거미줄-10 (final)

138 15 7
                                    


Hyunjin

İki saattir hazırlamaya çalıştığım bavulumun fermuarını kapatmak için çektiğimde derin bir nefes aldım. İstediğimi elde etmiş ve yurt dışına gidiyordum. Bunu kötü yollarla yapmış olsam bile sonucunda hissettiğim mutluluk, gurur tarif edilemezdi.

Arkadaşlarımla vedalaşmak için barda toplanmaya karar vermiştik. Yarışmadan önce arasıra gelir, kafa dağıtmak için toplanırdık. Şimdi ise başarımı kutlamak ve vedalaşmak için toplanmıştık.

Herkes masanın etrafına toplanmıştı. Boş sohbetler ederek içeceklerimizi yudumluyorduk. Gecenin geç saatlerine kadar eğlendikten sonra yavaş yavaş eve dönüş yoluna koyulduk. Mekanın kapısının önüne çıktığımızda herkese sarıldım ve teşekkür ettim. Onlar bu yolda bana çok destek olmuşlardı.

Aynı Minho gibi...

Kafamın içine gelen ani düşünceyle gülümsemem solarken bunun son gecem olduğunu kendime hatırlatıp gülümsememi tekrardan yüzüme yerleştirdim. Herkese el salladım ve yürümeye başladım.

Birkaç saniye sonra Jisung'un arkamdan bağırmasıyla ona doğru döndüm. Cebinden şeffaf bir poşetin içinde bir sürü zarfı çıkarıp bana verdi.

"Bunlar,

Minho sana iletmemi istedi Hyunjin."

Şaşırsamda belli etmedim. Jisung'a teşekkür ettim, poşeti cebime koyup ilerlemeye başladım.

~

Kendimi yavaşça koltuğuma attım. Derin bir iç çektim. Hafif başım dönüyordu ama umursamadım. Cebimdeki poşeti çıkardım. Özensizce paketlenmişti. Yırtarak içindekileri çıkardım.

"Okumalı mıyım?"

İçinde yazan cümlelerin canımı yakmasından korkuyordum sanırım. Bana ne dese haklıydı. Şerefsizin tekiydim.

Yavaşça ilk zarfı açtım ve içindekileri okumaya başladım.

'Beni ilk gördüğün günü hatırlıyor musun?'

Seni ilk gördüğüm günü asla unutmadım Minho. Unutamam ki?

Bedenin salonun içinde bir yaprak gibi süzülürken gözlerimi senden alamamıştım. Mükemmeldin, hala öylesin. Ama ben seni mahvettim değil mi?

Özür dilerim Minho.

Ailem baskıcı bir aileydi ve beni böyle yetiştirdi. Kazanmak uğruna her şeyimi feda etmem gerektiğini döverek, beni o karanlık bodrum katına günlerce kapatarak öğrettiler bana. O zamanlar daha 10 yaşında bile değildim.

Ki,

yıllar sonra onlara karşı çıkıp bunu yapmak istemediğimi, sana aşık olduğumu söylediğim gün beni hastanelik ettiler. Bunu öğrenmemen için o zamanlar sana farklı bir yalan uydurmuştum.

Biliyorum, sana hep yalan söyledim Minho ama hislerim tamamıyla gerçekti.

İlk zarftan sonra gözyaşlarım yeni yeni akmaya başlarken diğer zarfları teker teker açtım ve okudum. Son zarfa geldiğimde gözlerimi yavaşça kelimeler üzerinde gezdirdim.

Beni bu dünya da tek bırakacağından bahsediyorsun Minho bu mektupta. Yanında olamasam bile, bir daha artık yanyana asla olamayacağımızı bilsem bile sen ölürsen benim ruhum yok olur Minho.

Aceleyle ayağa kalktım ve anahtarlarımı alıp evden çıktım. Arabama binip hızla ezbere bildiğim yollarda sürdüm arabamı. Sonunda evin önüne geldiğimde. Hızla arabamdan indim ve binanın içine girip katları çıktım koşarcasına.

Dairenin önüne geldiğimde elimdeki anahtarı kapının deliğine soktum, yavaşça çevirdim.

İçeri girmeli miydim?

Minho'nun yazdıkları gerçek olamazdı değil mi?

Bana verdiğin anahtarla kapıyı açıp yavaşça içeri girdim. İçerisi sıcaktı. Teker teker odaları gezdim. Hiçbirinde yoktu. En son yatak odasının kapısını geldim. Derin bir nefes aldım ve kapı kulbunu çevirdim.

Gördüğüm manzarayla beraber olduğum yerde dizlerimin üstüne düştüm.

O, yatakta cansız bir şekilde yatan, Minho olamazdı değil mi?

Gözyaşlarımdan dolayı etraf buğulanırken dizlerimin üstünde sürünerek yatağa ulaştım.

Bana buz gibi olduğunu söylemişti. Korkarak elimi eline yaklaştırdım ve tuttum.

Gerçekten buz gibiydi.

Beni aylarca ısıtan o sıcacık güzel teni, artık buz gibiydi

ve bunun sebebi bendim.

"Minho?"

Beni duyamayacağını bilsem de seslenmek istedim ona. Bana 'sevgilim' demesini bekledim. Bunun bir şaka olmasını diledim. Ailemden bir kez daha nefret ettim. Onlara karşı gelemediğim ve ruhumun ölmesini sağladığım için kendimden nefret ettim.

Benim ruhum Minho'ydu.

Olanları bir kere daha algıladığımda boş odaya doğru haykırarak ağlamaya başladım. Olan olmuştu ve yapacağım hiçbir şey kalmamıştı. Ben artık eskisi gibi olamayacaktım. Minho artık yanımda olmayacaktı ve ben de ölüden farksız olacaktım artık.

"Minho, özür dilerim.

Eğer beni bir yerlerden izliyorsan, duyuyorsan bil ki seni hala çok seviyorum sevgilim ve sevmekten asla vazgeçmedim."

Minho bir deftere yazdığını söylemişti ama Hyunjin mektup şeklinde aldı. Sebebi Minho'nun defterdeki sayfaları koparıp zarflara yerleştirmesi.

Bu fic'i yazmak bir ayımı aldı, yazıp yazıp sildim ve en iyi bu hale getirebildim. İkisininde psikolojisini duygularını iyi yansıtmak ve olayı serpiştirerek anlaşılır biçimde anlatmak istedim.

Hyunjin bu fic te kötü karakter gibi dursa da aslında onunda küçüklükten kalma sorunları var ve hala da devam etmekte. O da Minho'ya aşık onu çok seviyor. Fakat ailesinden dolayı zorla yaptığı şeylerin sonucuna katlanmak zorunda kalıyor.

Bu yeni başladığım Hyunlix mini ficim, değişik bir biçimde ilerletmeyi düşünüyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu yeni başladığım Hyunlix mini ficim, değişik bir biçimde ilerletmeyi düşünüyorum. Yayınladım ilk bölümü okuyabilirsiniz.

Bu benim ilk Hyunho fic imdi. Umarım beğenmişsinizdir. Beğenip, yorum yapmayı unutmayın. Başka fic lerde görüşmek üzere...

Venom (거미줄) 🕸️ | HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin