The Obsidian Hotel'e gelmiştik tekrardan. The Sparrow Academy ile olan olaylardan sonra kendimi çok yorgun hissediyordum. Jayme denen kız haddini fazlasıyla aşmıştı. Ona dersini verebildiğim için gayet mutlu hissediyordum.
Otelin lobisine doğru yöneldiğimde Klaus beni görmüş ve hemen ayaklanmıştı.
K: Lenora.
Benim yüz ifademi görünce biraz duraksamıştı.
K: Ne oldu? Niye böylesin?
- Bence ne olmadı diye sormalısın Klaus.
K: Kötü şeyler olduğu kesin. Anlatmak ister misin?
- Sana anlatmayı çok isterim ama şu an çok yorgunum Klaus. Başka bir sefere.
K: Sen nasıl istersen.
Klaus'a gülümseyip danışmaya yönelmiştim.
- Hey, burada kalabileceğim bir oda var mı?
?: Sen de mi bir Hargreevessin?
- Sayılırım. Niye sordun?
?: Çok fazla oda kiraladılar. Eğer onlarlaysan kiralanan odalardan birinde kalabilirsin.
- Peki hangi oda boş?
?: 616.
616 mı? 616 sayısı benim için çok şey ifade ediyordu.
- Uğurlu sayım ne tesadüf, teşekkürler.
Odanın anahtarını alıp hemen odaya çıkmıştım. Odaya girer girmez kendime hemen bir kahve yaptım. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.
2 gün içerisinde Sparrowlar ile 2 kez karşı karşıya gelmiştim. Bu karşılaşmalar beni yormuştu. Sürekli onları görmekten bıkmıştım. Çünkü düzeltmem gereken bazı şeyler vardı ve bana engel oluyorlardı.
Marcus'u da bizim aldığımızı iddia ediyorlardı. Ama onu sadece bir kez görmüştüm. Hargreevesler de Marcus'u almadıklarını söylüyordu.
Bu durumda ya Sparrowlar bir şeyler karıştırıyorlardı ya da Marcus gerçekten kayıptı.
Jayme konusuna gelince ise benim hakkımda bildiği şeyler çok gizli şeylerdi. Olanları sadece en yakınlarıma anlatmıştım. Bunu nasıl bildiğine dair pek bir fikrim yoktu ama bunu öğrenmek için kendime söz verecektim .
Geldiğim oda gayet yüksek bir kattaydı. Manzarasını görebilmek için camın kenarındaki koltuğa oturmuştum. Hava kararmak üzereydi. Güneşin battığını görebiliyordum.
Uzun bir zamandan sonra böyle keyifli zaman geçirme fırsatım olmamıştı. Bunun tadını çıkarmak istiyordum.
Birkaç saat daha odada vakit geçirdikten sonra lobiye inmiştim. Dışarıya çıkıp biraz yürüyüş yapmak istedim. Otelin bahçesi gayet büyük ve ferahtı.
Akşamüstü olduğu için ortalık sakindi. Çoğu insan ya köpeğini gezdiriyordu ya da çocuklarını parka götürüyorlardı.
Temiz havada güzel bitkilerin kokusuyla yürüyüş yapmak çok rahatlatıcıydı. Çimlere uzanıp yıldızlara bakmak için de gökyüzü çok güzel görünüyordu.
Gözüme kestirdiğim bir yere uzandım. Yıldızlara ve bulutlara bakmak hiç bu kadar keyif vermemişti.
Gökyüzü birden kızıllaşmaya başlamıştı. Öncelikle bunun normal olduğunu zannetmiştim. Ama gökyüzü gitgide daha da kızıl olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the umbrella academy × ben hargreeves
Fanfictionlenora yenilenen zaman akışında nasıl maceralar geçirecek? gelin birlikte görelim ;) & the umbrella academy'den esas alınarak yazılmıştır