•kisses

1.5K 189 85
                                    

...

Hyunjin, Felix'ten gelen o mesajı gördüğü andan beri kaskatı kesilmiş gibiydi, öylece duruyordu. Yaklaşık olarak dört dakika geçtikten sonra telefon ekranından gözlerini ayırdı, dağınık tutamlarını gözlerinin önünden ittirdi ve heyecanla ayağa kalktı. Artık kendisine gelmesi gerekiyordu, hoşlandığı çocuk onu bekliyordu yahu!

Felix ona gelmişti!

Karpuzlu pijamasını değiştirmeye tenezzül bile etmeden odasından aceleyle çıkmış, üstüne rastgele bir sweat giydikten sonra asansöre binmişti.

Gerginlikten dizleri titreyecek sanıyordu, yüzündeki parlak gülümseme ise hissettiği her şeyi yansıtıyor gibiydi.

Binanın kapısını ittirdiğinde, merdivenin birkaç adım ilerisindeki beden gözlerine çarptı. Felix oradaydı, etrafa bakınıyordu. Üzerindeki ceketin inceliğini, üşüdüğü için titreyerek kıpırdayıp durmasından anlamıştı.

Birkaç saniye öylece durdu, sarışını izleyerek onun varlığını fark etmesini bekledi.

Felix ay ışığında çok daha güzeldi.

İkilinin gözleri buluştu, kırmızı saçlı derin bir nefes aldı. Sanki Felix'in gözleri, her zamankinden daha da fazla ışıldıyordu.

Yürümeden önce suratına ufak, sevimli bir gülümseme yerleştirdi. Ardından, sakin kalmaya çalışarak 13 adım attı. Kalp atışı kulaklarında uğulduyordu.

İşte, Felix'in karşısındaydı.

Kendisinden biraz kısa olduğundan, karşısındakinin göz teması kurabilmek için başını hafifçe kaldırması gerekiyordu. Gözlerini Felix'in ışıldayan harelerinde gezindirirken onun ne kadar güzel olduğunu defalarca kez tekrarladı kendine Hyunjin. Sanki bir periydi Felix, ya da çok özel bir zaman diliminden kaçıp gelmiş elf prensi de olabilirdi. Her şekilde normal sayılamayacak kadar güzeldi, kalbini titretiyordu bakışlarıyla.

Bakışmalarını yarıda keserek başını salldı, gözlerini karşısındakinden kaçırarak etrafta gezindirmeye başladı. Heyecanını olabildiğince saklayacaktı.

"Adresimi nasıl buldun?"

Aferin Hyunjin, gerçekten ilk söylediğin şey bu mu?

Felix ise bakışlarını inatla Hyunjin'in gözlerinden çekmiyor, ruhunun derinliklerini sessizce inceliyormuş gibi davranıyordu. Sorusuna bir süre cevap vermedi, gözlerini hafifçe kısarak kırmızı saçlıyı incledi.

"Yeji'den istedim."

Evet, Yeji.

Öpüşmeleri gerektiğini bağırarak söyleyen, Hyunjin hakkında mızmızlanan ve sonrasında Felix'e sarılan Yeji.

Yeji'nin çok sarı olduğunu düşündü Felix.

Felix direkt olarak gün ışığına maruz kalmışçasına yorulmuştu ama buna değerdi.

"Anladım. "

Hyunjin deli gibi konuşmak istiyordu ancak ondan da çok Felix konuşsun istiyordu. Sessizlik uzadıkça, boğucu bir gerginlik yaratıyordu.

sour apple, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin