Bölüm 1 "Kahraman"

61 3 1
                                    

Camdan dışarı baktığımda her tarafın bembeyaz bir örtüyle kaplı oldugunu gördüm. Soğuk olan her şeyden nefret ediyordum.Yağmurlu havalar, gri bulutlar içime sıkıntılı hislerin tohumunu ekiyordu...Böyle havalarda hiçbir şey yapasım gelmiyor, dışarıyla tüm bağlantımı kesiyordum... Iste bugun de o gunlerden bir tanesiydi. Ve benim yine canım sıkılacak yine gereksiz triplere girecektim. Tüm bunları engellemek için Çağlar ve Betül de bize geleceklerdi.. Çocukluğumdan beri yan yana, dip dibe büyüdüğüm tek dostlarımdı onlar.. Ara sıra tartışsak da ayrı kalamaz barışırdık. Tabi simdi o yıllara göre oldukça olgun, kolay kolay birbirini kırmayan insanlar olduk.. Çağlar simsiyah gözleri, dağınık saçları, düzgün vücüduyla ve tabiki çapkınlıgıyla tanınır buralarda. Ama özünde çabuk kırılan oldukça anlayışlı biri olduğunu söyleyebilirim. Zor zamanlarımda başımı ne yana çevirsem dibimde oldugunu bana her zaman destek verdigini hissettirdi bana.. Diger dostum Betül ; orta boylu, kıvırcık kumral saçlı, ela gözlü ve naif bir kişiliği olan kızımız..
Geldiklerini gördüğümde perdeyi indirip koşar adımlarla merdivenlere yöneldim. Kapıyı çalmalarına fırsat vermeden hemen kapıyı açtım.. "oo yolumuzda gözlenir olmuş" Çağlar hızıma şaşırmıştı. " Dışarı çok soğuk hastalanmanızı istemem " diye cevapladım onlar içeri girerken. " Aman benim minik kuzum benim hastalanmamı da istemezmiş gel bakıyım " tabi Çağlar her zamanki gibi bana sataşmazsa bi tarafları eksilirdi. Uzatmasını istemedigimden sarıldım. Yaklasık bir haftadır görüşemiyoduk cok özlemistim. "Tabi tabi " diye söyledim sarılırken. Gülüştük. Dışarıdaki soğuğu hissettim Çağlar'ın montunda. Onun kollarından ayrılıp Betül'le kucaklaştık. " Tam bi hafta oldu hayırsız, insan bi arar bi sorar. Hic olmadı telefonunu kapalı tutma "diye sitem etti Betül. Haklıydı bi hafta babamın yanında kalmak ve biraz uzaklaşmak istemiştim. Betül' e sadece üzgünüm der gibi gülümsedim. Iceri gectigimizde koltuklara yerlestik hemen. Tabiki o bir haftanın acısını çok fena çıkaracaktık ama Çağlar işin dedikodu kısmıyla ilgilenmeyecekti. Betül ilk önce okulda olan biteni anlattı tüm detayıyla. Bende tüm yorumlarımı kattım. Biz konuları konuşurken Çağlar bizi dinliyordu. Bi yerde araya girerek " ha bu arada okula iki çocuk geldi bizim kattalar. Birinin babası hapisteymiş, tabi bizimkiler nereden duydu bilmiyorum. Ama çocuğun da tipinden bi serserilik akıyordu.. Bugün de bi olaya karıştı, olay büyüdü baya.." " bi dakika bi dakika " diye sözünü kestim Çağlar'ın " gelir gelmez olay mı çıkardı? Derdi neymiş" diye sordum sasırarak. "Valla orasını bende anlamadım zaten çocuk bi afralı tafralı sorma. Burnu havada falan." " Ama çok yakışıklı" diye sacma bir yerden daldı Betül. Gözümü devirdim. " Kızım bi dur ya " diye sitem etti Çağlar. " Yakışıklı olsa ne yazar adam belalı diyoruz." " Ne güzel iste tam benlik " bu sefer gözünü deviren Çaglar'dı. Bana fısıldayarak "bunun devreler yanmış." Diye ekledi, kıkırdadım.. " Ya niye oyle diyosun yakışıklıydı ama." "Hıı öyleydi öyleydi. Sen kalk da bi çaya bak istersen ordan da elini yüzünü yıka gel.hadi" Kıkırdamaya devam ettim bu halleri çok komikti. Betül söylene söylene mutfağa gitti. "Yarın ne olacağını merak ediyorum doğrusu. Bu çocuğu hiç gözüm tutmadı." Eger Çağlar çocugu sevmediyse gerçekten iyi biri degildi. " Adı neydi? " diye sordum alakasızca. "Bilmiyorum. O kadar olayın içinden sadece bunu mu merak ettin Esma bravo." Aslında bunu merak etmemistim ama öylesine sormustum iste. " Ne bileyim merak ettim" diye gecistirdim. " Bu mahallede oturmuyodur umarım yoksa çok sık kavga ederiz bununla" Iste bu kısmı hiç düşünmemistim. Çağlar'ın sinirli biri olmasının yanında sabırsız, ve küstahlığa gelemeyen bir insan olduğunu bildiğimden dolayı korkmaya başlamıştım bile. " Yok canım, ne diye kavga edeceksiniz? Hiç bulaşma" diyerek kaygılanmamaya çalıştım. " Ben ne buluşacağım ya. Umrumda değil ne halt ederse etsin benden uzak dursun da." Ben icimdeki kaygıyı uzaklaştırmaya çalışırken Betül'de geldi. Çaylarımızı içerken tv de açıktı. Yarın neler olacagını merak ediyordum. Çaylarımızı mutfağa götürürken kapı çaldı. "Ben bakarııım, annemdir." Diyip kapıya yöneldim. Kapıyı actıgımda daha önce tanımadığım bir yüzle karsılaştım. Benim yaşlarımda, uzun boylu, kumral saçlı, kahverengi gözlü bi adam. "Merhaba" diye gülümsedi ben hâlâ neler olduğunu anlamazken. " Merhaba? " diye karşılık verdim. Bi açıklama yapacak mı artık diye bekledim. Sadece gözlerime bakıyordu çünkü. "Şey.. ben buraya yeni taşındım, hemen yan evde oturuyorum ve..." "Esmaa kimmiş ? " Çağlar adamın konuşmasını böldü yanımıza doğru gelirken kafamı çevirdim ve Çağlara baktım "Bilmiyorum" dedim. Yanımıza geldiginde yüz ifadesi değişti ve sinirlendigini gördüm. Sebebini çözemedim ama karşımdaki adam Çağlar' ın aksine gülümsüyordu ve sanki alay edermişcesine gözlerinin içine kadar gülümsüyordu. " Sen tanıyor musun?" Dedim dayanamayarak. "Okula yeni gelen çocuk" Sözleri idrak etmeye çalışırken bi yandan da şaşkınlığımı gizlemeye çalışıyordum.. Okula yeni gelen çocuk.. Çağlar bu sakinliğini korursa Okulda olay çıkacağını sanmıyordum ama aynı mahallede olduğumuz sürece kimse ne olacağının garantisini veremezdi...

KAHRAMAN (TANITIM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin