Ellerim bomboş yürüyorum. Biraz gerginim ama genel olarak karmaşık. Hatta çok karmaşık. Oyun ile başlayan duygularım şimdi gerçek oluyor ve bu beni korkutuyor. Evet yalanken bir öğretmeninden hoşlanmak çok kolaydı. Çünkü gerçek değildi hiçbir şey. Ama şu an Bay Kim'e karşı duygular beslemek korkunç görünüyordu gözüme. İnkar edip tüm duygularımı gözardı edecektim.
Karşımdaki bankta oturuyordu Bay Kim. Her adımımı özenle inceliyor beni bir hayli korkuya düşürüyordu. Yüzü alaycıydı sanırım çözemiyordum işte. Kara kutuydu. Bırak kendini bana açmayı annesine bile açmıyordur eminim.
Yolun sonuna geldiğimde Bay Kim'e üstten üstten bakmaya başladım. Gözleri arada rüzgardan dolayı uçuşan eteğime gidiyordu. Lanet etek kıçımın altındaydı ve açıldı açılacaktı. En son iç çekip otur anlamında kafasını banka doğru çevirdi. Hızla oturdum.
'Projen nerede?' dedi gözlerini iki saniye bile gözlerimden ayırmazken. Ben insanların gözlerine bakarak asla konuşamazdım. Şu an gözlerimin içine bakması beni çok fazla geriyordu. Gözlerimi saniye başı kaçırıyor, stresten dudağımı dişliyordum.
'Bay Kim size yapamayacağımı dün söylemiştim.' alayla gülüp arkasına yaslandı. Biliyordu yapamayacağımı en başından. Benimle oynamak hoşuna gidiyordu. Ben bir fareydim ve o da bir kedi.
'Sınıfta kalmak mı istiyorsun?' kalmazdım sanırım...
'Hayır.' diyerek kestirip attım. Çünkü ders konularında umursamazdım. Hatta son günlerde fark ediyordum notlar hiçbir zaman umrumda olmamıştı. Ben sadece Bay Kim'i elde etmek istemiştim. Bu farkındalık beni sarsmıştı. Eskisi kadar kendime güvenemiyordum. Her hareketimde her anımda o vardı. Peşimde bir hayalet vardı ve bu hayaletin adı Kim Taehyung'du. Bu ergence duyguyu bir an önce unutmalıydım.
'Akşam işin var mı?' kaşlarım çatıldı hafifçe. Ne için sormuştu bu soruyu?
'Yok sanırım.' Dedim hafif şaşkınlıkla.
'Bana gel o halde. Evin yolunu biliyorsun zaten.' Kaşlarım hafifçe çatıldı. Bunlar hiç yapmayacağı harketlerdi. Kim Taehyung kartlarını açık oynuyordu ve bu beni kuşkuya düşürmüştü.
'Neden ki?'
'Dersten geçmek istemiyor musun Jennie?' hafifçe kafa salladım. Ama ders sikim de bile değildi. Sadece bu adamın yaşamını cidden merak ediyordum. Her gün evine giden yüzlerce kadının nasıl hissettiğini merak ediyordum. Kim Taehyung gibi bir adamla bir gece geçirsem sanırım akıl sağlığımı koruyamazdım. Tabii bu hayalleri kurmak biraz utanç vericiydi. Sonuçta o benim öğretmenimdi.
'Yanakların al al oldu bir an da.' diyerek beni kendime getirdi. Hafifçe öksürdüm. Bende ki bu durgunluğu farketmemeliydi.
'Eğer evinize gelirsem dersten geçecek miyim yani?' hafifçe omuz silkti. Gururuna yediremese bile akşam ona gitmem için tüm kozlarını kullanacaktı.
'Neden olmasın?' Aklında türlü planları vardı ve ben bu planları öğrenmek için oraya gidecektim. Ve meraklı bir kızdım napabilirim?
'Peki o halde, akşam sekiz diyelim o zaman.' tamam dercesine başını salladı.
Oturduğum banktan kalkıp okul binasına ilerledim. Yemin ederim bakışlarının sırtımda olduğuna emindim. Bu teklifi bizimkilere deyip dememek konusunda bir hayli şüpheye düşmüştüm. Sanki konu artık bir plan olmaktan çıkmış benim özel hayatım olmuştu. Bu yüzden bu durumu sadece Lisa'ya anlatmaya ve ondan akılmaya karar verdim.
...
Hava karanlıktı ve Taehyung'un kapısının önünde dikilmiş zile basamakta tereddüt ediyordum. Heyecanlıydım ama en önemlisi korkuyordum. Derin bir nefes alıp zile bastım ve beklemeye başladım. Kapı biraz sonra açılmıştı ve Kim Taehyung tüm asilliğiyle karşımda belirdi. Okuldakinin aksine dağınık saçları ve üzerinde gayet rahat görünen eşofmanıyla bırakın öğretmen olmayı üniversite öğrencisi bile olamazdı. Yaşı anında 18 olmuştu ve beni kendine daha çok çekmişti.
"Gelmene sevindim Jennie. Bir ihtimal çekineceğini düşünmüştüm." Hafifçe güldüm. Beni tanımıştı.
"Elbette şüphelerim oldu fakat güzel bir teklifti Bay Kim." İçeri geçmem için kenara çekildi ve ben beyaz ayakkabılarımı çıkarıp ufak adımlarla eve girdim. Normal bir apartman dairesiydi ve her detayı ben Kim Taehyung'un eviyim diye bağırıyordu.
"Lütfen rahatına bak ben masayı hazırlayacağım." Geldiğimden beri burnuma dolan güzel yemek kokusunun nedenini anlamıştım. Kim Taehyung bana kendi elleriyle yemek hazırlamıştı ve ondan hoşlanan ben için bu çok çekici bir hamleydi. O mutfağa gittiğinde oturma odasına ilerledim. İlk olarak kitaplığını uzunca inceledim. Elime bir tane kitap aldım.
"Japon klasiği sever misin?" Arkamda varlığını hissettim. Ve heyecandan ellerim titremeye başladı.
"Şey yani seviyorum sanırım. Bir kaç kitap dışında pek okumuşluğum yok." Elimdeki kitabı daha iyi görmek için eğildi sanırım, bilmiyorum fakat nefesleri enseme değdi geçti. Onlar geçti fakat etkisi tüm bedenimde kalıcı bir hasar bıraktı. Daha fazla bu pozisyonda durmamak adına kitabı kitaplığa koyup arkama döndüm. İşte bu hareketim her şeyi daha kötü yaptı. Burun burunaydık. Hızla geri çekildim. İnanın her ne kadar sevsem bile öğretmenim ile bu pozisyonda olmak çok garipti.
"Bana yemek mi yaptınız?" Gergin bir gülüşle sordum bunu. O hafifçe doğruldu ve kafa salladı.
"Masaya geçelim. İlk defa yemek yaptım tepkilerini merak ediyorum." Daha sonra masaya geçtik ve yemek yemeye başladık. Bu kadar yemeği kendinin yaptığına inanasım gelmemişti fakat o ısrarla hepsini kendinin yaptığını söylüyordu. Açıkçası yemek boyu ettiğimiz sohbet pek gerici değildi. Tam tersine beni güldürdüğü anlar bile olmuştu.
"Bay Kim proje konusunu nasıl halledeceğiz?" Asıl konuya gelmek istedim çünkü buraya başka bir amaçtan geldiğimi düşünmemeliydi.
"O konu..." Dedi ve suyundan bir yudum aldı. "Evime gelerek beni onurlandırdın Jennie, boş ver projeyi şimdi." Şaşkınlıkla kalakaldım. Az çok tanımışsınız Bay Kim kesinlikle bunu yapacak biri değildi. Fakat canıma minnet eşelemedim ve çokça teşekkür ettim.
"Hadi git ellerini yıka ben de tatlıları hazırlayıp masayı toplayayım." Hızla kafa salladım.
"Yardım etseydim."
"Bugün misafirimsin lütfen kendini yorma." İstemeye istemeye kafa sallayıp lavaboya gitmek üzere ayağa kalktım. Taehyung mutfağa gidip bulaşıkları yıkmaya başlamıştı. Ben de odalara tek tek bakıp banyoyu bulmaya çalıştım. Gözlerim çalışma odasına takıldı. Tereddütle kolidoru yoklayıp girdim odaya. Çalışma masası üzerinde bir dolu kağıt vardı. Tek tek karıştırdım hepsini. Arkadaşlarım ve kendim için o sınav kağıtlarını bulmalıydım. Fakat bu kağıtlardan hiçbiri sınav kağıdı değildi. Çekmecelere baktım,gördüğüm 12/A birinci dönem sınav soruları yazan kağıt ile bakıştım. Ellerim titrerken hızla iki kağıdın fotoğrafını çektim ve kağıtları fırlatırcasına çekmeceye koydum.
"Jennie-"duyduğum ses ile ne yapacağımı bilemeyip hızla odadan çıktım ve kolidorun başında Kim Taehyung ile karşılaştım. Kaşları şüphe ile kalktı. Hızla açıklama yaptım.
"Özür dilerim Bay Kim lavaboyu ararken evinizi biraz karıştırmış oldum. Neresiydi acaba?" Hafifçe gülümseyip elleriyle saçımı dağıttı. O bunu arada yapardı.
"Şurası hemen hızlı ol kahvemiz soğumasın." Kafa salladım ve hızla lavaboya girip yüzüme su çarptım. Gerçekten çok gerilmiş ve ucuz atlatmıştım. Hızla ellerimi yıkadım ve akşamın devamında bir şeyler yedik, bolca konuştuk geleceğim hakkında. Kim Taehyung hoşlanma konusunu açmadı ve bu beni çokça memnun etti.
Biliyorum öğretmenimle böyle bir an yaşamam çok saçmaydı fakat Kim Taehyung'un arabasında saçlarım rüzgara karışırken bu pekte umrumda değildi.
-------
Kızlarrrrr biliyorum çooook uzun zaman oldu fakat umarım hâlâ okuyanınız vardır 🤠
Bu bölüm düz yazı oldu ama diğer bölüm texting olacak ve bizim çocukları okuyacağınız bir bölüm olacak o yüzden bu bölüme bol bol oy verip yorum yapın lütfen
SİZE GÜVENİYORUM 😭
Sizleri çok sevip bolca öpüyorum 😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Give Me a Sign
FanfictionKim Jennie matematik sınav sorularını almak için çok güzel bir yöntem bulmuştu. Öğretmenini baştan çıkartmak gibi...