Ama hepsinin sonunda yine gerçek dünyanıza dönüyor ve kendi yalnızlığınızı kendinizle paylaşamayacağınızı anlıyorsunuz.Üstüne üstlük birde kurmuş olduğunuz hayallerin gerçek olmaması sizi incitiyor."Keşke!, ah keşke!" diyorsunuz.Ve hayalinizdeki hayatı yakalamak için daha bir hırsla sarılıyorsunuz yaşamınıza.Yılmak istemiyorsunuz.Çünkü bir gün mutlaka bunu başaracağım diyorsunuz.Hayallerinizde yaptığınız güzel şeyleri gerçek hayatınızda da yapmak istiyorsunuz.Ama karşınıza çıkan insanlar sizi anlamıyor.Fakat siz yine de yılmıyorsunuz.Yakınlarınızın yalnızlığınızın farkına varmasını istiyorsunuz.Ama bunu onlara anlatmaya daima çekiniyorsunuz.Kısacası hayatınıza sizi anlayabilecek bir insan girinceye kadar yaşamış olduğunuz yalnızlığa katlanmak zorunda kalıyorsunuz.
Bazı vakitler yaşamak size zor geliyor.Yaşamaya gayret ediyorsunuz.Bir arkadaşınız sizi düşünüp bir sürpriz yapmak istiyor.Siz ise sürprizi yaşadığınızda acı çekiyorsunuz.Ama bunu arkadaşınıza belli etmemek için elinizden gelen gayreti gösteriyorsunuz.Çünkü yalnızsınız ve "keşke bu mutluluğu benimle paylaşabilecek bir hayat arkadaşım olsaydı" yada "keşke o da yanımda olsaydı" diye içinizden kendi kendinize bir şeyler ifade etmeye çalışıyorsunuz.Bazen kendinizi bile anlayamıyorsunuz."Hayat kısa neden dolu dolu yaşamıyorum ki?" diye soruyorsunuz kendinize ve her seferinde cevabı aynı oluyor."Yalnız bir başına hayat çekilmez oluyor." Hele hele birde yakışıklı yada çekici değilseniz işte o zaman vay halinize.Hayatınızı paylaşamıyorsunuz, Yalnızsınız, böyle yaşayamazsınız, bu şekilde hayatınızı sürdüremezsiniz.Geçici mutluluklar sizi daha ne kadar idare edebilir ki!Ama umutlarınızı da yitiremezsiniz.
