yine sen ...|

13 2 2
                                    

Namjoon
Herzaman ki gibi sabah kahvemi aldım ve okul için yol almaya basladım ,metroda bir süre kulaklığım müzik dinlerken hayallere dalmışım
kendimi bu sefer biraz fazla kaptırmıştım neredeyse durağı kaçırıyordum.Kafam herzaman kinden daha karışık ve allak bullak tı nedenini az çok tahmin edebiliyordum ...

Okula geldiğimde hobi beni bekliyordu yine aynı yerde
bu sefer elinde bir şeyler vardı
"joonie bize sandviç aldım hadi yiyelim" bu iyi olmuştu kahvaltımıda yapmamıştım
bir banka oturup yemeye başladık.Daha dersin başlamasına vardı.

Hobi ile kısa bir sohbetin içindeydik...

"seokjin den ne haber konuştunuz mu hiç"

"Evet biraz ama"

"oha cidden mi ne konuştunuz"

bir yandan da sandviç yiyor

"Beni ilk başta başka biri sandı daha sonra tanıdı ve parti de ceketimi söylemiştim ya"

"Evet, hatta en sevdiğindi oydu"

"Heh onu işte parti de unutmuşum seokjin almış ama"

"iyi fark etmiş bari-

Cümlesini yarıda kesmiştim çünkü ders saatini gelmişti geç kalmamalıydık hızlıca çöplerimizi attık ve sınıfa girdik.

2 saat sonra...
Ders sonunda bitmişti bu sefer ki dersimiz daha yorucu ve daha uzun gelmişti nedense biraz masada oturduktan sonra gözlüklerimi çıkartıp gözlerimi ovuşturdum gerçekten yorgundum telefon kamerasından kendime bakıyım dedim ve cidden berbat görünüyordum saçlarımın biraz dağınıktı.

Ama bunun önemi yok ders çalışmam gerekiyordu
kütüphaneye gitmem gerek
orda çalıştıktan sonra spora gitmem gerek planım vardı ve bunu uygulamam gerek ne olursa olsun.

Eşyalarımı topladıktan sonra hemen kütüphaneye yol aldım
uzak değildi çok şanslıyımdım bu yüzden .

Kütüphane çok kalabalık değildi,hemen boş olan bir yere oturdum kitaplarımı çıkardım kahvemi koydum gözlüğümü taktım ve çalışmaya başladım .

Bir süre çalıştıktan sonra başka kitaplara göz atmak için kalktım ve yorulmuştumda  ara vermem gerekti ortalığı dolandım, bir an da birini gördüm kitaplığa yaslanmış elinde kitap olan takım elbiseli biri bu oydu yine seokjin...

Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim ne yapmalıydım ki zaten o tam karşımda duruyor  heyecanlandım, ne olduğunu anlamadan baktığım kitabi elimden düşürdüm kütüphane sezsiz olduğundan herkes bana baktı utanarak yere eğildim ve kitaplarımı almaya başladım ve bir ses geldi

"Sana yardım etmemi ister misin?"

Bu seokjin di onu kırmamak adına kafamı salladım onaylarcasına o da güldü ve yardım etti .Ne kadar nazikti
ona hayır demek mümkün değildi neredeyse.

Topladıktan sonra kitapları kalktık yerden ,herkes hala bize bakıyordu insanları rahatsız etmiştik tabi .Hemen sordum

"Senin burda ne işin var seokjin ayrıca buraya nasıl girdin kartın yoktur senin şimdi "

"Sadece seni görmek istedim olamaz mı ayrıca nasıl girdiğimi napıcaksın beni söyler misin onlara?"

Bunu derken yüzüme çok yaklaşmıştı o kadar yaklaşmıştı ki gözlerini çok net görebiliyordum sanki içine düşmüştüm çıkamadım onlardan ta ki elimdeki kitapları yere düşürene kadar "ah çok sakarım"mırıldanarak
kısık sesle söylemiştim seokjin eğilerek

"Evet öylesin,istersen dışarıda konuşalım yeterince insanları rahatsız ettik"

Haklıydı bu yüzden dışarı çıkmaya karar verdik kapıya doğru yol alırken uzaktan koşar adımlarla güvenlik görüldü seokjine baktım hızlıca
"ah şey üzgünüm bunu söylemedim güvenliğin haberi yok aslında "

"Ne !!?" şaşkınlıkla ona bakarak "Sen- sözümü yarıda keserek kolumdan çekti ve koşmaya başladık ne olduğunu anlayamadım koşarken fark ettim ki boynu...
Tek güzel olan şey gözleri değildi hele ki omuzları
ona hayranlıkla bakarken kendimi tuvalet te buldum seokjin ağzımı kapatarak sus işareti yaptı arkasını gözetliyodu birileri geliyo mu diye bir süre yola baktıktan sonra ağzımı bıraktı

"Namjoon özür dilerim sana söylemeliydim ama seni hemen görmek istemiştim

"Ah sorun değil ama  yakalanmadığımız sürece"
dedim gülerek

Jin konuşurken baktığı yer gözlerimden yanağıma geçmişti ardından hafifçe yanağıma koydu elini

"Gamzen varmış
çok hoş güldükçe daha da belirginleşiyo hep gülmelisin"

Bunları derken o da gülüyordu
o güldüğü için bende güldüm söyledikleri aklımda tekrarlıyordu tekrarladıkça kalbim atışı daha da artıyordu
ne yapacağımı şaşırdım ama bu uzun sürmedi.

"Neredeyse unutuyordum bak
ceketini getirdim arabamda asılı istersen seni bırakırım ne dersin?"

Ne demeliydim az önce olanlar dan sonra bide ama onu kırmamak için teklifini kabul ettim .

Arabada iken konuşmamıştık nedense seszidik hemen evime varmıştım "Teşekkür ederim buraya kadar bıraktığınız için"
ve tam kapıyı açtım çıkarken kolumu tuttu yine.

"Namjoon eğer müsait olursan ve gelmek istersen tabi yeni restorantımın açılışına gelir misin?"

Sesin deki o narinliklik ve gözlerinde gelmem için yanıp tutuşan o bakışlar...

Tabiki hayır diyemedim
"Gelmeye çalışacağım davetiniz için sağolun seokjin"

Unutmadan ceketimide alıp
ona el sallayarak arabadan indim.


Bugun yine beklemediğim anda çıkıverdi karşıma, kalbimimde her şeyi altüst etti ve gitti...

Bugun yine beklemediğim anda çıkıverdi karşıma, kalbimimde her şeyi altüst etti ve gitti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Umarım sevmişsinizdir
diğer bölümlerde görüşmek üzere kendinize iyi bakınnn

♡♡

eyes close ||namjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin