSĞCĞEPDÜAŞXKEPEIĞWPS APTAL

Jeonginciğim şok geçirmiş gibi duruyordu sadece, sonradan Chan'ın kafasını tutup kaldırdı fakat Chan utandığı için kafasını tekrar karnına gömmüştü.
Rezillik tüh tühh

Jisung ne kadar gülse bile rezil olduğu için üzülüyordu.
Yani sonuçta Felix'in bu olayı görmesi onun için hiç iyi olmamıştı.

Felix ise tam tersine bu olayı samimiyet olarak görüyordu ve yanlarında böyle oldukları için mutlu oluyordu. Tamamen bir arkadaş grubu gibi olduklarını düşünüyordu.

Seungmin gülerken tamamen kendini kaybediyordu. Jeongin'in donup kalması ona çok komik gelmişti.
Zaten kendi aralarında bunun şakasını yapıyorlardı.
Birde bu olayın olması cidden konuşmalarına cuk oturmuştu.

Minho ise cidden rezilliği ciddili iliklerine kadar hissetmişti.
Fakat buradaki kimsenin bunu yadırgamayacağını bildiği için birazcık rahattı.

Gülerken gözleri istemeden yanında bir o yana bir bu yana sallanan çocuğa kaymıştı. Seungmin'e.
Gülerken fark edemeden gülüşü biraz küçülüp dikkat kesilmişti.

Seungmin cidden çok sevimli bir şekilde gülüyordu.
Minho ne yaptığını fark edince yutkunup önüne dönmüştü.

İşte gelelim en can alıcı yere...
Changbin, oturdukları masada Hyunjin'den en uzak olabilecek yere oturmuştu.
Sonuçta o birini severken hala onu seviyordu.
Kalbi hala deli gibi yanıyordu, bunlar olurken bile.
Ne kadar Hyunjin'den uzağa otursa bile kalbi tamamen Hyunjin'e ait olduğu için onu izlemekten kendini alıkoyamamıştı.

Hyunjin ise zaten Chang'ı izlediğinden gözgöze gelmişlerdi.

Hyunjin onun kendisi hariç herkese espritüel bir şekilde yaklaştığını fark etmişti.
Jisung ile aralarındaki buzları eritmişti, Changbin.
Bu yüzden herkesin arası gayet iyiydi.

Hyunjin neden böyle olduğunu anlayamıyordu.
O ne kadar adım atarsa, Changbin'in ondan o kadar uzaklaştığını hissediyordu.

Zamana bırakmak istiyordu fakat Changbin ile gerçekten aralarında anlamlandıramadığı bir şeyler olduğunun farkındaydı.
Hyunjin, belirsizliği hiç sevmezdi bu nedenle bir an önce açıklık getirmesi gerektiğini düşünüyordu.

Bu akşam eve gittiğinde ona bunun nedenini sormanın en iyi yol olacağını düşünerek ortama katılmaya karar verdi.

Gençler biraz daha oturduktan sonra dağılmaya karar verince herkes evinin yolunu tutmuş gece ise burada sonlanmıştı.

Ya da biz öyle sanıyorduk.
Hyunjin için en heyecanlı yer şimdi başlayacaktı.

merhabaa!!!
duzyazi yazmaktan yoruldugum icin texte basladim simdi ona duzyazi yaziyorum bu nasil istir ya

neyseee nasilsiniz, neler yapiyosunuz?
umsrim begenirsiniz, ♡

tayo, changjin. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin