Alarm. Ertlele. Alarm. Ertele. Alarm. Ertele. Alarm. Ertele.
Sırf böyle yaparak 6 gün uyuyabilirim. O kapasiteyi görüyorum kendimde.
En sonunda alarmı kapatıp baygın bir şekilde yataktan çıktım. Bir şey unutmuştum ama ne? Düşün, düşün, düş- hay böyle işin ben... Bugün Ece ile ev bakacaktık. Nasıl unuturum ben yaa?
Gerizekalısında ondan.
Hatırlatmasa iyiydi aslında. Benim ev bulmam gerek, sokakta kalma ihtimalim var düşündüğüm şeye bak. Hani nerede alkışım?
Leş gibi kokuyordum, duş almam gerekiyordu. Bir bakıma iyiydi, duş almayı severdim. Özellikle soğuk duşları.
Hemen duşa girdim. Saçlarım kısaydı, bu yüzden köpürtmem ve durulamam iki dakikama mâl oluyordu. Vücudum ise taş çatlasa 5 dakika sürüyordu. El çabukluğununda verdiği avantajla 5-6 dakika sonra duştan çıktım.
Üstüme beyaz göbeğimi açıkta bırakan bir sıfır kol giydim. Altıma ise yeşil-beyaz çizgileri olan, fazla olmasada yüksek bel kısa bir şort ve ayakkabı olarak kedi kulaklarına benzeyen dekoltesi olan siyah bir babet giydim. (Yazarınız ayakkabıya dekolte ekliyor. Göğüs dekoltesi gibi akabskandjs Süzme salağım yeminle.)
Kırmızı ruj ve çok az eyeliner sürdüm. Güneş gözlüğü, siyah çanta ve tamamım. Giyinmemde 10 dakika tutmuştu ama yinede geç kalmıştım. Ece'de aşırı dakik bir kızdı ve 10 saniye bile geciksen hesabını soruyordu. 2 saati siz düşünün.
Anahtarı alıp otelden çıktım. İzmir'de olsam abim gelip beni zorla öper, ablam elime para sıkıştırır, eniştem sarılır, yeğenim ise ben gidiyorum diye ağlardı. Onları çok özlemiştim. Gözlerim dolmuştu ama ağlayamazdım. Buraya iyi bir geleceğim olsun, kimseye muhtaç olmayım diye gelmiştim. Ağlayıp zırlamak için değil. Ama onları herzaman arayabilirdim. Sesleri bile bana huzur veriyordu. Telefonu çıkarıp abilerin en meteor 'unu aradım. Ne var?,telefonuma böyle kaydettim. Ama hakkını yemeyin acayip taş. Abim olmasa yavşarım o derece.
3. Çalışta açtı telefonu. Açtığının ilk saniyesinde konuşmaya başladı. "İyi misin? Nasılsın? Ev bulabildin mi? Ece nasıl? Ev bulduysan erkek atmıyorsun değil mi? Yavşayan var mı? Işınlanmayı icat eder gelirim hepinizin ağzına sıçarım bak." Ürpermedim değil. Abim bu sonuçta, bir şeyi dediyse sırf inadıma gözüme soka soka yapardı ve bundan acayip zevk alırdı.
Nefes almak için durduğunda konuşmak için ağzımı açtıma ama yeniden konuşmaya başladı. Şeytan diyor telefonu suratına kapat. Ama yemiyor. Abim ilk önce beni gebertir "neden suratıma kapatıyorsun lan?" diye, sonrada Iphone'umu kırar sen neden kapanıyorsun diye. Evet. Böylede manyak. Beni gebertmesine izin veririm, hatta beni diri diri yakabilir ama Iphone'uma dokunamaz. Hortlar gebertirim lan.
Eheuehueeheue o şimdi onu dinliyorum sanıyor ya la. Salak meteor.
"... dediğim gibi giyimine falan dikkat et birtanem."
Dur lan, telefon hangi ara ablamın eline geçti? Şimdi kesin söylediği şeylerden quiz (böyle mi yazılıyor?) yapacaktı. Ve ben hiçbirini bilemeyecektim. Ve birdaha anlatacaktı. Tamam dört dörtlük bir hatun olabilirdi ama bu huyunu sevmiyordum. Telefonda yada yüz yüze farketmez, söylediği şeyleri hep sorardı. Pff.
"Söyle bakalım canım, ben ne dedim?"
Aha şimdi sıçtık beybisi.
Bir tarafım ' hocam çalışmadığım yerden sorduğunuz' diye tuhaflaşırken, diğer tarafım mantıklı bir şeyler arıyordu ama ben konuşmanın sadece son kısmını dinlemiştim ve anlayacağınız boku yedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTANBUL
Teen FictionBabası o 10 yaşındayken bir trafik kazasında ölmüş bir kız. Annesi babasından 2 yıl sonra onu ve kardeşlerini terketmiş bir kız. Sadece abla ve abisi ile yaşayan, bir çok zorluğa kendi başına göğüs germiş bir kız. Erkek arkadaşı onu aldatmış bir kız...