okyanusun kıyısında yüzülen doğrular

1.3K 88 78
                                    

"Bugün ölmedik, fakat yarınımız belli değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bugün ölmedik, fakat yarınımız belli değil."

Beach Weather- Sex, Drugs, Etc.

BTS- I need u (demo vers.)

Anıl Emre Daldal- M.

Euriella- Je t'Adore

_ _ _

"Sikik ankesörlü telefon," elimdeki telefonu fırlatıp bir kaç adımımı geriye doğru attığımda açılmayan telefona lanetler ediyordum. Telefon tam yerine giremeyip aşağıya düşmüş ve kablosu yüzünden yere bir kaç santim uzaklıkta sallanıyor bir şekilde duruyordu.

"Siktiğimin Park Jimin'i, lanet telefonlarıma bile bakmıyorsun!" Telefon kulübesinin kapısına ayağımı gelişi güzel vurarak tekme attım ve ellerimi ceketimin ceplerine atarak arkama doğru dönüp ilerlemeye başladım. Fakat tamda beşinci adımımda ankesörlü telefonun sesi boş caddeyi doldurmuştu.

Koşarak o beş adımlık yolu tekrar geri döndüm ve hızla sallanmaya devam eden kablolu telefonu elime alarak önce geri yerine yerleştirdim ve hemen ardından oradan ayırarak kulağıma götürdüm.

"Jimin," diyordum sesimin uyuşukluluğunu dahi umursamadan. Karşı taraftan ise sadece onun nefes alışını ve sesli bir şekilde geri verişini dinliyordum. Yine ve yine benimle konuşmuyordu, ona her şeyi ayrıntılı bir şekilde anlatmama rağmen yine bana arkasını dönüyordu. "Jimin, aşkım lütfen yapma böyle."

Biliyordum ki halen daha beni çok seviyordu fakat bir kaç gün önce gördüğü şeyler yüzünden beni dinlemeden terk etmişti. Ona her şeyi anlatmama rağmen bile geri gelmemişti. Dünden beri ise onu arıyordum fakat bir kere bile cevap vermemişti telefonlarıma. Şimdi ise geri araması bile bedenimi umutla kaplarken beni affetmek istediğini de hissediyordum.

"Bebeğim her şey yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu biliyorsun," buraya gelmeden önce bir kaç kadeh içki içtiğim için sesim olduğundan daha çok peltek çıkıyordu ve bir kaç kelimeyi de bir araya getiremiyordum büyük ihtimalle.

"Yoongi sen," dedi ve sustu. Söylemek istediği bir şey vardı fakat söyleyemiyordu bile. Kafayı yiyecektim. Park Jimin bana kafayı yedirtecekti.

"Söyle güzelim, susma lütfen." Diyordum günler sonra sesini duymanın mutluluğuyla. Onu ayrı olduğum şu bir kaç gün bile çok özlemiştim ve ben Min Yoongi, yirmi beş yaşında olmama rağmen birini hiç bu kadar sevdiğimi hatırlamıyordum bile. Onu deliler gibi seviyor ve istiyordum.

sex, drugs & etc. : yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin