"Offf salak şey" der gibi baktın bana.Başını hafif yana eğerek önüne döndün.O an anladım gerçekten odunla karışık salak bişeydin sanki kahretsin.
- Beynime kan sıçradı " ya ne kadar salak bi jojuk lan bu " dedim.Her neyse otobüs geldi ve o gitti.
- Ertesi sabah aynı durağın önündeki çimenlere uzanmış seni bekliyordum.Bi dünya otobüs geldiiiii geçtiii ama sen yoktun
- Bu salak kesin " uyanamadı " dersede geç kaldı diye düşündüm.Belkide bugün dersi yoktu offf kahretsin herşeye pozitifmi bakmak zorundayımki. Bilmiyorum ama beklemeyi ve bekletilmeyi hiç sevmiyordum.Belkide sevgilisiyle şuan boğazda simit çay keyfisi yapiyolardi yok artik kendine gel yağız.
Sonunda bi otobüs geldi ve sen indin. Sen geldin evet otobüsten indim salına salına yürüyordun saçlarını at kuyruğu yapmisti havalı gözlükleri " raybenle" yine esiyordu.
Kahretsin bu kadar güzel olmak zorundamısınki.koşturarak önümden geçtin kokun beni benden almıştı. Hemen dersine girdin ve bende kapının önünde tenefüs zilinin çalmasını bekledim. Acaba Elife nediyecektim bence direk akşama çiçekle çikilatayı alıp istemeye gitmeliydik. Yada kızı dağamı kaçırmalıydın iyice saçmaladım.Neredeyse 1 saattir merdivenlerde oturuyordum midem ağrımıştı zil çaldı ve elif kantine doğru yürümeye başladı peşinden gittim.çok sinirli görünüyordu " çayını iç lan soğuttun " dedim. Gerzek ben çay değil kahve istedim dedj bi güzel azarı işittim. Bi kaç saniye sonra asık suratın yerinde kahkaha aldı.
- o kadar güzel gülüyorduki aşık olmamak elde değildi. Sadece odun herif dediğini duyabildim.
Sen kahkaha atmaya devam ediyordun ben ise cebimden çıkardığım o küçük taşa bakıyor...
Birde. Sözümü kesti ellerini ağzıma kapattı kalbim yerimden çıkacak gibi atıyodu kasılıp kalmıştım tek bir laf bile edemedim.
