Boşanma

1.4K 26 1
                                    

"Boşanmak istediğinize emin misiniz?"
"Evet"
"Evet hakime hanım"
Gözlerinde yaşlarla ikisi de bu sözleri söylemişlerdi.Bu kadar mıydı yani?Bitmiş miydi?İkisi de olanları idrak edemediler bi süre .Rüya görmüş olmayı dilediler ama bitmişti işte...En az evlenmeleri kadar kolaydı dışardan bakıldığında o sözcükleri söylemek ama ikisinin de ağzından söylerken daha çok zorlandıkları sözcükler dökülmemişti daha önce.Evet belki evlilikleri yıllar sürmemişti hatta evlenmeden önce sevgililik süreçleri bile olmamıştı.Düğün bile yapamamışlardı belki ama bu içlerinin paramparça olmasına engel olamazdı tabiki.Sadece soruşturma için ne olacak ki deyip evlenmişlerdi ama içten içe ikisi de bunun sadece öyle olmayacağını biliyorlardı en başından beri.Haklılardı da. Birbirlerine sırılsıklam aşık olmuşlardı.Ceylin kapıdan çıkarken bütün bunları düşündü ve gözyaşlarını tutamadı.Bu seferki ilişkisinin çok farklı olacağını düşünmüştü oysa.Ilgazın onu bırakmayacağına emindi ve hayatında ilk defa birine bu kadar güvenmişti.Bir daha asla mutlu olamayacağına ve kimseye güvenemeyeceğine emindi.Zaten Ilgazdan başka kimseyle de olamazdı.Ilgaz da ondan farksız değildi.Kendini ölmüş gibi hissediyordu.Hepsi benim suçum diye düşündü.Sonuçta boşanmayı isteyen oydu.Ama Ilgaz Ceylinden vazgeçmemişti.İstese de vazgeçemezdi zaten.Babasının gerçek katilini bulup kavuşacaktı Ceylinine.Sımsıkı sarılıp özür dileyecekti sevdiği kadından.Ceylin kıyamazdı zaten ona biliyordu.Bu sefer düğün de yapacaklardı,ceyline evlenme de teklif edecekti hatta balayına bile çıkacaklardı.Ilgaz söz vermişti kendine.Hiçbiri içlerinde ukte kalmayacaktı ve çok mutlu olacaklardı.

3 AY SONRA 

"Naber kardeşim?"
"İyi eren gördüğün gibi evden işe işten eve. Sıkıcı hayatıma geri döndüm işte"
"Ev dediğin bi sokakta o küçük karavanda yatmak mı abi yapma Allah aşkına gel bari bende kal evine gitmiyorsan da.Üzülüyorum valla senin için."
"Saol eren iyiki varsın ama iyiyim ben böyle.Benim bi evim yok zaten.Rahat etmeyi de haketmiyorum takılma sen yani"
"Deme öyle ya.Hem ceylin var.Tamam Metin amirle çınara hala bozuksun ama Ceylin senin evin değil mi abicim?"
"Ceylin mi kaldı Eren?Yüzüme bile bakmıyor.Üç aydır tek kelime konuşmadık ya.Koridorda görünce başıyla selem veriyor o kadar.Sanki yabancıymışız gibi...Sanki onca şeyi beraber yaşamamışız hiç aşık olmamışız gibi.Başladığımız yere döndük anlayacağın"
Eren ne diyeceğini bilemez.Ilgazın gözleri dolmuştur .Erene belli etememek için masasından kalkıp pencerenin önüne gider.
"Hiç sen Ceylinle konuşmayı denedin mi kardeşim?E babasının katilini de bulduk.Bulunca konuşacağım özür dileyeceğim dedin bana.1 ay geçti hala aynı noktadasınız.Konuşsan anlatsan her şeyi anlar barışırsınız belki"
Ilgaz da bunun böyle olmasını istiyordu hatta tek umudu da buydu.Ama deli gibi de korkuyordu.Ya Ceylin onu affetmezse?Ya nasıl seninle tekrar olabileceğimizi düşünüsün Ilgaz derse?Ya da daha kötüsü ilk başta üzüldüm ama iyi ki ayrılmışız Ilgaz böyle daha mutluyum derse? Bütün bu ihtimaller Ilgazın nefesini kesiyor,kalbini ağrıtıyordu.Ceylinsiz nasıl yapacağını da bilmiyor ama konuşma cesaretini bir türlü gösteremiyordu.Erene döndü.Tam bir şey söyleyecekken kapı çaldı.Ilgazın gir demesiyle içeri 1.90 boylarında kumral, yapılı ,32-33 yaşlarında oldukça yakışıklı bir adam girdi.
"Ilgaz Savcı ile görüşecektim"
" Buyrun benim.Maruzatınız nedir?"
"Ben Onur Soydan.Avukatım.Emir Akıncı davasıyla ilgili bilgi almak için gelmiştim."
"Yanlış hatırlamıyorsam o davanın avukatı Ceylin erguvandı.Avukat hanım davayı mı bıraktı?"
"Hayır savcım dava hala ceylinin ama kendisi biraz rahatsız olduğu için gelemedi.Biz beraber çalışıyoruz o yüzden benim gelmemi rica etti"
Ilgaz biraz bozulmuştu.Ceylin yeni biriyle çalışmaya başlamıştı ve kendisinin bundan haberi yoktu.Sonra zaten bana niye söylesin ki diye düşündü ve kızdı kendine.Aynı zamanda çok da endişelenmişti.Nesi vardı acaba Ceylinin adliyeye gelemeyecek kadar?Önemli bir şey olmasa kendi gelirdi başkasını göndermezdi çünkü.Avukata sormak istedi ama Ceylin hakkında başkasından bilgi almak istemiyordu.
"Dosyada vekaletiniz var mı?"
"Yok savcım"
"Ceylin hanımla çalıştığınıza dair bir kanıt bir belge?"
"Henüz yok savcım daha resmileştirmedik ama yakında olacak"
"O zaman bilgi veremem maalesef avukat bey"
"Yapmayın savcım bakın Ceylin çok kötü durumda fena üşütmüş.Gelebilse kendi gelirdi zaten ama yataktan kalkamadı sabah.En azından UYAP'a yükleseniz?"
"Siz bütün iş arkadaşlarınızın her hastalığını detaylarına kadar bilir misiniz avukat bey? Yataktan çıkamadığını falan biliyorsunuz ya ondan sordum."
Ilgaz bu çocuğun Ceylinle bu kadar ilgili olmasına çok bozulmuştu.Kaşları çatmıştı bu soruyu sorarken.Eren de farketmişti tabi Ilgazın kıskandığını.Belli etmeden gülüyordu arkadaşının haline.Onur da bu soruya anlam veremese de Ilgazla Ceylinin geçmişini bilmediği için cevap verdi.
"Yok savcım normalde bilmem tabiki ama Ceylin farklı.Sadece iş arkadaşı değiliz. Ceylin benim kız arkadaşım hatta bir süredir bende kalıyor ordan biliyorum durumunu.Sabaha kadar uyuyamadı ağrıdan.Ben de onunla uyuyamadım tabi çok endişelendim onun için.Umarım daha iyidir şimdi.Ama eminim dava bilgilerini veriseniz çok daha iyi olur biraz işkoliktir de sevgilim"

İki Alakasız Parçanın Kusursuz UyumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin