INESTIMABLE 2 /JIKOOK

1.Bölüm

Jimin'in taç giyme merasimi

Sonunda büyük gün gelmişti. Jeon Jimin hak ettiği tacına ve küresine bugün kavuşacaktı. Saray'da yapılan partiden sonra herkes Saray'ın bahçesine toplanmıştı. Geri kalan halk ise Saray'ın etrafında toplanmaya başlamıştı. Tanrı'ların huzurunda Jimin kürenin sahibi olacaktı. Herkesi kendine itaat ettirecek ve kürenin ölene dek sahibi olacaktı. Bunun için ise yapması gereken bir büyü vardı. Küreyi ele geçirmek kolay bir görev değildi. Bunu yapmaya çalışırken hak etmeyenler, Tanrı'ların istemediği kraliçe acı şekilde ölürdü bu yüzden büyüyü eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi gerekiyordu. Halk ise heyecanla bekliyordu. Büyüde onların da büyük bir payı olacaktı. Bu büyü herkesin yardımı İle yapılıyordu. Aksi taktirde halkın kraliçeyi istemediği ortaya çıkıyordu ve kraliçe acı çekerek ölüyprdu. Jimin'in korkusu ise bu yöndeydi. Eski kraliçe ile yaptıkları savaşta onun tarafını tutmayanların yardım etmeyeceğini düşünüyordu.

Jimin ve Jungkook balkona çıktığında halk sessizleşmişti. Ülkede şimdilik sadece Jimin'in sesinin çıkması gerekiyordu. Jimin gerginlikle eşine dönmüştü. Onun bakışlarından güç almak istemişti. Jungkook ise ona güven verircesine gülümsemiş ve eliyle ilerlemesini istemişti. Kendisi de bir adım geri çekilmişti. Jimin gerginlikle gözlerini kapatmış ve cadısına seslenmişti.

"Bana yardımcı ol. Bunu tek başıma yapamam."

Demişti. Cadısı ise kıkırdamış ve

"Bu taht, bu küre, bu halk hepsi bize ait. Seni yanlış bırakacağını düşünme bile. Ben senim sen de bensin. Başarılı olacağız ve yollardır uğruna her şeyimizi kaybettiğimiz makamı alacağız. Eşimizin yanı sadece bize ait."

Demişti. Jimin ise gülümsemiş ve gözlerini açmıştı. Cadısı yanındaysa yapamayacağı hiçbir olmadığının farkındaydı. Enstrümanları çalanlara bakmış ve onay vermişti ve saymaya başlamıştı.

(Medyada ki şarkıyı açabilirsiniz)

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, aus
(1,2,3,4,5,6,7,8,9 bitti)

Büyü başlamıştı halk elektro gitarları dinlerken Jimin devam etmişti.

Alle warten auf das Licht
Fürchtet euch, fürchtet euch nicht
Die Sonne scheint mir aus den Augen
Sie wird heut Nacht nicht untergeh'n
Und die Welt zählt laut bis zehn
(Herkes ışığı bekliyor
Korku,korkmak yok
Güneş gözlerimde parlıyor
O,bu gece batmayacak
Ve dünya ona kadar bağırarak sayacak)

Halk bu kısımda sayıları sayıyor Jimin ise sözleri söylüyordu.

Eins, hier kommt die Sonne
Zwei, hier kommt die Sonne
Drei, sie ist der hellste Stern von allen
Vier, hier kommt die Sonne
(Bir, işte güneş geliyor
İki, işte güneş geliyor
Üç, o yıldızların en parlağı
Dört,işte güneş geliyor)

O sırada küre bir yastık üstünde getirilmiş ve Jimin'e verilmişti. Halk ise susmuş ve Jimin'in devam etmesini beklemişti. Bu kısımdan sonrasında ise cadı büyüyü ele almış ve kara büyüye çevirmişti. Halka güven değil korku vermeye başlamıştı.

Die Sonne scheint mir aus den Händen
Kann verbrennen, kann euch blenden
Wenn sie aus den Fäusten bricht
Legt sich heiß auf das Gesicht
Sie wird heut Nacht nicht untergeh'n
Und die Welt zählt laut bis zehn
(Güneş ellerimin içinde parlıyor
Yakabilir sizi kör edebilir
Elimden kaçarsa
Yüzünüzü ısıtır
O bu gece batmayacak
Ve dünya ona kadar bağırarak sayacak)

Jimin bu kısımı söylerken halk korku içinde küreye bakarak şarkı söylemeye devam eden yüzünde çatlaklar çıkmaya başlayan Jimin'e bakıyorlardı. Jungkook eşine yaklaşmış ve

"Jimin ne yapıyorsun. Böyle giderse yardım etmezler sana."

