Episode 1.

144 7 23
                                    



Annemin zorla getirmiş olduğu psikologtaki ilk seansımın bitmesi için odadaki saate öylece bakarken kaç saattir oturduğumu bilmediğim deri koltukta kıpırdandım. Kaslarım sonunda hareket ettiğim için rahatlamışa benziyordu ve hafif bir sızıntı yaymaktan da eksik olmuyordu.
Seansın hemen bitmesi için dakikaları sayıyordum, istediğim tek şey eve gidip dinlenmekti.

"Benimle daha açık bir şekilde konuşursan seni anlayabilirim Cecilia, lütfen bana biraz yardımcı olur musun bu konuda?" Karşımda bacak bacak üstüne atmış oturan kadın burnunun ucuna düşen gözlüğünü bir parmağı ile yukarı doğru ittirdi.

Başımı ellerimin arasına aldım ve şakaklarımı okşamaya başladım. Kafam çatlayacaktı ve tüm düşünceler beynimi adeta yıkıma uğratıyordu. "Hayır, anlayamazsınız Bayan Walters."
Burada olmak istemiyordum, kimseyle konuşmak da istemiyordum. Bedenen burada olabilirdim, ama ruhen çoktan farklı evrenlere kaçmış hissediyordum.

"Neden kendini öldürmeye çalıştın Cecilia?"

Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp ciğerlerimi yakacak kadar derin bir nefes aldım. Her an patlayacak gibiydim.  herkes aynı şeyi soruyor, sürekli köşeye sıkıştırılmış gibi hissetmeme sebep oluyordu. "Amacım intihar filan değildi, bunu hastanedeki doktora da söylemiştim."

"2 haftadır hastanede yatıyorsun, daha üç gün önce taburcu edildin. Araban uçurumdan yuvarlanmış bir şekilde bulundu, kan tahlilinde oldukça fazla miktarda uyku hapı aldığın ortaya çıktı. Neden uyku hapı alıp araba sürmeye kalkıştın?"

Ellerimi göğüsümde birleştirdim. "Çünkü annemle kavga etmiştik ve evden biraz uzaklaşmak istedim."
İnsanların intihar etmek istediğimi dile getirmelerinden, imada bulunmalarından bıkmış haldeydim. Kimseyi inandıramıyordum. Sanki hepsi bana karşı bir oyun oynuyor gibilerdi, bu oyunun baş yönetmeninin de annem olduğundan oldukça emindim.

"Buradaki asıl sorun fazla miktarda uyku hapı almış olman Cecilia, ve bunun sende farkındasın."

"Çünkü uyuyamıyorum! Geceleri yattığımda gözüme bir damla bile uyku girmiyor, dönüp duruyorum yattığım yerde. Kaç aydır normal yaşantımda olduğum yerde uyuklamak dışında adam akıllı hiç uyuyamadım, bu yüzden de uyku hapı aldım." Başım eğilmiş, elimdeki kazadan kalma kabuk bağlamış yarayla uğraşıyordum.

"Bu sorunu daha önce herhangi birisiyle görüşmüş müydün?"

"Evet, bir doktorla görüşmüştüm ve insomniamın olduğunu söylemişti ama annem inanmamıştı. Kendi kendime uydurduğumu söylemişti." Bir elimle gözlerimi ovuşturdum. Gözlerimin altını siyah halkalar kaplamıştı ve benim dışımda herkes bunun farkındaydı.

"Anlıyorum..." Kucağında duran deftere bir şeyler yazıp yeniden bana döndü.
"Annemle kavga ettiğim için demiştin az önce, annenle aran nasıl?"

Bu soru karşısında istemsizce yumruk yaptığım elimi sertçe sıktım ve derin bir nefes aldım."Annemle bir aram yok, sadece aynı evde yaşayan iki yabancıyız."

"Nasıl yani?"

Sakin kalmak istedim. Onun için kendimi üzüp sinirlenmek istemedim ama kontrolümde değildi, istemsizce çatılıyordu kaşlarım onunla aramda olan bağı her düşündüğümde. "Bir anne-kız ilişkisi yok aramızda, benden nefret ediyor."

"Neden böyle düşünüyorsun?"

Omuz silktim. "Çünkü kendisi bunu dile getirmekten çekinmiyor. Daha hastanedeyken, her yerim yaralar içerisindeyken bile yüzüme tiksinir bir ifade ile bakarak arabasını mahvettiğimden bahsetmişti." Diyerek bakışlarımı pencereye çevirip binanın bahçesine bakmaya başladım.
Çokta umrumda değildi annemin bana karşı olan sevgisi, ondan bir şey beklemiyordum. Alışmıştım buna belki de.
Maddi geliri oldukça yüksek olmasına rağmen parayı bana fazla görüp cimrilik yapardı, bu sebeple küçük yaştan beri okul çıkışı yarım günlük garsonluk yapıyordum. Bazenleri 'anne' demek zoruma gidiyordu, tek isteğim yeterince para biriktirip ayrı eve çıkmaktı.

where is my mind | f.w.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin