"uzun zaman önce kang adında çok varlıklı bir aile varmış. ama aile sadece zengin olmalarıyla değil, kötülüklerinden de tanınılırmış. hele ki ortanca oğulları kang taehyun. buz prens olarak bilinirmiş ve ne zaman köye inse herkes onun olduğu yeri terk edermiş.
yine de herkese soğuk davransa da aslında öyle biri değilmiş, çok sıcakkanlı ve kırılgan biriymiş ama kimse bunun farkında değilmiş, ailesi bile. bu yanını abilerinin yanında güçlü görünmek için saklamış. yine de bu kırılgan yanını bilen tek bir kişi varmış, hueningkai.
taehyun hueningkai ile köye gittiği bir gün tanışmış. her zamanki gibi herkes taehyunun geldiği haberini aldığı an kaçmış, huening kai dışında. o haberi almadığı için çiçek sattığı dükkanında her şeyden habersiz oturuyormuş.
taehyun herkesin gittiğini bildiği için rahat rahat dolanıyormuş ortalıkta, soğuk tavrını bir kenara bırakarak. huening'in olduğu dükkanın önüne geldiğinde huening taehyunu görüp kasanın arkasına saklanmış ama şansına taehyun o sırada kafasını ters yöne döndürüp o tarafa gitmiş.
huening taehyunun ne yaptığına bakmak için kafasını kaldırdığında kutuya koyulup bırakılmış kedilerle oynayan bir taehyun görmüş ve bu görüntü sayesinde taehyunun aslında düşündüğü kadar kaba biri olmadığına karar vermiş çünkü hayvanların sevdiği herkesin iyi insanlar olduğunu düşünürmüş. ve o an taehyunun yüzündeki gülümsemenin kötü bir insana ait olamayacağını hissetmiş.
huening bir süre taehyunu izledikten sonra kedilere yemek ve su aradığını görmüş. fırsat bu fırsat diyerek hemen kaplara su ve mama doldurup taehyunun yanına gitmiş.
hueningin çıkarken kapısının çıkardığı ses yüzünden taehyun ona karşı dönmüş ve donakalmış. huening ise bir yandan kendinden emin bir yandan da elleri titreyerek taehyunun yanına gidip elindeki kapları kedilerin önüne koymuş.
"çok güzeller değil mi?"
taehyun kedilerle oynarken onu gördüğünü fark ettiğinden beri donakalmış duruyormuş. bu yüzden konuşmadan sadece başını sallamakla yetinmiş.
"mama ve su arıyordun değil mi az önce?"
taehyun hueningin konuşmaya devam edeceğini fark ettiği için konuşmaya karar vermiş.
"evet...teşekkürler mama ve su getirdiğin için. ve senden bir şey rica edebilir miyim?"
"tabii"
"galiba kediler terk edilmiş, anneleri de yok. yakında köpeklere yem olurlar. kış da yaklaşıyor. onlara bakma gibi bir şansın var mı? en azından biraz büyüyene kadar, lütfen"
"demene bile gerek yok, akşam evime götürecektim. evimin yeni neşeleriler"
"ah sevindim o zaman, teşekkürler"
taehyun gülümseyerek kedilere dönmüş. bir süre daha kedilerle oynarken huening daha fazla içinde tutamayarak konuşmaya başlamış.
"iyi bir insan olduğunu biliyordum"
"nasıl?"
"hayvanları seven insanların iyi insanlar olduklarına inanıyorum, sende de tekrar kanıtlamış oldum bu düşüncemi. buz prens olarak bilinen kang taehyunun içinden yumuşak biri çıktı, kim beklerdi ki böyle bir şeyi"
"lütfen bunu kimseye anlatma"
"nasıl istersen. ama tek bir şartla, arada tekrar yanıma uğra. kedilere kendini özletme, baksana seni ne kadar sevdiler"
"her hafta geleceğim, ben de onları çok sevdim. tekrardan teşekkürler"
"rica ederim"
ve haftalarca taehyun hueningin yanına gelip kedilerle vakit geçirmiş. başlarda sadece kediler için gidermiş ama son zamanlarda hueningle vakit geçirmek için gitmeye başlamış. hatta bazı haftalarda iki kere gidiyormuş. bu şekilde çok yakınlaşmışlar, birbirlerine kimseye göstermedikleri yanlarını göstermişler ve kimseye anlatmadıkları sırları anlatmışlar.
ayrıca son zamanlarda sadece taehyun hueningin yanına gitmiyormuş, taehyun evlerinin büyüklüğünü kullanarak hueningin dükkanından çiçek sipariş ederek evlerine gelmesini sağlar ve kimse görmeden onu gizli yerine götürürmüş.
bir yılları böyle geçmiş ve ikisi de birbirlerinden ayrılamaz duruma gelmiş. huening taehyunu hiç sahip olamadığı ailesi olarak görüyormuş. taehyun da hueningi hiç sahip olamadığı arkadaşı ve kendini gösterebildiği tek kişi olarak görüyormuş.
ikisi de bu duygularını fark ettiğinde birbirlerine bakış açıları değişmiş, değerli bir arkadaştan aşka dönmüş. başta ikisi de kabullenememiş ve reddetmişler ama zamanla birbirlerine olan aşkları reddedemeyecek kadar büyümüş.
ikisi de uzun bir süre itiraf edememiş aşklarını karşı tarafın tepkisinden korktukları için. ikisi de biliyordu karşı tarafın bunu toplumdaki diğer insanlar gibi iğrenç bir şey olarak görmeyeceğini bu yüzden o yönden korkuları yok olmuştu zamanla ama arkadaşlıklarını kaybetme korkuları vardı.
yine de huening her zamanki atılganlığıyla duygularını taehyuna açmış. taehyun çok şaşırmış çünkü aşkının asla karşılık görmeyeceğini düşünüyormuş ama hayali gerçek olmuştu, huening de ona aşıktı. taehyun şaşkınlığını attıktan sonra anlık sevinç ve rahatlamayla yere çöküp gözyaşları dökmüş. hueningin ona endişeli gözlerle baktığını fark edince hemen kendini toplayıp hueninge sarılmış ve huening de aşkının karşılık gördüğünü anlayıp rahatlamış.
böylece sevgili olmuşlar. her şey çok güzel gidiyormuş, bu tablo da o zamanlardan çizilmiş. taehyunun babası taehyunun doğum günü için portresini çizdirmek istemiş ve çizer de hueningin yakın bir arkadaşı olan choi soobinmiş. huening soobinden taehyunun portresini çizerken arkaya piyano çalan birini eklemesini istemiş, böylece ikisi de ölümlü olmasından dolayı en sonunda ayrılacak olsalar bile resimde sonsuza kadar beraber kalacaklardı.
taehyun bu portreyi gördüğünde hemen piyano çalan kişinin huening olduğunu anlamış. ve doğum günü için verilen kutlamada hueningi bularak tekrar gizli yerlerine kaçmışlar ve tüm geceyi orda geçirmişler.
ancak bu son görüşmeleri olmuş. kang ailesinin çalışanlarından biri taehyun ve hueningin ilişkisini öğrenmiş ve hemen yaymış. taehyun evden çıkamaz hale gelmiş ve üstündeki baskılar zaten çok olmasına rağmen iki kat artmış. tüm herkesin korktuğu buz prens birden kötü muamelelere maruz kalmaya başlamış. koskoca evde yalnız kalmış.
huening ise çiçekçi dükkanını kapatmak zorunda kalmış çünkü erkekleri sevdiği tüm köye yayılmış ve her gün camına atılan taşlar ve iğrenen bakışlardan bıkıp kendini eve kapatmış.
ikisi de bir yıl dayanmaya çalışmış ancak başaramamış ve tanrıdan ölmeden önce tek bir şey istemişler: tekrar doğduklarında yine birbirlerini bulabilmek. ve ikisi de aynı gün ve aynı saatte intihar etmiş."
"peki tüm bu hikayeyi nerden biliyoruz?"
"portreyi çizen choi soobin anlatmış. adını da o koymuş, tabloyu çizdiği gün ilişkileri hem bitmiş hem de yeni bir sonsuzlukta tekrar başlamış"
"vay be...cidden güzelmiş- beomgyu sağa baksana hemen, sence de çocuk taehyuna çok benzemiyor mu?"
"oha evet çok benziyor...yanındaki de hueningi anımsatıyor choi soobinin anlatımlarına göre..."
bunu fark ettikten sonra beomgyu ve yeonjun sergi boyunca o ikilinin arkasından gitmiş.
"adları da hueningkai ve taehyunmuş..."
"ve sevgililer..."
"cidden tekrar doğup birbirlerini bulmuşlar"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ the portrait # tyunning
FanfictionIn the previous life and maybe the next too we are forever together angst ama angst değil oneshot