Demişti korkuyla. Jimin ise sırıtmış ve gözlerini halka çevirmişti. İnsanlar ise kendi dışında dayamaya başlamışlardı.

Eins, hier kommt die Sonne
Zwei, hier kommt die Sonne
Drei, sie ist der hellste Stern von allen
Vier, hier kommt die Sonne
Fünf, hier kommt die Sonne
Sechs, hier kommt die Sonne
Sieben, sie ist der hellste Stern von allen
Acht, hier kommt die Sonne
(Bir, işte güneş geliyor
İki, işte güneş geliyor
Üç, o yıldızların en parlağı
Dört,işte güneş geliyor
Beş, işte güneş geliyor
Altı,işte güneş geliyor
Yedi,o yıldızların en parlağı
Sekiz,işte güneş geliyor)

Tanrı'ların sesi de duyulmaya başlanmıştı. Sessizce Jimin'e yardım ediyorlardı. Halk ise ne olduğunu anlamadan bağıra bağıra ona kadar sayıyorlardı. Jimin'in cadısı ise daha çok bağırarak söylemeye başlamıştı.

Die Sonne scheint mir aus den Händen
Kann verbrennen, kann dich blenden
Wenn sie aus den Fäusten bricht
Legt sich heiß auf dein Gesicht
Legt sich schmerzend auf die Brust
Das Gleichgewicht wird zum Verlust
Lässt dich hart zu Boden geh'n
Und die Welt zählt laut bis zehn
(Güneş ellerimin içinde parlıyor
Yakabilir, sizi kör edebilir
Elimden kaçarsa
Yüzünüzü ısıtır
Göğsünüzde acı içinde yayılır
Dengeniz kaybolur
Sertçe zemine düşmenizi sağlar
Ve dünya bağırarak ona kadar sayar)

Gezegende saymayan tek bir kişi bile kalmamıştı. Büyüsü eşini bile etkisi altına almıştı. İnesler korkuyordu ancak büyüden kurtulamıyorlardı. Küre ise tamamen Jimin'e ait oluyordu. Üstünde siyah çatlaklar belirmeye başlamıştı. Gezegenin üstüne ise siyah bulutlar toplanmaya başlamıştı.

Eins, hier kommt die Sonne
Zwei, hier kommt die Sonne
Drei, sie ist der hellste Stern von allen
Vier, und wird nie vom Himmel fallen
Fünf, hier kommt die Sonne
Sechs, hier kommt die Sonne
Sieben, sie ist der hellste Stern von allen
Acht, neun, hier kommt die Sonne
(Bir, işte güneş geliyor
İki, işte güneş geliyor
Üç, o yıldızların en parlağı
Dört, ve alsa gökyüzünden düşmeyecek
Beş, işte güneş geliyor
Altı,işte güneş geliyor
Yedi,o yıldızların en parlağı
Sekiz,işte güneş geliyor)

Herkes sustuğunda ise Tanrı'ların ezgileri duyulmaya devam ediyordu. Bu ise kürenin tamamen Jimin'e ait olduğunun kanıtıydı. O anda Jimin'in yüzünde ki çatlaklar yok olmuş ve normale dönmüştü. Gökyüzünde ki bulutlar ise kaybolmuştu. İnesler ne olduğunu anlamaya çalışırken ise Jimin kalbini tutarak eşine dönmüştü. Sonrasında ise bilincini kaybetmiş ve yere düşmüştü. Jungkook ise son anda hem küreyi hem de eşini yakalamıştı. Yardımcılar koşarak balkona çıkmış ve kralın elinde ki küreyi almaya çalışmışlardı ama sadece çalışmışlardı. Ona dokunmaya çalışan herkesin eli yanıyordu. Hemen bir bez parçasıyla almış ve getirdikleri yastığa koymuşlardı. Kral ise eşini kucaklamış ve hemen şifacının odasına koşmuştu. Fark etmediği şey ise küreye dokunduğunda herkesin elinin yanmasına rağmen kendi elinin yanmadığıydı.

💜💜💜💜💜💜💜💜💜

Bir yıl sonunda geldimmmm.

Uzun bir süre burada yoktum ama geri dönme kararı aldım. Hem sizi çok özlediğimi fark ettim hem de bu fici hak ettiği şekilde bitirmem gerektiğini düşündüm.
Siz de beni özlediniz mi?

Ayrıca bölüm hakkında yorumlarınızı da merak ediyorum.

Bir de eskisi gibi bölümleri atmam uzun sürmesin diye sınır koymak istiyorum.

100 oy ve 100 yorum sınır olsun.

Sizleri çooook seviyorum.