okurken SONUNDA diyeceğiniz bir bölüm olduu🤩 keyifli okumalar ballarım <3
"hadi zeyno..." diye mırıldandı ali çatalını, kıza doğru uzatırken. zeynep omuz silkip kafasını çevirdiğinde pes ederek çatalı tepsiye geri bıraktı ve zeynep'e doğru eğildi.
"bak zeyno... seni o kadar iyi anlıyorum ki, bu öğrendiklerin çok ağır geldi sana. ama yemek yemen lazım, günlerdir ağzına tek lokma attığını görmedim."
zeynep'in iştahını kesen sadece ailesi değil, ona tam şu an kantindeki koltuktan meraklı gözlerle bakan bir çift gözdü. sahilde yaşananlardan sonra çağrı ile diyalog kurmamıştı, çocuğu ne zaman görse kaçıyordu çünkü onu görünce içinde filizlenen hislerle başa çıkması her geçen gün daha da zorlaşıyordu. gözlerini çağrı'dan çekip ali'ye döndü.
"istemiyorum." dedi kararlı bir sesle.
ali bıkkınlıkla arkasına yaslandığında duru ve sinan da gelmişti ellerinde tepsiler ile. "hala mı yemiyor?" diye sordu duru ali'ye. ali, kafasını sağa sola salladığında duru kıza doğru sokulup yanağından öptü.
"canım benim..." diye mırıldandı saçlarını okşarken. acıyorlardı işte, kendi arkadaşları bile kendisine acıyordu. gözlerinin dolmasını engelleyemedi kız.
sinirle ayağı kalktığında arkasında meraklı gözler bırakmıştı, yine. kantine doğru adımlarken ege'yi gördü fakat onu umursamadı, onların grubundan çağrı dışında kimse ilgi alanında değildi; hiçbir zaman da olamazdı.
zeynep'in uzandığı çikolatayı kaptı ege. zeynep kaşlarını çatarak geri çekildiğinde çağrı da gözlerini kısmış, ikiliyi izliyordu gerginlikle.
"ne yapıyorsun ya? ben alacaktım onu!"
ege sırıttı ve zeynep'i görmezden gelerek kantinciye parayı verdi. tam sıyrılacaktı ki kantinci seslendi ona. "para üstü?"
ege, zeynep'e küçümseyici bir bakış atarak sırıtmasından ödün vermeden konuştu. "kalsın abi, açtır arkadaş."
zeynep sinirle yutkunurken çağrı'yı diğer yanında görmesi iyi hissettirmişti.
"aa..." dedi çocuk, yapmacık bir şaşkınlıkla boş çikolata kartonuna bakarak. "benim sevdiğimden kalmadı mı?"
zeynep dişlerini sıktı ve çağrı'ya döndü. "öküzün biri aldı sonuncusunu."
biliyordu çağrı, görmüştü ve ege'nin tavırları fazlasıyla rahatsız etmişti.
"var, olmaz olur mu?" kantinci yeni kartonu yerleştirirken hemen bir tane kapıp zeynep'e uzattı çağrı. "al, çikolata krizin tutmuş senin belli."
zeynep gülümsedi çağrı'nın bu hareketine karşılık. çocuğun uzattığı çikolatayı aldığında göz teması kurdu, karşısında tebessüm eden çağrı'yla. "teşekkür ederim."
daha da büyük gülümsedi çağrı. "günlerdir hiçbir şey yemiyormuşsun, kuşlar söyledi. boğazından bir şeyler geçsin güzelim."
aklına ege gelince duraksadı çağrı. "hadi, gitsene arkadaşlarının yanına. iki saattir bizi izliyorlar" zeynep arkadaşlarına döndüğünde gerçekten hepsinin onlara doğru dik dik baktığını görüp güldü.
çağrı hızla kızın yanından ayrılıp ege'yi bulmak için sınıfa çıktı. öğle arası olduğu için sınıfta kimse olmamalıydı, çağrı da ege'nin merdivenlerden çıktığını görmüştü. muhtemelen, sınıfa gitmişti.
kravatını gevşetip birkaç düğmesini açtı sınıfa doğru giderken, daralmıştı. hızla sınıfın kapısını açtığında ege'nin pencereye yaslanmış ve kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde ona doğru baktığını gördü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙣𝙚𝙛𝙧𝙚𝙩 | zeyçağ.
FanfictionTAMAMLANDI zeyno ve çağrı birbirlerinden nefret ediyorlardı.