Bir anı unutulmaz kılan birçok şey olabilir. Komik bir an ise belki "muz kabuğu" bile açıklamanıza yeter o anı, onu dedikten sonra muhtemelen hatırlayıp kahkahalara boğulacaksınız zaten. Peki ya unutamadığınız o an aşık olduğunuz ansa? İşte şimdi işler karışabilir. Her birimizin farklı hikayesi var elbet. Dünya üzerinde şu ana kadar 108 milyar insan yaşadığı tahmin ediliyor. Yarısını erkek yarısını kadın farz etmeseniz bile en az 25 milyar insan, 25 milyar yaşanmış aşk eder. Hayatınız boyunca 1 kişiyi sevip onunla birlikte olduğunuzu var sayarsak tabii. Sayılar önemli değil. Önemli olan sizin yaşadığınız şeylerin biraz önce 25 milyara indirgediğim aşk kuzularının da yaşayıp yaşamadığı. Şöyle bir bakarsak o biricik anınız gerçekten de biricik mi diye şüpheye düşebilirsiniz. Merak etmeyin, gerçekten de biricik, çünkü ne siz ne de o dünyaya iki kez geldiniz. Belki de gelmişsinizdir kim bilir. Bu bir aşk hikayesi değil. Olmaması gerekir. Aşk hikayeleri kötü sonla biter. Bu, seninle benim. Asla biz diyemediğim. Çünkü biz olursak, ayırırlar. Hayat kolunu kanadını kırmadan bırakmaz aşıkların peşini. Biz melek değiliz, kanatlarımız da yok. Ama bizi onlardan da üstün kılan bir şey olduğu söyleniyor. Kalp. Ve kalp parçalara ayrılabilir. Binlerce kez kırılabilir. Kırıldığı gibi birleşebilir de. Sen ve ben. Eğer biri senin kalbini kırarsa, gelirim seninle toplamaya. Eğer biri benimkini kırarsa, sen gelirsin. Ama birbirimizinkini kırarsak, işte o zaman ne yaparız bilmiyorum. Bu bir hikaye, roman değil. Hikayeler kısa olur, bu yüzden sonuna üç nokta koyacağım ki bitmesin, sonsuza kadar kalalım burada.
