🔆
Hastaneye gitmek için otobüs beklerken Ada nefes nefese yanımıza geldi. Yüzü kıpkırmızıydı. "Hocadan izin kağıdı alamıyorum" Ben tam konuşacakken Güneş sözümü böldü ve "Lan parmağım şişti şişti hocalar bunun farkında değil mi ?"
Yanımızdan o kadar hızlı bi araba geçmişti ki Güneş sesini duyurabilmek için ekstra bi çaba sarf etti.
O sırada merdivenlerden koşarak Deniz geldi. Ve belliki sadece bu merdiveni değil okulda ki 3 kat merdivene de koşmuştu. "Hoca izin kağıdını verdi ama geç kalmasınlar dedi" Sanki biz keyfimizden gidiyoruz.
Ne düşündüğümü anlamış olacak ki Güneş "Lan sanki bizim canımız sıkıldığı için gidiyoruz hastaneye" diye mırıldandı. Tam o sırada otobüs gözüktü. "Şükür" dediğini de duydum.
Ada otobüsü durdurdu. Kapının bozuk olduğunu 10 metre öteden anlayabilirdim. Kapı açılır açılmaz şoför dayıya tam soru soracakken kapı üstüne kapandı. Çok güzel, bi bu eksikti zaten. Şoför de kapıyı geri açınca Ada hemen kafasını içeri uzatıp "Abi hastaneye gidiyor mu ?" diye sorduktan sonra Şoför de "gidiyor bacım" derken bi yandan da Güneş'in şişen eline bakıyordu.
🔆
1 Saat Önce
Beden derslerini hiç sevmiyorum. Güzel mi güzel hocamız bizi koyunları otlatır gibi salıyor, kendisi de spor odasında çay içip dedikodu yapıyor. Başımıza bi çoban koymadığı kaldı. Yakında onu da yapar. Ben bankta otururken Güneş ve Ada da 34 derecelik bu havada basketbol topuyla voleybol oynamaya çalışıyorlar. Neden? Çünkü benim güzel okulumda voleybol topu 2 tane var.Güneş, kızarmış yüzüyle bana seslendi "Eftelya benim su şişemi atar mısın?" Demesinin üstünden 2 dk geçmemişti ki yanıma geldiler ama Güneşin eli şişmiş bir şekilde. Şaşırdık mı, hayır.
" Ya ben size basketbol topuyla voleybol oynanmaz demedim mi. Al bak elin şişmiş."
Tam bir şey diyecekti ki yanımıza Onur geldi. "Hoca sınıfa çağ- Güneş eline ne oldu?" Bu sıcakta da yeşil swatshirt giymezsin ya. "Top geldi" Ama saçları çok güzel.
🔆
"Ya bu doktor ne zaman gelicek" yine elini kıran bir adet Güneş ve yine sabırsız olan Ada.
"Ya biraz bekleyin gelir şimdi" dedikten 1 dk sonra doktor geldi. Sonunda.
"Elini kırmışsın" A-a ciddi misin bak yeni öğrendim. "Aslında sol elinde bir çatlak var, baş parmağın ve işaret parmağının arası." Bunu derken o kadar bezmiş bir şekilde söylemişti ki bütün hayat enerjimi sömürdü.
"Odamın hemen yanında hemşire elini saracak. Eğer ağrı olursa diye ağrı kesici yazdım, günde bi tane içsen yeter. Geçmiş olsun.
Teşekkür ederek odadan çıktık ve yan odaya ilerledik. Hemşire doktorun aksine çok sevecen bir kadındı.
🔆
Okula geldiğimizde hoca sınıfta değildi. Ve evet hala beden dersi. Hocanın yanına gidip durumu anlatacakken karşımıza müdür yardımcısı çıktı. Allahım bir bu eksikti. "Siz neredesiniz. A-a kızım senin eline ne oldu?" A-a acaba ne oldu. Valla şimdi bi kuş olucam konucam.. neyse. Ya bu okulda ki herkez mi mal ya ( Onur dışında ).
"Hocam elime basketbol topu geldi" Hemen burdan kurtulmam lazım.
Tam o sırada kurtarıcımız olarak Deniz geldi. Ben ona kaş göz yapsam da Deniz bir salak olduğu için o da bana kaşını, gözünü oynatıyor.
Cidden şimdi çıldıracam. Arkamı döndüm ve telefonumu açıp WhatsApp grubuna girdim.