amigo provalarından sonra minho, jeongin ile ortak kaldıkları yurt odasına giriyor. eşofmanını tıkıştırdığı çantayı rastgele fırlatıyor. odaları çok büyük olmadığından yatağının üstünde uzanan jeongin'i rahatlıkla görebiliyor. makyajını silmek için kendi yatağına oturup baş ucu çekmecesine uzanıyor.
"daha ne kadar o eziklere tezahürat yapmaya devam edeceksin?"
"daha dün sahada ağlatılmış biri için çok cesur konuşuyorsun."
"daha sabah altımda ağlamış biri için çok cesur konuşuyorsun."
minho, jeongin'e göz devirip yanındaki yastıklardan birini fırlatıyor. jeongin hiçbir şey olmamış gibi yastığı alıp yatakta yanına oturuyor. yastığı yerine koyduktan sonra minho'nun elinden pamuğu ve makyaj çıkarma suyunu elinden alıyor.
"yorgunluktan yüzünü doğru düzgün temizleyemiyorsun bile. bırak halledeyim yerine."
"çok centilmensin, yang."
jeongin gülüyor, büyük bir dikkatle minho'nun suratındaki ışıltılı makyajı çıkartıyor. pamukları çöpe atıp makyaj çıkartma suyunu yerine yerleştiriyor. yatakta uzanan minho'nun yanına bırakıyor kendini, uzun elleri minho'nun eteğinin açıkta bıraktığı baldırlarında geziyor.
"bizim takımda olsaydın sana daha iyi bakardık."
"ya da sen bizim takımda olabilirdin."
jeongin parmakları arasındaki kalın baldırları hafifçe sıkıyor.
"o zaman kaybeden olurdum."
minho yatakta doğruluyor, bacağını öteki oğlanın üstüne atıyor. jeongin sırıtarak minho'nun belini sıkıca tutuyor, hareketlerini yönlendiriyor. minho'nun tamamen kucağına oturmasını sağlıyor ardından hâlen sıkıca tuttuğu belini iyice kavrayarak kucağındaki bedeni kendine doğru çekiyor.
"ama şu an zaten bir kaybedensin, yang."
minho'nun bacakları iyice açılıyor, eteği beline doğru havalanıyor. jeongin'in bir eli minho'nun açıkta kalan kalçasını kavrıyor.
"birazdan ağlamayacakmışsın gibi cesurca konuşmana hastayım, kedicik."
minho, jeongin'in yapılı omuzlarına tutunurken jeongin'in elleri minho'nun kalçasında geziyor. minho'yu tamamen kendine çekiyor, minho jeongin'in penisinin üstünde oturuyor. aralarında yalnızca kumaş parçaları var. minho'nun amigo eteği teninde çokça açıklıklar bırakıyor, jeongin'in kalçasına yaptığı vuruşlar beyaz teni kırmızı bir renge buluyor.
"şimdi dilin nerede kedicik? cesaretin nereye kayboldu?"
minho yalnızca jeongin'i kendine çekip tutkulu bir öpücük başlatıyor, göğüsleri arasındaki mesafe sıfıra iniyor, dilleri birbirine karışıyor. jeongin'in dudak piercinginin metalik tadı minho'nun dilinde kayboluyor, bıraktığı hisle jeongin'in ağzına inliyor.
dudakları ıslak bir parlaklıkla ayrıldığında minho cam gibi gözleriyle jeongin'e izin alırcasına bakıyor, jeongin ona yalnızca başını sallıyor. jeongin'in eşofmanını iç çamaşırıyla hızla indiriyor, jeongin'in büyük penisini ortaya çıkartıyor.
dizleri üstünde duruyor, yavaşlıkla jeongin'e doğru eğiliyor. eteği bu sefer daha çok toplanıyor, kalçası tamamıyla açıkta kalıyor. beyaz tenini jeongin'in el izi şeklindeki kızarıklıklar süslüyor, kalın baldırında amigo kostümüyle uyumlu kalpli bacak kemeri bulunuyor.
jeongin'in penisini ağzına alıyor, ufak parmakları ulaşamadığı yerleri kavrıyor. jeongin'in parmakları minho'nun sarı saçlarını kavrıyor, saçlarını çekiştiriyor. jeongin'in bacakları arasındaki beden tüm amacı buymuş gibi jeongin'in penisini emiyor, jeongin'in saçlarını çekiştirerek onu yönlendirmesine izin veriyor.
"ağzın sikimle doluyken çok güzelsin, ezik takımını desteklemek için uğraşmıyorsun ya da çok konuşmuyorsun. herkesi kendinden korkutuyorsun ama benim için itaatkar bir kediciksin sadece, değil mi güzelim?"
minho yalnızca jeongin'in penisinin etrafında inliyor, jeongin'in onu yönlendirmesine izin veriyor. jeongin yaklaştığını belirtircesine saçlarını daha sert çekiyor ancak minho çekilmiyor, jeongin'in ağzına boşalmasını istiyor. jeongin geldiğinde kafasını jeongin'in kasığına yaslıyor, dudaklarını yalıyor. minho jeongin'in kasığına belli belirsiz öpücükler bırakıyor.
"keşke rujumu silmeseydin, her yerine izler bırakırdım."
"hâlâ bırakabilirsin, senden başka kimse kasıklarımı görmüyor."
minho'nun dudakları memnun olmuş bir şekilde kıvrılıyor, kasıklarına acıtmayacak ısırıklar bırakıyor. ertesi güne diş izleri küçük kırmızılıklara neden olacak.
birkaç ısırıktan sonra jeongin minho'nun çenesinden tutarak başını kaldırıyor, göz teması kuruyor.
"hadi duşa girelim ve uyuyalım, yarın kaybedenler takımıyla antrenmanım var." minho mızmızlandığı için kucaklayıp omzuna atıyor ve küçük banyolarına taşıyor.
rivals to fwbs to.........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jeongho 一 colors
Fiksi Penggemar[ top! yang jeongin & bottom! lee minho] // yetişkin içerik! bacaklarının arasından sırılsıklam bir güneş ışığı damlıyor.