iki bolum atiyorum onceki bolumu kacirmayinn
dun tum gece fici elimden geldigince duzenledim
bir gecede bitirirsem sasirmayin•••
"buldu zengin çocuğu ilk günden yemek yemeye gidiyorlar" jisung gülerek söylediğinde ders çıkışı ortamın gündemi san ve wooyoung'un gideceği yemekti.
"salak ne alakası var" wooyoung belki de yirminci kez söylendiğinde jisung omuz silkmişti. çok umrunda değildi söylediklerinin alakası.
bunu fark eden jungwon jisung ile uğraşmak adına "onun aklı mor saçlıda kaldı ne derse desin takma" demişti.
wooyoung ikisinin de minho'ya mor saçlı demelerine göz devirmişti. "çocuğun adını bilmenize rağmen hala kaldı mor saçlı diye ya"
jungwon ve wooyoung hala konuşmaya devam edip gülüşürlerken arkalarında kalan jisung ile dönmüş ve neden durduğuna bakarlarken jisung bir yere bakıp gülümsüyordu.
jungwon minhoların olduğu yeri gösterip "bunun evi yanıyor" diye sırıtmıştı.
"yansın. çok güzel gülüyor bu gülüşü sonsuza izleyebileceksem yansın"
"ohooo bu uçmuş çoktan" jungwon kafasını jisung'a 'umutsuz vaka' dercesine sallamıştı.
sonunda wooyoung daha fazla rezil olmamak istediği için "tamam salak salak bakmayın yanlarına gidelim. yürü jisung yürü ya" diyip kolundan tutup çekiştirmiş bir masanın etrafında oturan üçlünün yanına gitmişlerdi.
"wooyoung! selam ben de tam seni arayacaktım"
"bizde buradayız gıcık enişte selam" jisung minho'ya bakarak kurduğu cümle san'ı güldürmüştü.
wooyoung jisung'a dirseğini attığı için jisung belini (🛐) tutarak kıvranırken wooyoung ise onun dediklerinden dolayı kızarmakla meşguldü. hepsi selamlaşmış ve masaya oturmuştu.
"çıkalım mı biz artı-" san bana döndüğünde onu onaylayacaktım ki jungwon çığlık atarcasına konuşmuştu.
"jay bu kitaplar senin mi?" merakla masadaki kitabı gösterdiğinde jay onu onaylamıştı.
"evet... ama neden?"
"yok artık bu kitabı profesör okumamızı istemişti de bulamamıştık hiçbir yerde"
"zenginlik başka bir şey- ah ne kafama vuruyorsun yang jungwon kedisi" jisung'un patavatsız cümlesi ile kafasına vuran jungwon jisung'un tepkisini umursamadan jay'e odaklanmıştı.
"aslında zenginlikle alakası yok. bir tane sahaf vardı tanıdığım. hukuk kitabı geldikçe bana haber veriyordu. bunu bulduktan bir hafta sonra şansıma profesör bunu bize de ödev verdi. benim birkaç sayfam kaldı isterseniz sonrasında size vereyim?"
"gerçekten çok iyi olur. bu arada o sahaf nerede? ben de gitmek istiyorum." böyle yerler ilgisini çekiyordu evet ve jay'in de sevdiği bir şey olması daha çok ilgisini çekmesini sağlamıştı.
"bir ara gittiğimde beraber gideriz?" bu teklif ile heyecanlanmış sessizce "olur" diyerek onaylamıştı.
(twinsteki çizgi romancı 😭😭😭)
jisung ve minho karşılıklı oturmuş sessiz kalan ikiliydiler. daha doğrusu jisung arada laf atıyor ama jay ve jungwon'un arasına çok girmek istemiyor bu yüzden arada kaçamak bakışlar atarak minho'yu dikizliyordu. tabii minho direkt ortamla ilgilenmeyip jisung'u izliyordu. jay ve jungwon'un da konuşmaya devam ettiklerini fark eden wooyoung elini yanındaki ruh eşinin bileğine sarıp kaldırmış ve sessizce ortamdan ayrılmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ꜱᴏᴜʟᴍᴀᴛᴇ-ᴡᴏᴏꜱᴀɴ ✓
Fanfiction"ne yani dans klübüne bay han benim yerime bir başkan mı getirecek"