DENİZ'DEN
Yağmurdan ıslanan saçlarımı elimle düzelttim ve üstümdeki elbiseme baktım beyaz bir elbiseydi,yağmurdan beyaz dışında başka bir renge dönüşmüştü. Sevgilim tarafından aldatılmıştım hemde kuzenim tarafından ikisini sarmaş dolaş gördüğüm gibi evden çıkmıştım. Homurdanarak taksi bulmaya çalışyodum ama hiç taksi yoktu telefonuma bildirim geldiğinde çantamdaki telefonu arıyordum, telefonumu bulmaya çalışarak karşıya geçmeye başladım. Sert birine çarptığımda acıyla inledim. Kime çarptığıma baktığımda dağınık saçları olan kahverengi gözlü birine çarptığımı farkettim. Çarpan kişi yanıma gelip "İyi misin?" diye sorduğunda "Önüne baksana be görmüyor musun?" diye çıkıştım "Kızım önüme atlayan sensin ben ne yapabilirm" dedi "Az kalsın ölüyodum senin yüzünden" dedim "Ölmemişsin işte,istiyosan bir daha çarpabilirim bu sefer ölürsün" Dedi elini uzattı eline baktım ve kendim kaltım, nasıl vurduysa kalçam çok acıyordu sızlanarak ayağa kaltım. "Eve mi? gidiceksin" diye sordu, "Sanane napıcaksın evimi öğrenip benim odamımı? gözlemliyeceksin" dedim, alaycı bir şekilde güldü "İyi sen bilirsin bu saatte taksi bulamassın yürüyerek git o zaman kendin bilirsin" diyip park ettiği arabasına yöneldi, bi anlık yürüyerek gitsem diye düşünmedim değil ama insanlar beni bu halimle görse arkasına bakmadan kaçardı çünkü beyaz elbisem çamura bulaşmıştı saçımı söylemiyorum bile bu halimle her şeye benziyordum yürüyerek gitsem çok uzaktı hem zaten üşenirdim, tek çarem binmekti "Tamam gelicem bekle" dedim ve arabaya doğru yürüdüm. "Evin nerde?" dedi "Evimi napıcaksın" bana sanki "ciddi misin" der gibi baktı. "Evine bırakacağım" diye mırıldandı. Motoru çalıştırıp gaza bastı,elim hemen takmak için kemere uzandım. "Korktun mu?" diyip güldü "Yavaş sürsene be" "hadi evini söyleden bırakayım seni bir önce de kurtulayım senden" dedi "Diyeğecim birazdan" dedim evimin adresini verdiğimde kafasını salladı "Adın ne?" dedi "Bidaha görüşmiyceğimiz için tanışmamaıza gerek yok" dedim "Nerden biliyosun belki görüşürüz" dedi "Görüşüceğimizi çok sanmıyordum".Saat kim bilir kaçtı eve gidince annem beni öldürücekti geç olmadan gel demişti ama ben birşey olmaz demiştim. Eve nasıl giricektim bilmiyorum, Annem umarım uyumuştur da benim bu halimi görmez. Eğer uyumadıysa kesin terlik fırlatırdı "Tamam geldik" dedim eve nasıl gireceğimi düşünürken, arabadan dışarı çıktığında kapımı açıcak sandım ama öyle birşey olmadı. Söylenerek kapımı açtım bana çarpmıştı insan kapımızı açardı yani dimi. "Kapımı niye açmadın" dedim güldü "Sağlam olduğuna göre kendin açabilirsin bence" dedi "Teşekkür ederim" diyip apartmana doğru yürüdüm dış kapı açıktı içeri girip kapıyı kapattım. Asosöre binip çantamdan anahtarı aradım asansörün kapısı açıldığında asansörden indim, galiba anahtarı almamıştım. Eve nasıl giricektim Yiğit'i arasam şimdi malak gibi yatıyordur, acaba kapıyı mı? çalsam ya annem uyuyorsa şimdi iki saat soru sorucak terlik falan atıcak en iyisi Yiğit'i aramak tabi! duyarsa . Telefonumu çıkarıp Yiğit'i aradım açmadı, bir kere daha aradım yine açmadı! duymuyordu tabii acaba Alevlere mi gitseydim. Alev en yakın arkadaşım aynı apartmanda oturuyoruz çocukluktan beri tanışıyoruz ama annesi beni bu halimle görse kapıyı tekrar kapatırdı. Kapı açıldığında kapıyı açan anneme baktım, baştan aşağı gözlerini üzerimde gezdirdi yani bir korkmadım değil "Kız sen bu saate kadar nerdesin?" dedi "Anne anca geldim taksi bulamadım iki saattir" diye bir yalan uydurdum "Senin bu üstünün başının hali ne kız naptın çamurla mı oynadın?" dedi "Taksi bulurken ıslandım işte anne" dedim yalan söyleme konusunda çok iyiyimdir ama annem anlamadığı sürece topuklu ayakkabımı çıkartıp elime aldım ve eve girip kapıyı kapattım. "Babanı zor ikna ettim senin Alevlerde olduğunu aşağıya bakmaya gelicekti valla zor inandırdım babanı" dedi annem "Hem sen nerdeydin bana da söylemeden çıktın" dedi "Borada" dedim "O kim" dedi annem "Sevgil-" dediğimi anladığım gibi sustum "Ama artık değil" dedim konuyu uzatmayarak "Biraz sessiz olun uyuyoruz burda" dedi Yiğit dağılmış saçlarıyla komik gözüküyordu gelip saçımı bozdu "Naber ablacığım ne bu halin cin mi çarptı" dedi "Cin çarpmadı ama ben sana çarpıcam Yiğit" dedim ve banyoya girdim üstümdeki beyaz elbisemi çıkarttım beyaz değildi ama neyse.Duş aldıktan sonra odama gittim pijamalarımı giyip yatağa ilerledim saçımı kurutmaya üşenmiştim çünkü. Yatağımı açıp içine girdim ve o çocuğu düşündüm acaba o da mı? doğum günü partisine gelmişti. Aklıma Yiğit'in Noah posterimi yırtma tehtidi gelmişti ve yırtmışmı diye diye baktığımda yırtmadığını gördüm tabii göt korkusuna yırtmamıştı yırtsa ne yapacağımı biliyordu Yiğitle aramızda 2 yaş vardı ben 17 Yiğit 15 yaşındaydı.Eğer yırtsaydı sevgilisine aldığı hediyenin benim olduğunu söylerdim gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İDDA
Teen Fiction"Ne yani herşey bir idda için miydi?. Benimle eğlenirken,gülerken hiç bir şey hissetmedin mi?. Beni hiç mi sevmedin?.Ben beni seviyorsun sanmıştım ama yanılmışım." dedim dolan gözlerimle. Sadece Arasın böyle bir şey yapabileceği hiç aklıma gelmezdi...