Artık sıcaklatmaktan vazgeçmiş güneş, genişçe salonun aydınlanmasını sağlarken malzemelerinin yanına uğrayan sarışının adım sesleri yankılanıyordu evde.
Az evvel ıpıslak olan saçlarını kuruladıktan sonra tüm araç gereçlerini kontrol etme ihtiyacı duymuştu, her saat başı olduğu gibi.
Her şeyin eksiksiz, tam takım olduğunu bir kez daha teyit etmesinin ardından birkaç saat sonrasının provası zihninde oynuyordu. Yaramazca sırıtışı da suratında yer edinmişken beklenmedik bir şekilde dış kapıdan gelen tok sesle kaşlarını çatmıştı. Henüz erkendi halbuki.
Kendisine oldukça bol gelen gri eşofmanını çekiştire çekiştire çıplak ayaklarıyla varmıştı kahverengi kapının önüne. Delikten bakmaya ihtiyaç duymadan da hızla aralamıştı kolunu indirdiği gibi.
"Madem duymayacaksın ne diye kapattırdın zilini?"
Hyunjin, kendisinden daha sarışın bedenin göğsünü hafifçe ittirip içeri tereddütsüzce ilerlemesine kayıtsız kalmayı seçmişti.
"Sesini sevmiyorum." diye mırıldanmıştı ardından dayanamayarak. Alışıktı bu tür azarlara. Jeongin'den gelen azarlara. "Gece gelirsin sanıyordum."
Kapıyı kapayıp karşısındaki oğlanın huzursuz suratına bakındı ve tersliği fark etti.
"Bilerek erken geldim." dedikten sonra parmaklarını geçirdi birbirine. Gerçekten huzursuzdu. "Şu geçen bahsettiğin fikir,"
"Evet?" demişti şüpheyle. Anlaştıklarını sanmıştı.
"İstemiyorum, bunu söylemek için geldim." Jeongin'in sesi sonlara doğru öz güvenle açılmıştı. İyice düşünüp taşınmış ve bu teklifi kesinlikle reddetme kararını almıştı. Omuzları dikti.
"Niçin?" diyebildi Hyunjin hayal kırıklığıyla. Jeongin uzun süredir modeliydi ve ikisinin de farkında oldukları bazı şeyler vardı, buna emindi.
"Bak, bu dediğin çok uçuk anlıyor musun?" demesine rağmen çatık kaşlarla kendisine bakan adam kafasını karıştırıyordu. "Tanrım," diyerek derince soluklandı. "Önünde bir başkasıyla sevişemem Hyunjin, anlıyor musun?"
Hiddetlenen sarışın diğerinin önce kırışık alnının normal hâle gelmesinin, ardından kıkırtılarının sebebi olurken bir yandan da umursamazlığına küfürler edesi geliyordu.
Kaçak kıkırdamaları bitince sakince yaklaştı Hyunjin.
"Bir başkasını da nereden çıkarttın?"
"Ne?"
Jeongin'in anlamaz bakışları içsel kıpırtılarını had safhaya çıkarırken kurnazca aralanmıştı dudakları.
"Yalnızca ikimiz oluruz diye düşünmüştüm ve," deyip sağ elinin tersiyle yumuşak teni okşamıştı. "Biliyor musun? Eğer bir gün ruh hâlimi paramparça etmek istersem o zaman böyle bir şeyi göze alabilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
art deco | hyunin
Fanfiction[hyunin smut oneshot] ✓ aksın bacaklarından oluk oluk milyonlarca doğmayacak çocuklarım.