Etrafında dönmeye başladı , midesi bulanmaya başlamıştı. Gökyüzüne doğru bakıyordu. Elleriyle sıktığı elbisesi biraz yukarı doğru rüzgar eşliğinde çıktı. Rüzgarın ritmi adeta ona güven veriyordu. Birden duraksadı yüzü gülmüyor nereye gideceğini ne hissedeceğini bilmiyor gibiydi. Çocuklar değil aslında yetişkinler özgürlüğü ister. Çocuk çocuk olabildikçe özgürdür zaten. Zamanın temposuna kapılmış olanlar durmak istediklerinde yitirdikleri hislere bürününce anlarlar. Hani az önce gökyüzünü izleyen birisi vardı o aslında çocuk olamayan birisi. Çocukluğu elinden alınmadı o sadece çocukken olanları izledi. Kendisine doğru rolü veremedi. Günlerden bir gün bir kelebek gördü gökyüzüne yükselişine bakarken hüzünlendi. Ilık rüzgar bedeninde gezinirken duraksadı. Şimdiye kadar hiç özgürlük nedir diye düşünmemişti... Yüreği kırık bir kum saati gibiydi. Olduğu yerden bir adım atsa çok şey kaybedecekmiş gibi hissediyordu. Eliyle eteklerini bu yüzden sıktı akıp giden zamanda artık kaybettiği bir şey olsun istemiyordu. Kelebek o kadar masum uçuyordu ki o kelebek olsa bir güne neler sığardı bilmiyordu. Bir günlük ömrümüz var kelebek olmayı seçtik. Herkes yapmadığı şeyleri yapmak isterdi. Peki zamanınız varken neden yapmadınız. Daha mi az özgür olurdunuz? Ben kelebek olmayı değil aklını isterim. Zaten sadece unutulmaz bir günden ibaret değil miyiz ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Aklını İsterim
Non-FictionBir çocuk uçar serçenin yüreğinden. Bir çocuk var tüm oyunlara adı yazıldı. Kimse sormadı yerin neresi diye. Bir ses duydu bir gün. -Bak burdayım .. Anlayamadı. Doyamadığı bir şeyler vardı. Adı bir çok oyuna yazılmıştı. Onun içinde yaşamak istediği...