The vampire daires-taenniekook

2

Kendime şu dünya üzerinde her şeyden fazla güvenirdim. Beş yüz yıldan beri yaşadığım için bazı şeyleri kafamdan atmıştım, Jeon'dan sonra kimseden etkilenmemiştim. Jeon benim dünya üzerindeki tek zaaflarımdan olabilirdi, bunu kendisi de biliyordu, O gece ardından bizimkilerle Chaeyoung'un ayarladığı eve gittik. "Burası, artık bizim evimiz ne olursa olsun" dedi Junmyeon kapıyı açarken.

"Ne olursa olsun" dedi ve Nayeon koluma girip içeriye girdik, Ailemi bıçaklama konusunda ben haklı olduğumu düşünüyordum. Melez olduktan sonra boktan bir durumdaydım, kimsem yoktu. Yalnız başıma ayakta durmaya çalıştım, ardından Chaeyoung ile tanıştım. Bana herkes den iyi davrandı, o zamandan beri Chaeyoung ile arkadaştım.

"Bu evde bir parti yapılır" dedi Taeyong salondaki kanepeye atladı, gözlerimi devirdim. Ardından bana ayrılan odama gittim, yatağa atladım ve duvarı izlemeye başladım. Camdan bir ses gelince oraya baktım, üst kattaydım birinin buraya gelmesi oldukça tuhaftı.

Yataktan indim ve perdeyi açtım, "Selam" dedi Jeon elini sallayarak. "Kapı vardı ama" dedim kenara çekilerek, ardından içeriye girdi. "Abin beni eve almazdı" dedi ve güldü, "Neden geldin?" dedim ve dolaptan kendime kıyafet seçtim. "Seni görmek istedim sadece" dedi ve mırıldandı, "Beni mi? yine Baekhyun'a satmaya mı geldin?" dedim ve gözlerimi kısıp ona baktım. "Hayır Jennie, saçmalama" dedi ve yatağa oturdu.

"Anlamıyorsun! o zaman seni onun zoruyla sattım, kendimden nefret ettim kaç sene! hala seni seviyorum" dedi ve birden ayağa kalktı. "Ne saçmalıyorsun? seni çekemem" dedim ve kıyafetlerimi koltuğa koydum. "Bana güvenemiyorsun değil mi?" dedi bana yaklaşırken, "Sana nasıl güvenebilirim?" dedim ondan uzaklaşmadan.

"Haklısın ama ölüyorum, vicdan azabından uyuyamıyorum" dedi ve elini yüzüme götürdü. Beni fazlasıyla etkiliyordu, ama ona tekrar güvenemezdim. "Şuan seninle son kez yatabilirim, ama bir daha olmaz. Bu fikri beğenmiyorsan çıkabilirsin" dedim ve arkamı döndüm, Belimden tutup beni kendine çevirdi. "O zaman başka şansımız yok seni burada becereceğim" dedi ve dudaklarıma yapıştı. Ona karşılık verirken o da elbisemi açıyordu, ellerimi gömleğinin düğmesine götürdüm. "Artık senden daha güçlüyüm Jennie, bu akşam babacığın ben olacağım" dedi ve üstümdeki elbiseyi çıkarttı. Bende gömleğini yırttım ve kenara attım. Beni kucağına aldı ve sırtımı yatakla buluşturdu, üstüme yerleştiğinde sütyenimden kurtuldu.

Deli gibi öpüşüyorduk, bende ellerimi pantolonuna yönlendirdim, "Kedicik" dedi ve kendi pantolonundan kurtuldu. Külodumu çıkartıp kenara fırlattı, onu yatağa ittirdim ve boxer'ından kurtuldum. "Şimdi babacığın kim?" dedim ve aletinin üstüne yerleştim.

İkimizde inlerken, ben üstünden dans ediyordum. "Şimdi! söyle babacığın kimmiş Jeon!" dedim ve hızlandım, sesi inlemekten çıkmıyordu. "Devam.. et! hızlı..." Jeon sonunda konuştuğunda ellerimi kaslarına geçirdim.

"Şimdi marifetini göster bana tavşancık" dedim ve üstüme çıkmasına izin verdim. "Senin kadar olmasa da!" dedi ve üstüme yerleşti.

O gece bana yüz yıl önceki gibi hissettirdi, Jeon'dan hala hoşlanıyordum. Ama bu oldukça acınasıydı, kendimden nefret ediyordum. "Viski var mı?" dedi yanımda yatarken, "Sikeyim ne çok şey istiyorsun sende" dedim ve ayağa kalktım. "Buradan manzara güzel" dedi ve güldü, üstüme uzun tişörtümü giydim ve alt kata indim. Bir şişe viski alıp yukarıya çıktım, "Al" dedim ve şişeyi ona uzattım.

"Sana çıkma teklifi etsem saçma mı kaçar?" dedi ve güldü, "Saçmalama Jeon ergen miyiz?" dedim ve ona döndüm. "Haklısın ama takılsak" dedi ve bana baktı, "Olabilir" dedim ve güldüm. O gece uzun uzun sohbet ettik, sabaha karşı uyuyakalmışız.

Sabah uyandığım da yanım boştu, siktirip gitmiş olmalıydı. Alt kata indiğimde bizimkiler kan emcüklüyordu. "Günaydın" dedim ve masaya oturdum, "Bu akşam Jones'ler yemeğe geliyor,ona göre hazırlıkları halledin" dedi Junmyeon baş köşeye oturarak.