Elimde ki nane çayı ile cam kenarında her zaman oturduğum masaya geçtim. Bir rutinim vardı. Her cumartesi bu kafeye gelir bi kahve yada bitki çayı söyler ve resim çizerdim.
Okuldan dolayı sadece cumartesi günü 3 saat boş zamanım oluyordu. Bende bunu rutine çevirmiştim.
Normalde de düzenliydim.
Ta ki hayatıma sen girip kalbimin ritmini bile bozana kadar.
Anlatımımı bile bozdun baksana? Neyse devam edeyim, size o günü tekrar yaşatacağım.
Masamın üzerine çayımı yerleştirip kalemlerimi konrtol ettim herşeyim tamamdı. Çizmek için kasada ki orta yaşlı kadını gözüme kestirince yavaşça oraya döndüm.
Çizmeye başlayacakken içeriyi bir ses kapladı. Kafamı kapıya çevirdiğimde beline yastık bağlamış grimsi peruklu -ki peruk oldugu saçından kaymış olmasından belliydi- sanırım yaşlı bir amca olmaya çalışmış bir çocuk nefes nefese içeri girdi.
Koşa koşa masama gelmeye başladı. Korkuyordum. Komik gözükmesine rağmen yüzü boyalar yüzünden berbat bi haldeydi.
Elini masama yasladığında birkaç kalemim masada hareket etti.
'Hey, 9/A dan Doğu sen misin?'
Kafamı salladım.
'Ben tiyatro kulübü başkanıyım adım Emir, görüntüme bakma lütfen. Sana bir teklifim var. '
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Seni hatırlamazken diğer insanların yüzünü hatırlamam haksızlık Emir'im.)