Köprü

559 52 27
                                    

ikili birbirlerine sarılırken kapı açıldı, içeri mitsuki teyze girmişti, aniden ikiside geriye atıldı ve kacchan çığlık çığlığa bağırmaya başladı.

"SENİ BUNAK KARI KAPI ÇALSANAA?!!!"

"KAPA ÇENENİ LAN EŞŞEK?!! izukucumm çok tatlıydınız kusura bakma böldüm yemek hazır gelin hemeen~! SENDE GEL KATSUKİ!"

"TAMAM BE!???"

kapıyı sertçe kapatır ve deku sessizce kacchana bakakalmıştır, aralarındaki ilişkinin böyle olduğunu unutmuştu deku.

birlikte aşağı kata inerler ve masaya otururlar, babası ise işte yiyordur.

kacchan ve deku yanyana oturmuştu, mitsuki teyze bunu her gördüğünde içinden çığlık atıyordu (bizde... bizde.....)

sessizliği bozmak için söze atıldı mitsuki

"ee çocuklar~ nasıl barıştınız?"

"sanane bundan!?"

"kapa çeneni lan! ben izukucuğuma soruyorummm~"

"tch"

"ee- b-biz.."

zorlandığını fark eden bakugou söze atıldı

"sadece küçük bir kavgaydı ve anlaşılarak çözüldü bu kadar."

"küçük olduğuna emin misin...?"

"....."

bakugou susmuştu, annesi haklıydı küçük falan değildi. deku olayı düzeltmek için başka bir konu açtı

"ee yemekler çok lezzetli davet ettiğin için teşekkür ederim!"

"ay tatlım hep bekleriz, değil mi katsuki?"

oğluna sert bir bakış atarak onu kafasını sallamasına ikna etmişti mitsuki teyze

deku mutluydu, tek umudu eskisine dönmemeleriydi, o anı hatırlamak dahi istemiyordu...

*flashback*

kacchan ve deku kavgalılardı, kacchan sürekli ona zorbalık yapıyordu fakat küçük oğlan onun peşinden koşmaya devam ediyordu, nedeni ise onun gibi olabilmesi için önce arkadaş olması gerekirdi. bir gün bu kavgaları normalden fazla kötüleşti, kacchan sinirlerini bozan çocuğu köprüden aşşağı itmişti, çocuk neredeyse suda boğulacakken son anda kurtarılmıştı. bu ikisinde de büyük bir travma yaratmıştı ama deku bunun üstesinden gelemedi. aylarca yataktan çıkmadı okula dahil gitmedi, kacchan kendi ızdırabıyla savaşıyordu ve pişmanlığını kendine zarar vererek ödemeye çalışıyordu, ya kurtarılamasaydı? ya onun yüzünden ölseydi?? bunu düşünmekten geceleri uyku girmiyordu gözüne. en sonunda yeşilli kendine geldiğinde kacchanla konuşmayı bıraktı, ondan nefret etmiyordu. ama geçmişiyle uzlaşmak istemiyordu, ta ki bağlanana kadar... (ısırılma)

*flashback son* (gerçek hikayeyi değiştirip yazayım dedim hahayt)

eskilere dönmüştü yine, somurtmayı bırakıp yemeğe devam etti, tekrar anı bozmak istemiyordu.

yemek bittikten sonra evine gitti yeşilli

tüm aklı kachhandaydı, onunla takılmak aynı yerde bulunmak istiyordu. onun olma fikri çok çılgıncaydı ve reddedip kabul etmeyeceğini biliyordu ama yinede denemek istiyordu. belki birlikte  mutlu olurlardı? dnasını verirse sonsuza kadar yaşayabilirdi belki ikisi...

bunları düşünmekten tüm gece ayakta kaldı, tek istediği kacchanın kollarında uyumaktı. kacchanda farklı düşünmüyordu, o da onunla olmak istiyordu ama daha hazır değildi. nasıl ona dnasını vereceğini bile bilmiyordu ya yanlış giden bir şey olursa??

endişeliydiler, en sonunda rüyalarda kayboldu ikiside...

yeşilli uyandığında saat çoktan öğlen olmuştu, (okul yok oldu amk) sersem bir şekilde kalktı ve dişlerini fırçalayıp salondaki koltukta oturdu, beyni durmuş gibiydi sanki. tam o sırada telefonu çaldı.

"hey inek- yani deku, susama durumu ne ayak?"

"günaydın kacchan! biraz geliyor gibi ama dayanabilirim-"

"tamam geliyorum."

"ne-"

*kapatır*

anlamsız bir şekilde boş ekrana baktı deku, kacchan sussuzluğu için aceleyle mi geliyordu, acaba onu özlemiş olabilir miydi??

yarım saat sonra kapı çaldı, kacchan geldi ve direkt eve girdi. deku afallamış şekilde onu takip etti ve salonda koltuğa oturdular

biraz sessizliğin ve bakışmanın ardından söze atıldı kacchan

"ne baktın? gelmemi istemez gibi halin var?"

"a-aa yok öyle değil! şaşırdım sadece..."

"mmhm"

kan vermek için gelmemiş miydi? hemen gider sanıyordu ama hala koltukta oturmuş telefon bakınıyordu kacchan. deku anlayamasada sarışının asıl amacı farklıydı, dün uyku tutmamıştı çünkü sürekli eskiyi düşünüyordu, bu yüzden endişelenip apar topar yanına gelmişti dekunun. kan verme ise bahanesiydi ama bunu mezara kadar kalbinde saklyacaktı

biraz zaman sonra derin nefes verdi, ciddileşmiş ve konuya girmeye hazırdı. ona safça bakan dekuya döndü. ve söze atıldı

"aşık olduğun bi şahıs var mı?"

anlık duyduğu lafla çığlık atacaktı resmen, bu kadar ciddi bir ortamda böyle bir şey beklemiyordu.

"ehm- y-yok yani! var ama o emin yani- ben şey!-"

"neyse ne aptal! ciddi ol biraz!!!"

"evet- haklısın..."

"asıl konuya geliyorum iyi dinle inek, ilk ısırıldığın gün anlatmıştım hatırlarsan. dna verme muhabbeti, ister miydin?...*uzun bir duraksama* dna mı almak.?"

sözler kalbini fırlatıp atacaktı dekunun, kıpkırmızı olmuş suratıyla zorda olsa tepki vermemeye çalışıyordu.

"s-sen *yutkunur* sadece evli ve seven kişilerin dna verdiğini...söylemiştin..."

"doğru, fakat sende bana bağlısın. yani ömrün boyunca benim kanımı içmek ister misin? her zaman yanında olamayabilirim ve.. tanrım sikeyim-..! neyse ne işte aptal yapmak istiyorum seninle?!! anladın mı??? tch..."

yerin dibine girmişti kacchan, güçlü gözüksede aşk işlerinde iyi değildi, dekuda anlayacak kadar bilgili değildi aşk sözlerini bu yüzden sürekli açıklaman gerekirdi, bokunu çıkararak...

domates olmuş yanaklarını tuttu deku, istiyordu. istiyordu bunu reddedemezdi...

cevap veremeyecek kadar kızarmıştı bu yüzden kafa salladı, artık ne anladıysa bakugou "aptal" diyerek mırıldandı ve azda olsa yanaklarındaki kızarıklık belli oluyordu..

amacı buydu zaten kacchanın, buraya gelme amacı. tek başlarına, yalnız evde, birlikte olabilmekti....

ehehehe~ (piçimsi gülüş)

zort ettim sizi diğer bölüme ha gayret



devam edecek...




 My Royal Vampire~  [BAKUDEKU]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin