𓆩1𓆪

195 48 63
                                    

______________________________________

BİRİNCİ BÖLÜM ↪ "BİTİŞ"

"Parçalara ayrıldığında gözyaşlarını kim silecek?"

Büyük olayın üzerinden bir hafta geçmişti.

Saat 04:52

Dijital saatten gözlerini çekti. Zifiri karanlığa alışmış gözlerini odada gezdirdi. Kardeşi bir adım ilerisindeki yatakta mışıl mışıl uyurken kendisi yine rahatsız bir şekilde uyanmıştı. Uyku ilacını fazlasıyla almıştı oysaki, n'olmuştu da uyanmıştı?

Ayağıyla adeta tepinerek üzerindeki yorganı attı. Yatakta oturur pozisyona geçtiğinde saçları dağılmış ve önüne gelmişti. Sağ elini saçlarının arasından geçirerek saçlarını -sözde- düzeltmiş oldu.

Ayağa kalktığında ellerinin titrediğini fark etti fakat umursamadı. Normaldi. Diyetteydi ve uykusuzdu. Gün boyunca sadece su içmek diyet sayılır mıydı emin olamıyordu fakat yemek yemiyordu işte.

Çalışma masasının sandalyesinde oturdu. Bir buçuk litrelik pet su şişesini kafasına dikip birkaç yudum aldıktan sonra şişe hafiften titremeye devam eden elinde daha fazla duramayacak gibi görünüyordu. Masanın üzerine bıraktıktan sonra sandalyeye yaslandı ve kafasını geriye attı.

Beyni sanki bir gramafonmuşcasına beynine takılan bir bozuk plak vardı ve durmadan aynı kısım çalıp duruyordu.

Shut up, count your calories

I never looking good on mom jeans 

I wish i was like you

Shut up count your calories...

Uzun parmaklarıyla yüzünü kapattı. Ağlamak istiyordu ama Büyük Olay'dan sonra göz yaşı kalmamış gibiydi. Ağlayacak olsa gözleri kızarıyor, doluyor ve birkaç yaş akıyordu fakat gerisi gelmiyordu.

Hüngür hüngür ağlamak, hıçkırıklara boğulup nefes alamamak ve ölmek istiyordu. Bir an önce ölmek istiyordu. Yaşamak için bir amacı yoktu. Ne okuyacağı bir kitap, ne de merak ettiği bir dizi. Uçurumun eşiğindeydi ve atlasa her şey bitecekti.

Neden doğdum? Bu soruyu defalarca kez soruyordu kendine. Geçen pazar günü yağan kardan kaçmak için girdiği kilisede vaaz veriliyordu. Kiliseyi sevmezdi, vaazları da. Ancak ister istemez kulak misafiri olmuştu.

"Her şey Tanrı'nın işi." demişti.

Madem her şey Tanrı'nın işi benim yanmam biraz garip şey.

Yüzünü gömdüğü ellerinin tırnakları yüzünü çizerek aşağı kaydığında gözleri dolmuştu yine. 

Her şeyimi kaybettim. Çünkü ben bir hiçim.

Ne kadar öylece sandalyesinde oturdu bilmiyordu ama kardeşinin uyandığını ve yanından geçip banyoya ilerlediğini fark edebilmişti.

Saate baktı. 09:14

46 dakikası vardı. Masanın üzerindeki buruşmuş kağıtlara baktı. Defalarca yazmayı denediği intihar mektubu. Bu sefer yazacaktı. Bugün bitirecekti bu işi.

Gitar kursundan çıktıktan sonra, yeni çalmayı öğrendiği şarkı zihninde yelken açmaya devam ederken, elleri titrerken bitirecekti. Buruşuk olmayan temiz kağıt destesinden bir tanesini aldı. Kağıt parmağını hafifçe kesmişti, üzerindeki siyah pijamasına parmağını silmekle yetindi. Enfeksiyon kapıp kapmaması umurunda değildi, nasılsa ölecekti.

GuitaristHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin