Kimse yoktu koridorlarda,herkes çoktan uyumuştu.Mavi gözlü akılhastanesinin koridorlarında yürüyordu.Karanlık kolidoru elinde ki,fenerle aydınlatıyordu.
Kapalı olan odanın kapısının önünde durdu.Kapının kilitini açtı.İçeri girip,feneri duvarın yanında ki,adama tutdu.
Yüzüne vuran fener ışığına döndü kahve gözlü.Gözüne vuran ışıktan rahatsız olup elleriyle yüzünü kapattı.
Mavi gözlü yavaş adımlarla yaklaştıkca kahve gözlü sürünerek iyice duvara çekildi.
Kısık bir sesle"Git"dedi sadece.
Kafasını iki yana sallayarak"1 ay oldu Barış.Bitdi bir daha o iğrenç sıfatını görmiyicem derken yeniden buradayım"
Ağlamak istiyordu kahve gözlü ama ağlayamıyordu artık.Kurumuştu göz pınarları.Güçsüzdü,ağlaya bilmeyecek kadar yorgundu.Kurtuldu sanmıştı mavi gözlüden.Bir aydır gelmiyordu,rahatsız etmiyordu onu.Ama yeniden buradaydı.
"Neden?Niye geldin?"diye sordu titreyen sesiyle.
"Senin nasıl yok olduğunu görmeden yaşayamıyorum Barış.Senin her geçen gün biraz daha öldüğünü görmek beni yaşatıyor"dedi mavi gözlü ürkütücü ses tonuyla.
"Ne istiyorsun,ölmemi mi.Öldür o zaman"diye bağırdı Barış.
Fırat parmağını dudağına bastırarak"Şşş...Yok oluşunu izlemek yerine seni bir anda öldürmek mi.Seni asla öldürmem Barış.Ölmek senin için ödül olur"
Çökmüştü kahve gözlü.Gözünün altında ki,morluklar.Ağlamaktan şişmiş gözleri.Kurumuş dudakları.Hiçbişey yemediği için verdiği kilolar.
Süzdü onu mavi gözleriyle.Kahkaha atdı en büyük düşmanın bu haline.Kolundan tutdu Barışı,yerden kaldırıp duvara itdi.
Barışın sırtı duvarla çarpıştığında hafif bir inleme döküldü dudaklarından.Fırat Barışın bileklerinden tek eliyle tutarak başının üstünde birleştirdi.
Aralarında ki,mesafeyi birkaç adımla kapadı.Fıratın sıcak nefesi yüzüne çarptığında tüm bedenin titrediğini hissetdi Barış.
Bileklerini kurtarmak için hamle yaparak"Rahat bırak beni"dedi kahve gözlü.
Fırat Barışın bileklerini sıktı"Diyelim ki,bırakmıyıcam.Ne yapa bilirsin ki"diye konuştu fısıldayarak.
"Bağırırım"dedi yüksek sesle.
Barış yardım istemek için bağırmaya çalışacakken boşta kalan eliyle boğazına yapıştı Fırat.
"Sakın...deneme bile"dedi tehditkar bir sesle boğazını daha sert sıkarak kahve gözlünün.
Nefes alamıyordu Barış.Terliyordu,çırpınıyordu bıraksın diye.Fıratsa sadece durmuş onu izliyordu.Gözlerini...dudaklarına kaydı gözleri.
Biranda kurumuş dudaklarına bastırdı dudaklarını.Naptığını o bile bilmiyordu.Ani temasla kaskatı kesildi Barışın tüm bedeni.Titremeyi,çırpınmayı bıraktı.Sanki alev almış yanıyordu tüm bedeni.
Emmeye başladı kurumuş dudakları.Barışsa karşılık veremiyordu.Alt dudağını ısırdı Barışın.Sonra çekmeye başladı dudağını.
Barış bileklerini kurtardı Fıratdan.Elleriyle göğsüne vurmaya başlayınca Fırat o an ne yaptığını anlamış gibi ayrıldı Barıştan.
Hâlâ Barışın boğazında olan elini bırakarak birkaç adım geriledi.Hızlı-hızlı nefes alarak sakinleşmeye çalışıyordu Barış.Öksürmeye başladı nefesini düzene sokmak için.Dizlerinin üstüne çöktü.Fırata baktı korku dolu gözlerle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Falling in love with a madman
RomanceBir deliye aşık olmak...Hem de en büyük düşmanın olan bir deliye...Aşk,bir deliyi,bir düşmanı bile sevmeyi sağlayan tek güçtür🤍