-
neptune, sleeping at last.
-
[ 1980.]
bir zamanlar, her şeyini bir kovalamacadan kaçıp annesine sığınan bir çocuk gibi bırakıp umutsuzca kaderinden kaçmaya çalışan bir kadın yaşardı. yollar o kadar acımasız ve yorucuydu ki, kadın bir uçurum görse kendini düşünmeden oraya bırakabilecek duruma gelmişti. onun hayatında "yaşıyorum" dediği bir an bile olmamıştı. çocuk yaşında ailesi tarafından elin erkeğine verilmiş, hayatı bir bunağın ellerine hapsolmuştu.
daha on sekizlik bir genç kızken, sürdürüldüğü yeni hayatının ona bütün zorluklarını tattırdığından neredeyse emin olmuştu.
halbuki hayat adil değildi. bunu öğrenmiş olmasına rağmen inanmak istememişti. fakat son darbesini aldığında emin olmuştu, gönderildiği ailenin bahçıvanına aşık olarak; en büyük zorluğu geleceğine körüklemişti.
verildiği aile varlıklıydı, katı kurallara sahipti; genç kız, yaşantısını ikametgah ettiği kasabanın ikindi vakitlerinde aşık olduğu bahçıvanla beraber bir çiçek tarlasında geçirir, soluklanırdı. çiçekler, günün en eğlenceli vakitlerinin temeliydi, bahçıvan ona olan hislerini aylar sonra dile getirebilmişti o tarlada. şimdi ise gizli olarak sürdürdükleri ikili yaşam; onlara bir diğer kozunu oynamıştı.
yine beraber oldukları bir gün, tarlanın sınırlarını iyice aştılar. biri yirmilerinde, diğeri on dokuzuna daha yeni girmişti. güneş yüzlerine vurup şarkılar söylenirken, yapmamaları gereken bir şey yaptılar, sonrası ise; kızın karnına düşen bir güneş ışığının kırıntısıyla buluştu.
genç kız, ne kadar bunun olmaması gerektiğini bilse de çoktan bağlanmıştı daha bir fasulye tanesinden farkı olmayan bebeğine. yapamazdı ki o, kıyamazdı canına. işler çığırından çıktığında ise, bunu ilk öğrenen kayınvalidesiydi. tüm aile öğrendiğinde, onlara tanrı öyle bir ceza verdi ki, kız ne kendini, ne bebeğini düşünür olmuştu.
tek yapabildiği, aşık olduğu bahçıvanla günlerini gün ettiği tarlanın köşesindeki büyük ağaca bakıp, sevgilisinin oraya asılmadan önceki onu sevdiğini mırıldanmasını anımsayıp, artık bir köleden farksız geçen yaşamını sadece karnındaki melek için devam ettirmekti.
bebeği doğduktan sonra, eskiden hanımı olduğu fakat şimdi bir köleden farksız olarak yaşadığı o katı aileden kaçtı, ona ilerleme enerjisini veren tek şey sevgilisinden kalan, ay tenli, minicik bir tilkiyi anımsatan günahsız bebeğiydi. ona çiçeğim, derdi. yıllar yılları kovaladı, bir kaç arkadaş edindi ama kadının hiç bir şeyi yoktu artık. o kadar vasıfsızdı ki, eski ailesi, köle olarak verildiği yer bile onu aramıyordu. bir tek canından saydığı teyzesi vardı, o da yaşlanmıştı ve zaten aynı evi paylaşıyorlardı.
küçük çocuk yedi yaşına bastığında, tanrı bu sefer ona güldü. yıllardır dilediği adağı gerçekleştirdi, kanserle beraber canını ruhlar alemine aldı. geriye ise oğluna sadece bir mektup, babasıyla tanıştığı tarlanın adresi ve tüm masumluğunu bırakmıştı. ikilinin ne kadar imkansız olsa da aşklarının bütün güzelliği oğlunun bedenine, yüzüne, kalbine ve geleceğine adanmıştı.
ve o küçük çocuk, sonsuza kadar annesi ve babasının anısını yaşatacaktı.
-
hosgeldiniz beyler oncelikle
minnos bir fic olucak
benim icin en anlam iceren ficimdir,
okuyacaklar icinse iyi okumalar dilerim.-l.
[ 090822. ]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
foxy's garden, hyunin. ✓
Fanfictionköşedeki çiçekçi, seni sordu bu sabah. 2022, ©oneofyourgirl. › minific, mpreg. [ bu kitap, daha dört aylık bir bebekken beni büyüten rukiye anneme ithaftır. ] yan: changlix, minsung, yeonbin, taegyu. 090822 - 080922.