> 7

588 90 15
                                    

seungmin

minhonun

evde

ne işi var
iletildi, 00.38

hyunjin mesajlara bakmamakta kararlıydı. kapıdan giren arkadaşının üstünü çıkarmasını bekledi ve sonra montunu alıp ona salona geçmesini işaret etti.

seungmin

bana cevap ver

niye onu eve getirdin
iletildi, 00.40

elindeki montu asmak için kendi odasına girdi. gözleri birkaç gece önce kendi kendine açılan pencereye dokunduğunda derin bir nefes verip cebindeki telefonu çıkardı.

seungmin

beni görmezden mi geliyorsun?

hyunjin

sadece oturup sohbet etmek istedik, tamam?

seungmin

tanıştığımızdan beri tek amacı seninle yatmak olan çocukla mı?

onun iki kelimeyi bir araya getirebileceğine inanıyor musun?

hyunjin

minho hakkında böyle konuşamazsın

seungmin

tanrı aşkına hyunjin

birlikte geçirdiğimiz zaman boyunca bir tek o çocuk yüzünden kavga ettik

şu durumda bile bana onu mu savunacaksın?

hyunjin

minho düşündüğün gibi biri değil

onu tanımadan yargılıyorsun

ben senin ne zaman gerçek olduğunu anlayamıyorum bile

seungmin

sen de onu yeterince tanıyorsan daha fazla sohbet etmene gerek yok

ayrıca saçmalıyorsun

çıkar şunu odadan
görüldü, 00.42

hyunjin minho'nun seslendiğini duyunca telefonunu kapattı ve yatağına bıraktı. montu da telefonun üstüne koyduktan sonra odadan çıktı.

gülümseyerek salonda minho'nun yanına oturduğunda, “görüşmeyeli nasılsın?” diye sordu minho.

“şöyle böyle.”

“seungmin'in yokluğuna alışabildin mi?”

hyunjin yutkundu ve gözlerini kaçırdı. minho'nun kendisini süzen bakışlarının farkında olarak “hayır, kimse onun yerini tutamaz.” diyerek cevap verdi.

minho hafifçe gülümsedi. ardından bakışlarını bulundukları odada gezdirdi. “yeni evin güzelmiş, hyunjin. eşyaların çoğunu değiştirmişsin ama bazı şeyler eski evinde de vardı sanki.”

“evet, tamamen yabancı bir yere gelmek istemedim.”

minho gözlerini hâlâ yere bakan hyunjin'in yüzünde dolaştırdıktan sonra “odandaki büyük köpek tuvali hâlâ duruyor mu?” diye sordu.

hyunjin başını sallayarak onayladı.

“peki görebilir miyim?”

hyunjin rahatsız hissetse de ayağa kalktı ve minho onu takip ederken salondan çıkarak az önce terk ettiği odasına girdi. masasının yanına yere koyduğu ve birbirine yasladığı tuvalleri tek tek gözden geçirirken minho odanın kapısını hafifçe kapattı.

“burada.” diyerek söz konusu olan tuvali havaya kaldırdı hyunjin. minho kısaca tuvale göz attıktan sonra duvarda duran çerçevelere değdirdi bakışlarını. hyunjin'in seungmin'le çekilen fotoğraflarında takılı kaldı.

hyunjin onun neye baktığını fark ettiğinde havaya kaldırdığı tuvali bacaklarının hizasına indirdi.

“onu özlüyor musun?” diye sordu minho.

hyunjin başını salladı. “çok.”

“unutabileceğini düşünmüyor musun?”

hyunjin çattığı kaşlarıyla minho'ya döndü. bu söylediği dünyanın en saçma şeyiymiş gibi bir ifade takınmıştı. “bu kadar kısa sürede hiç kimseyi unutamazsın.”

“haklısın, yardım olmadan asla.”

hyunjin söylediği şeyi anlamaya çalışırken minho ona yaklaştı ve ellerini hyunjin'in beline doladı.

“minho,” dedi hyunjin uyaran bir sesle. onu kendinden uzaklaştırmak için elindeki tuvali yere bırakmak zorunda kaldı. tuval ikisinin ayakları arasında bacaklara yaslanarak dik durdu.

“sana yardımcı olabilirim, hyunjin. kendini bana bırak yeter.” diye fısıldadı minho. hyunjin onu omuzlarından tutup geriye itti.

minho geriye doğru sendelerken eş zamanlı olarak odanın kapısı ve penceresi açıldı. başıboş kağıtlar etraflarında uçarken içeriyi bir rüzgar doldurduğunda minho rüzgara kapılmış gibi bedeninin iki yana savrulmasına engel olamadı. hyunjin korkuyla iki adım geriledi.

odayı bir uğultu kapladığında minho hava akıntısından kurtulmuş gibi kendini yerde buldu. acıyla buruşturduğu yüzü hyunjin'in tüylerinin ürpermesine neden olmuştu. kendini toparlamaya çalıştı ve yerden kalkarken hyunjin'e kısa bir bakış atıp yatakta duran montunu kaptı. ardından koşar adımlarla önce odadan, sonra evden çıktı.

minho'nun evden gitmesiyle ortalık eski sessizliğine bürünmüştü. perdeler sallanmayı kesmiş ve yere düşen kağıtlar hareketini kaybetmişti.

hyunjin titreyen dudaklarını sıkıp yatağa oturdu. eli yavaşça kapattığı telefonuna gitti. telefonu açtıktan sonra gelen mesajlara baktı.

seungmin

haklı olduğum için özür dilerim

keşke bunu yaşamak zorunda kalmasaydın

lütfen kendini kötü hissetme

sen yanlış bir şey yapmadın
görüldü, 00.54

daha fazla dik duramayacağını hissederek yatağına uzandı hyunjin. gözyaşlarını serbest bıraktı.

“”

3.8

“nefes alamadığını hissediyorum, satırlarından bunu hissettim„

“kırılgan bir kalbin var bu o kadar belli ki umarım kimse onu kırmaz„

House Of Memories ;; Hyunmin {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin